Stenografi, basit ve uzlaşmalı işaretlerden yararlanarak, imlayı göz önünde tutmaksızın, sadece sesleri kaydetmeye dayanan bir yazı yöntemidir. Diğer bir ifade ile Stenografi; alfabenin harfleri, noktalama işaretleri, kelimeleri yerine semboller ve kısaltmalar kullanan çabuk yazma sistemidir. Stenografi yöntemi, sözleri söylendiği kadar çabuk yazmayı sağlar. Yazılar yakın, küçük ve dar yazıldığı için bu adı almıştır. Stenografi, meclis oturumlarında, mahkeme duruşmalarında, iş görüşmelerinde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Daha M.Ö V. yüzyılda, Yunanistan’da işaretlerden oluşan bir yazı sistemi Ksenophon’a, Sokrates’in konuşmalarını aynen kaydetmek olanağını vermişti. Stenografi, Yunanca’dan türemiş bir kelimedir. “Stenos” ve “Graphein” kelimelerinin birleşimi ile oluşmuştur. Bu kelimeler Dar ve Yazmak anlamına gelir. Konuşulanları steno yöntemini kullanarak yazıya geçirenlere stenograf denir. Stenografi ile dakikada 250 kelime yazmak mümkündür. Günümüzde steno daktiloları kullanılmakta olsa da Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için, buna uygun bir steno daktilosu geliştirilememiştir.
Cicero’nun azatlısı Tullius Tiro (M.Ö. I. yüzyıl), çeşitli işaretlerden yararlanarak, konuşma hızıyla «notlar» almıştı. Ancak 1786 yılına doğru İngiliz Samuel Taylor, kendisinden önce tasarlanan yazı sistemleri geliştirerek, sesleri sadece sessiz harflerle ya da basit seslilerle belirtmeyi düşündü. 1837 yılında İsaac Pitman tarafından yeniden değiştirilip düzeltilen bu sistem, günümüzde, Anglosakson ülkelerinde en çok kullanılan stenografi yöntemidir. Bu yöntem, sırasıyla Pierre Bertin (1792), Hippolyte Prévost (1850 ye doğru) ve Delaunay (1866) tarafından Fransızcaya uygulanıp geliştirildi. Prévost-Delaunay metodu büyük bir rağbet kazandı; Emile Duployé (1833-1912), metagrafi denilen ve stenografi işaretlerinin şeklini daha da basitleştiren bir kayıt sistemi buldu. 1821 yılında Aimé Paris tarafından tasarlanan ve 1864 yılında Louis-Prosper Guérin tarafından tamamlanan bir yöntem, değişik uygulamalar kazandı.
1827 yılından beri bilinen stenotip, klavyeli bir makinedir. Klavyenin tuşlarına basıldıkça, hecelerden oluşan stenografi işaretleri, her satırda dönerek açılan kağıttan bir şeride kaydolur.