Yağmur; atmosferdeki su buharının yoğunlaşması sonucu yeryüzüne damlalar hâlinde düşen su demektir. Yağmur mecaz anlamı ise; çok ve sık düşen, gelen şey, yağmur damlası gibi sık ve çok gelen şey demektir. İşte yağmur kelimesi ile ilgili cümleler.
– Biraz daha erken çıkabilseydim yağmura yakalanmayacaktım.
– Ünlü şarkıcı Kelly Rowland sahne çıkışı yağmura yakalandı.
– Adamın iş yerini, kurşun yağmuruna tutmuşlar.
– Gelirken yağmur boşandı, eve zor girdik.
– Şu anda dışarda yağmur yağıyor. (O. V. Kanık)
– Yağmur boşanınca hemen arabaya sığındık.
– Geceleyin yediği yağmurdan bozulmuş fesini ikide birde çıkarıp elleriyle açmaya, parmaklarıyle püskülünü taramaya çalıştıkça düşürüyor. (A. Râsim)
– Ona fazla umut bağlamayın, yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez bir tip.
– Ben önde, Nezir arkada, çamurlu yoldan, yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz. (R. H. Karay)
– Yağmur yağarken şemsiye kullanmadığım için sürekli ıslanmak durumunda kalıyorum.
– Dedem böyle yağmurlu bir havada vefat etti.
– Bir kuraklık zamânında birtakım mektep çocuklarının yağmur duâsına gittiklerini gören bir adam, “Mektep çocuklarının duâsı makbul olmaz, beyhûde götürüyorlar” demiş. (F. Reşat)
– Hazırlıksız yakalandık, eve gelinceye kadar epey yağmur yedik.
– Korunaklı sandığım köşe o kadar da korunaklı değildi. Yağmur iliklerime kadar işlemişti. (S. Dölek)
– Bu akşam şiddetli yağmur bekleniyor, yanına şemsiye almayı unutma.
– Karadeniz dağlarının denize bakan yüzü bol yağmur alırsa da arka yüzleri yeteri kadar yağmur almaz.
– Yağmur yağan bir günde senin yanına kadar yürüyerek gelmiştim.
– Dördüncü günü sabahı burcun etrâfında ansızın bir ok, yay, kılıç, kalkan, tüfenk, meç yağmuru başladı. (Ö. Seyfeddin)
– Siyem siyem yağan yağmurlarda az yürümedik.
– Ben önde, Nezir arkada, çamurlu yoldan, yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz. (R. H. Karay)
– Dışarıdan gelen yağmurun sesini dinleyerek uyuyakalmışım.
– En büyük payın yine de Celile’nin iliklerine işlemiş korkusu olacağını zannederim. (R. N. Güntekin)
– Yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanırsın, ne edepsiz biri oldun sen.
– Her yağmurda, her küçük fırtınada sancılanan ve biraz daha eğrilip büğrülen bu evlerin önünden her geçişimde çoğunun ayrı ayrı mâcerâlarını tâkip ederim. (P. Safâ)
– Bugün havanın çok yağmurlu olacağı konuşuluyor.
– Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. (M. Ş. Esendal)
– Bu sene köye bolca yağmur düştü.
– Artarak tûfan olan yağmurdur uykusuzluk. (C. S. Tarancı)
– Yaz yağmurunun altında ıslanmayı çok severim.
– Akşamla berâber yağmur da arttı. (R. N. Güntekin)
– Eşkıya kurşun yağmuruna tutulmuştu.
– Sabahleyin yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. (Ö. Seyfettin)
– Birden bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.
Yağmur ile ilgili atasözleri ve anlamları
Yağmur ile ilgili deyimler ve anlamları