Borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol
Dertsiz başını derde sokmak istiyorsan, tanık ya da kefil olabilirsin. Tanık, sık sık mahkemeye çağrılır, işinden gücünden kalır. Kefil ise gerçek borçlu borcunu ödemediği zaman bu parayı ödemek zorunda kalır. Onun için tanıklık, boş oturan kimselerin, kefillik, parası çok kimselerin işidir. Zorunluluk olmadıkça şahitlikten ve kefillikten kaçınmak en doğru yoldur.
Meyhaneciden şahit istemişler; mezeciyi göstermiş
Toplumda uygunsuz işleri yapanlar kendi haklılıklarını, benzer kişileri göstererek savunmaya çalışırlar.
İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
Dertsiz başını derde sokmak istiyorsan, tanık ya da kefil olabilirsin. Tanık, sık sık mahkemeye çağrılır, işinden gücünden kalır. Kefil ise gerçek borçlu borcunu ödemediği zaman bu parayı ödemek zorunda kalır. Onun için tanıklık, boş oturan kimselerin, kefillik, parası çok kimselerin işidir. Zorunluluk olmadıkça şahitlikten ve kefillikten kaçınmak en doğru yoldur.
Sarhoştan şahit olmaz
Sarhoş kişi düşünme ve yorumlama yeteneğini kaybetmiş kişidir. Aklı başında olmayan sarhoş birinin doğru ve mantıklı şeyler söylemesi mümkün olmadığı için şahit olması, tanıklık yapması doğru olmaz.
Paran çoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol
Dertsiz başını derde sokmak istiyorsan, tanık ya da kefil olabilirsin. Tanık, sık sık mahkemeye çağrılır, işinden gücünden kalır. Kefil ise gerçek borçlu borcunu ödemediği zaman bu parayı ödemek zorunda kalır. Onun için tanıklık, boş oturan kimselerin, kefillik, parası çok kimselerin işidir. Zorunluluk olmadıkça şahitlikten ve kefillikten kaçınmak en doğru yoldur.
DEYİMLER
Şahit tutmak deyiminin anlamı
Birini tanık olarak göstermek.
Örnek: Beni şahit tutmaya çalışma, kendi aranızda anlaşın.
Örnek 2: Yarınki davada seni Şahit tutuyorum.
Şahit olmak deyiminin anlamı
Bir olayı görmek, tanık olmak.
Örnek: Ben kendim şahit oldum, arabayı kullanan buydu.
Örnek 2: İnşallah kötü bir olaya şahit olmam.
Örnek 3: Üzerime saldırdığına siz de şahit oldunuz.
Örnek 4: Bugüne kadar yalan söylediğine şahit olmadım.