Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter
* Yola çıkan orada burada oyalanırsa, gideceği yere bir türlü ulaşamaz; borçlu olan da ödemesini aksatır, geciktirir, günü gününe ödemezse hiçbir zaman borçtan yakasını kurtaramaz. Bunlar gibi yaptığı işin üzerine yeterince eğilmeyen, uyuşuk davranan, gerekli çalışma ve çabayı göstermeyen, işini zamanında yapmayan kişi, yaptığı işten olumlu bir sonuç alamaz.
* Yolu bitirmek için yürümek gerekir; borç da ödemekle tükenir. Bu atasözünün başka bir görüşü ise; iş ancak iyi bir çalışmayla sonuçlandırılır olarak yorumlanabilir.
* Nasıl yol yürümekle, borç ödemekle bitirilirse, yapılacak herhangi bir iş de üzerinde sürekli olarak çalışmakla başarılır.
* Bir işi başarmak ve amaca yönelmek için, bunlara yönelik olarak çalışmak, çaba harcamak gerekir, ancak bu şekilde iş biter ve sona erer. İnsan başladığı bir işi sabırla yürütmeli ve tamamlamalı. Elbette iş yürürken bazı sıkıntılar söz konusu olacaktır, önemli olan onları yavaş yavaş aşmaktır.
Yatanın, yürüyene borcu vardır
* İhtiyaçlarını gidermek, yaşamak isteyen kişi paraya ihtiyaç duyar. Para da ancak çalışmakla elde edilir. Tembel tembel oturan, çalışmayan, zamanını boşa geçiren kimse para kazanamaz. Para olmayınca da ihtiyaçlarını sağa sola borçlanarak karşılama yoluna gider. Doğal olarak borçlandığı kimseler de çalışan, boş durmayan, zamanını değerlendiren kimselerdir.
* Çalışmadan sürekli tembellik eden kimse, hayat boyunca çalışan insanlara borçlu olur. Doğrudan borç almasa bile, manevi olarak borçludur. Toplumda, o insanların bir düzeye gelmesini sağlayanlara borçlu kalırlar.
* Çalışmayanın kazancı olmaz. O, her zaman veresiye alışveriş eder. Bunun için sürekli olarak çalışana borcu vardır.
* Çalışmayarak bir şeyden yararlanan kişi, bu kolaylığı, çalışıp o şeyi ortaya koyana borçludur.
Lafla peynir gemisi yürümez
* Bir kimsenin kendini övmesi ile gereken işte gereken sonuçlar alınmaz.
* Eyleme geçirilmeyen sözün hiçbir değeri yoktur. İnsanlar sözle dünyaya düzen vermeye, yüksek yerleri yontmaya, alçak yerleri doldurmaya bayılırlar. Oysa bu insan kendini avutmasından başka bir anlam taşımaz. Şöyle yaparım, böyle yaparım demekle yapılması gereken iş yapılmaz.
* Şöyle yaparım, böyle yaparım demekle yapılması gereken iş yapılamaz.
Ortak gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş
* Bir erkeğin hanımları birbirleriyle iyi-kötü anlaşabilirler, ama kardeşlerin hanımları birbirleriyle geçinemezler.
* Bir erkeğin iki karısı birbirleriyle geçinebilirler de iki kardeşin karıları anlaşamazlar.
* Birden fazla evlilik yapan kimsenin eşleri birbirleriyle anlaşabilir ve geçinebilirler; ancak kardeşlerin eşleri aynı hoş görüyü nedense birbirlerine göstermezler, sürekli birbirlerini kıskanırlar.
Karga kekliği taklit edeyim demiş kendi yürüyüşünü şaşırmış
* İnsanlar yetiştikleri çevrenin eğitimini alırlar. Bu bakımdan görgüleri, beceri ve bilgileri, davranışları, yol ve yöntemleri birbirinden farklıdır. Buna rağmen kimi kişiler özenti hastalığına yakalanırlar ve onu bunu taklit etmeye başlarlar. Ancak bunu beceremezler, bunu beceremedikleri gibi tabiî davranışlarını da yitirir, gülünç duruma düşerler.
