Zaman; vakit, içinde bulunulan devir, çağ, yaşanmakta olan vakit, durum, şart, elverişli hal, olmuş ve olacak hâdiselerin birbiri ardınca cereyan edişinin düşüncemizde meydana getirdiği başı ve sonu belli olmayan soyut kavram, bu kavramın belirli sınırlar içinde kalan bir parçası, bir önce veya bir sonraya göre belirli bir an, bir işin olageldiği veya yapılageldiği saat, gün veya mevsim gibi anlamlara gelir. İşte zaman kelimesi ile ilgili cümleler.
– Bana biraz zaman verirseniz gidip onu çağırabilirim.
– Borcunu en kısa sürede öde, daha fazla zaman vermeyeceğim.
– Burda beklemekle zaman öldürüyoruz beyler.
– İşte bizde öyle zaman öldürüyoruz.
– Zamane çocuğu ne olacak.
– Zamane çocukları işte, bizim zamanımızda biz böylemiydik.
– Gel zaman git zaman bu ikisi beraberce yaptılar bu evi.
– Gel zaman git zaman sürekli hayallerini kurduğu kitabını yazmayı bitirdi.
– Başlarda çok mutluydu aslında ama gel zaman git zaman bu şehre sığmaz olmuştu.
– Bölgede yabancı satıcılar aman zaman bilmezler.
– Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir. (A. İlhan)
– O gece, aç kurtlar sürüye aman zaman dedirtmedi.
– Böyle kahpe insanlara sakın aman zaman dedirtmeyin!
– Zamanı geçti artık, milyar versen işe yaramaz.
– Ben dediğim zaman gelecektin, artık zamanı geçti.
– Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım. (A. Ş. Hisar)
– Zamanı geçmeden biraz daha kestane yiyelim.
– Kaç zamandır sana geleyim diyorum, ama fırsat bulamıyorum.
– Üstünden şu kadar zaman geçti, hâlâ kitabı getirmedi.
– Bu çiçeklerin büyümesi biraz zaman alır.
– Hele tâtil zamanlarında her meyhânenin önünde “laterina” denilen birer sandık çalgısı bulunması Galata’yı ebedî bir bayram hâline koyar. (A. M. Efendi)
– Bizim eve gelmemiz çok zaman alır.
– Zaman ile yarışıp tüm ödevleri bitirdim.
– Oyun ve eğlence zamanlarını büyüklerin yanında geçirmekten hoşlanan bu küçük kız da annesinin amcası olan İbrâhim Efendi’yi herkes gibi tanıyordu. (S. Ayverdi
– Otobüse yetişmek için inan zaman ile yarıştım.
– Bu zamanda Galata meyhânelerine düşenlerin hiçbirisi ayık sayılamazlardı. (A. M. Efendi)
– Aslan zaman kollayıp avını yakalamak için atıldı.
– Etiler’in, Firikyalılar’ın, Lidyalılar’ın, Roma ve Bizans’ın, Selçuk ve Osmanlı Türkleri’nin zamânında bu hep böyle olmuştur. (A. H. Tanpınar)
– Toplantıda düşüncelerini açıklamak için zaman kolluyordu.
– Çoğu zaman senin bu hareketlerine anlam veremiyorum.
– Bu telakkîyi zamânımıza mahsus addetmemeli. (A. Hâşim)
– Evini boyatmak için zaman kolluyor.
– Akşam zamanı yola çıkılmaz.
– Dünya barışını gerçekleştirmeye zaman elvermedi. (A. Kabaklı)
– Adının Acem Ali Bey olduğunu o zaman öğrendim. (A. M. Efendi)
– Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi. (H. Taner)
– Uyarılarımı dikkate al, işe girmek için biraz daha zaman kolla.
– Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor. (R. N. Güntekin)
– Sabretmek ve geçen zaman her derdin bir devası gibidir.
– Kendimi yirmi yıl önce Erzurum’da lisede edebiyat muallimi olduğum zamâna dönmüş sandım. (A. H. Tanpınar)
– Ben de zaman geçirmek için televizyon izliyordum.
– Yaralar dinmişti. Araya zaman dediğimiz büyük yapıcı girmişti. (A. H. Tanpınar)
– Maçın son anlarında futbolcular, zaman geçirmek için sakatlık numarası yapıyordu.
– Onu gördüğüm zaman söylerim.
– Bırak, şu billûrda solsun şu güller / Zamânı anlatır her düşen yaprak. (A. M. Arolat)
– Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. (H. Taner)
– Zaman alacak intikamımızı ve hepimiz mutlu olacağız.
– Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. (Ö. Seyfettin)
– Çocuklar! sınav zamanı dolmak üzere, son cümlelerinizi yazın.
– Durmuş saat gibiydi durup geçmeyen zaman. (Y. Kemal)
– Bu borcu ödemen için sana bir ay zaman tanıyorum.
– Sınav süresi bitti ama size on dakika daha zaman tanıyorum.
Zaman ile ilgili deyimler ve anlamları
Zaman ile ilgili atasözleri ve anlamları