Dünyaca ünlü Türk sopranosu Leyla Gencer 10 Ekim 1928 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul İtalyan Lisesi’ni bitirince İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girdi. Elvira de Hidalgo ile Giannina A. Lombardi’den şan dersleri aldı. 1946 yılından başlayarak üç yıl boyunca İstanbul Şehir Korosu’nda solocu olarak çalışan Leyla Gencer, 1949 yılında Ankara Devlet Operası’nın sınavını kazanınca Ankara’ya gitti. Burada, Pietro Mascagni’nin Cavalleria rusticana adlı operasında, köylü kızı Santuzza rolüyle ilk kez başrole çıktı.
Leyla Gencer, 1951 yılında Eugen d’Albert’in Tiefland operasının Türkiye’deki ilk sahnelenişinde oynadığı Martha rolüyle büyük başarı kazandı ve ertesi yıl İtalya’ya gitti. Kısa sürede İtalyan müzik çevrelerinin dikkatini çekti. Bir yıl sonra Milano’daki La Scala Operası’nda sahneye çıkarak, bu ünlü kuruluşta rol alan ilk Türk solocusu oldu. 1954 yılında Napoli’nin San Carlo Tiyatrosu’nda sahnelenen Madame Butterfly operasında rol aldı ve o yılların ünlü yönetmeni Tullio Serafin’le çalışmaya başladı.
Bu yıllardan başlayarak çalışmalarını bütünüyle yurtdışında sürdüren Leyla Gencer Münih, Viyana, San Francisco, Roma ve Venedik operalarında sahneye çıktı. Floransa ve Salzburg gibi kentlerde düzenlenen dünyanın ünlü festivallerine konuk sanatçı olarak katıldı. Dünyanın en ünlü konser salonlarından olan Londra’nın Albert Hall ve New York’un Carnegie Hall salonlarında konser ve resitaller verdi.
Milano La Scala Operası’nda çalışırken 1957 yılında primadonnalığa (başkadın opera sanatçılığı) yükselen Leyla Gencer, özellikle Donizetti, Bellini, Puccini ve Verdi operalarındaki özgün yorumuyla büyük övgü kazandı ve dünyanın belli başlı sopranoları arasında yer aldı. Birçok uluslararası ödül ve nişan kazanmış olan Leyla Gencer, 1960 yılından sonra repertuarına aldığı Rus operalarıyla da büyük ilgi gördü. Leyla Gencer’in sanat yaşamı üzerine, Leyla Gencer: Romanzo vero di una prima donna (”Leyla Gencer: Bir Primadonnanın Gerçek Romanı”) adıyla kitap yayımlanmıştır.
Leyla Gencer, 10 Mayıs 2008 yılında Milano’daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak öldü. Leyla Gencer’in cenazesi 12 Mayıs günü Milano’da La Scala Operası’nın Santa Babila Kilisesi‘nde düzenlenen kalabalık bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda krematoryuma götürülerek yakıldı. Leyla Gencer’in külleri daha sonra İstanbul’a getirildi. Kendi vasiyeti gereği küller, 16 Mayıs günü Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasındaki yapılan bir törenden sonra Dolmabahçe açıklarında Boğaz sularına döküldü. Törende, Mozart’ın Requiem’inden “Lacrimosa” ile Ahmed Adnan Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu”‘nun 5, 12 ve 13. bölümleri İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu tarafından seslendirildi.