* İnsan kendi fıtratını, yaratılış özelliklerini zorlamamalıdır. Eğer zorlarsa sonuç alamaz ve herkesin maskarası olur. Görgüsüz kişi, görgülü kişinin yaptığını yapmaya kalkışırsa beceremez, kendi tabii, bildik davranışınıda yitirir, gülünç duruma düşer.
İt ürür, kervan yürür
* Gerçekleşmesi doğal olan işlere, durumlara karşı çıkılsa da engellenemez. Bu bakımdan kötü niyetli kimselerin sözlerine ve davranışlarına aldırış etmeden, doğru bilinen yolda ilerlemeye devam edilir. Doğru yolda olanlara çatanlar, kervana saldıran itlere benzerler. Bu tür karşı koymalar, kervanın yürüyüşünü engelleyemez.
* Doğru yolda olanlara çatanlar, kervana ürüyen itlere benzerler. Bu tür karşı koymalar,yürüyüşü engelleyemez.
* Meyveli ağacın taşlanması gibi, iyilikte yarışan kimselerle uğraşanlar çok olur. Kıskançlık bazen insanı kudurtur.
* Doğru yolda olanlara çatanlar, bir yerden geçen kervana ürüyen itlere benzerler. Bu tür karşı koyma ve sataşmalar, yürüyüşü engelleyemez. Akıl ve inanç sahibi insanlar, kınayanın kınamasına rağmen hak bildikleri yolda yürürler.
* İnançlı kişi karşısına çıkacak hiçbir engelden korkmaz. İnanç, insan için büyük bir güç kaynağı oluşturur. Bu inanç, iyiye, güzele doğruya olan inanç ise, herkes tarafından saygıyla karşılanması gerekir. İnanan da inandığı doğru uğruna canını feda etmekten korkmadığı için, hiçbir şeyden korkusu olmaz. Onu gittiği doğru yoldan saptırmak, engellemek isteyen çok kişiler olabilir. Onlar, çıkarlarına dokunulanlardır. Ürüyen köpekler, bir kervanın ilerlemesini nasıl durduramazsa, böyle kişiler de doğru yoldan gideni asla yolundan alıkoyamaz.
İt kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış
* Başkasının korumasıyla, desteğiyle iş yapan akılsız kişi, desteklendiğini unutarak kendinin güçlü olduğuna inanır.
* Başkasının korumasıyla iş yapan akılsız kişi, desteklendiğini unutarak kendi gücüne inanır. Başkalarının desteği ve korumasıyla işini yürüten ahmak kişiler, kendisine yapılan yardımları unutarak kendini güçlü sanır.
Ayağı yürüten baştır
* Bedensel hareketlerimizin tümü beynin bulunduğu kafaya bağlıdır, kafaya göre bir yön tutar ve gelişir. Bunun gibi bir işçinin verimli iş yapmasını, bir toplumun dirlik düzenlik içinde yol tutmasını da başta bulunan yöneticiler sağlar.
* İşçinin iyi iş yapmasını, halkın iyi bir düzen içinde çalışmasını baştakiler sağlar.
* İşçinin iyi iş yapmasını başındaki usta yada yönetici sağlar. Bir milleti belli bir amaca yöneltir ve onun moral değerlerine içtenlikle sahip çıkarsa, o millette çalışma ve başarma şevki görülür. Yürüyen milletler yöneticileri yüzünden yürür, sürünen milletlerde yöneticileri yüzünden sürünürler.
Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış
* Görgüsüz cahil kişi, görgülü kişinin yaptıklarını yapmaya kalkışırsa beceremez, kendisinin doğal davranışını da yitirir, gülünç olur.
* İnsan kendi fıtratını, yaratılış özelliklerini zorlamamalıdır. Eğer zorlarsa sonuç alamaz ve herkesin maskarası olur. Görgüsüz kişi, görgülü kişinin yaptığını yapmaya kalkışırsa beceremez, kendi tabii, bildik davranışınıda yitirir, gülünç duruma düşer.
At, adımına göre değil, adamına göre yürür
* Bir atın yürümesi ya da koşması, doğrudan sırtındaki binicisinin yönetimine bağlıdır; binici ne isterse onu yapar; koşar, durur ya da yavaş gider. Bir işin akışı da böyledir. İşin sonucu, verimli yahut verimsiz oluşu, o işi yapanın bilgi, beceri çaba ve tutumuna bağlıdır.
* Atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi, bir işin yürüyüşü de iş başındakinin bilgisine, çabasına, tutumuna göre değişir.
At olacak tay yürüyüşünden belli olur
* Bir kişinin büyüdüğünde iyi veya kötü karakterli olacağı, küçüklüğünde yaptığı davranış ve hareketlerinden anlaşılabilir.
* Çocuğun büyüyünce ne olacağını, küçükken yaptığı tavırları, davranışları, hal ve hareketleri ile kolayca anlarız.
Acele yürüyen yolda kalır
* İş yaparken acele edenler şaşırır, işini sona erdiremez, bitiremez.
* Her zaman verilen görevleri layıkı ile sorunsuzca başarmamız gerekir. Eğer acele davranırsak yapacaklarımızın arasındaki bazı maddeleri geçeriz, sonra işimizi bitiremeden yarım bırakmış oluruz. Bir yola başlarken aceleci olmamalı, eğer olursak bir aksilik çıkıp iş yolunun yarısında kalacağımızı aklımızdan çıkartmamalıyız.
Dağ yürümezse abdal yürür
Bir toplumun, bir ailenin büyükleri küçüklerin halledilmesi gereken işleriyle çeşitli sebeplerden dolayı ilgilenemeyebilir. Bu durumda küçükler büyüklerin ayağına gidip işlerini sonuçlandırmaya çalışmalıdır.
Kuma gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş
Bir erkeğin iki karısı birbiri ile anlaşıp geçinebilirken, iki kardeşin karıları arasında anlaşmazlıklar bitmez.
Akçe akıl öğretir, don yürüyüş
Para insana yatırım yapacağı işler konusunda rahatlık sağlar. Parası bol olan kişi, başkalarının düşünemeyeceği işleri yapar. Güzel giysiler giymiş kişi de güzel yürümeye özen gösterir.
Ataların sözü Kuran’a girmez; ama yanınca yürür
Atasözleri, Allah sözleri değildir ama onun gibi kutsal sayılır; dikkate alınır, gereklerine uyulur.
Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir
* Gideceğimiz yere ulaşmak için gitmemiz gereken yolu bitirmek için yürümemiz gerekir; alınan borçlar da ödemekle biter.
* Başladığı bir işten verimli ve güzel bir sonuç almak isteyen biri, emek harcayıp gayret etmeli ve titizlikle işini yapmalıdır.
Gücük isterse çiftçiyi yürütür, istemezse kara devenin kuyruğuna çıkarır
Bazı yıllar şubat ayında etkili sıcaklar olur, bazı yıl da diz boyu kar yağar.
Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
Çalıştırılan kişinin geçimi sağlanmalıdır. Aksi durumda, üzerine ne kadar gidilirse gidilsin, o kimseye herhangi bir iş yaptırılamaz, yaptırılsa da sonuç olumlu olmaz.
Öküz tekini bulmadan çifte yürümez
Akılsız kişi, aptalca bir işe girişirken kafasına uygun birini bulur. Onunla bu konuda iş birliği yapar.
Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at
Bir erkeğin çocuğu, söylemeden neler yapılması gerektiğini bilmeli; eşi, erken kalkıp ev işlerine bakmalı; atı da uyarılmadan yürüyen yapıda olmalıdır ki o erkek mutlu olsun.
Yürümek ile ilgili deyimler ve anlamları
Yürük ile ilgili atasözleri ve anlamları