Öfke gelir gider, kelle gider gelmez
Öfkelenip sinirlenen insan mümkün olduğu kadar sakin davranıp öfkesine hakim olmaya çalışmalıdır. Öfkeli insanın akıllı ve mantıklı davranışlar göstermesi pek mümkün değildir, bu nedenle öfkeyle söylenen sözler veya yapılan hareketler telafi edilemez sonuçlara yol açabilir.
Atın iyisi arkadan gelmez
İyi ve güçlü atlar önden gider. Bunun gibi hayatta yetenekli ve becerikli kişiler, verilen görevleri kısa sürede tamamlar, çalışmalarında başarı göstererek diğer kişilere örnek olur.
Akla gelmeyen başa gelir
İnsan her şeyi eksiksiz düşünüp, başına gelebilecekleri önceden kestirip tedbir alacak güçte değildir. Hiç ummadığı, beklemediği bir anda başına öyle şey gelir ki, bu şeyi daha önce hiç düşünmemiştir bile. Bu durumda yapılacak şey endişe ve korkuya kapılmamak, sakin olmaya çalışmaktır.
Başa gelmeyince bilinmez
İnsan başkalarının uğradığı felâketlerin, dertlerin ne denli acı olduğunu gerektiği gibi idrak edemez. Ne zaman ki benzer bir olayla karşılaşır ve acıyı tadar, işte o zaman anlar.
Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var
Bulunduğu yerden uzaklara gidecek kimsenin geri dönmemesi, döndüğünde de bıraktıklarını bulamaması mümkündür. Bu sebeple yola çıkacak kişi bunu düşünmeli ve yakınları ile helalleşmelidir. Zamanın ne getireceği belli olmadığı için olacaklara hazırlıklı olmak lazım.
Astar bol olmayınca yüze gelmez
Bir iş için gerekli olan şeyleri birebir hesaplayarak değil, ölçüyü biraz daha geniş tutarak ayarlamalıyız. Çünkü çeşitli nedenlerle gerçek ölçüden daha çok harcama yapmayı gerektiren durumlar olabilir.
Dünyanın iki başı bir araya gelmez
İnsan tüm işlerini düzenli bir biçimde yürütüp rahata eremez. Bir işini düzeltse, bir başka işinde aksaklık çıkar. Bu durum, böyle sürer gider.
Açın uykusu gelmez
* Karnı aç olan kişi, ne türlü rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez; uyuyamaz.
* Bir ihtiyacı bulunan kimse, ancak ihtiyacının giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.
Başa gelmez iş olmaz, ayağa değmez taş olmaz
Hayat öyle çilesiz, dertsiz, sıkıntısız değildir. İnsanoğlu yaşadığı hayat süresince çeşitli engeller, güçlükler ve olaylarla karşılaşır. Sıkıntılara, çeşitli felâketlere uğrar. Kimi zaman tersi de olmaz değildir, rahata ve mutluluğa da kavuşur. Bu olaylardan tamamen uzak yaşamak insanın elinde değildir.
Kiraz; ”arkamdan karpuz gelmese, beni yiyeni sapıma çeviririm” demiş
Kiraz, özellik olarak sulu, lifli yapıdadır, cildi güzelleştirir, bağırsakları çalıştırıp kişiyi zayıflatır. Kirazın ardından yetişen karpuz ise besleyici özelliktedir.
Sade sudan zerde olmaz, bal kazana girmeyince, hazır akça tez tükenir arkasından gelmeyince
İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu, kişinin o malı iyi kullanacağını göstermez. Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda tükenir, biter. Kişi kendine, kendi emeğine güvenmelidir.
Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
Hayat öyle çilesiz, dertsiz, sıkıntısız değildir. İnsanoğlu yaşadığı hayat süresince çeşitli engeller, güçlükler ve olaylarla karşılaşır. Sıkıntılara, çeşitli felâketlere uğrar. Kimi zaman tersi de olmaz değildir, rahata ve mutluluğa da kavuşur. Bu olaylardan tamamen uzak yaşamak insanın elinde değildir.
Yağmur tavına ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez
Kuralına uygun, doğru şekilde yapılmayan hiçbir işten ve bu işi yapan kişiden hayır gelmez. İnsanlar karşısındaki kişileri seçerken, kendisine önem veren ve onun için yaptıklarını zamanında hesaplayarak uygulayan kişileri tercih etmelidir. Doğru insanlar, nitelikli insanların hayatlarında daha iyi şeyler yapmasına yardımcı olur.
Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz
Hayat öyle çilesiz, dertsiz, sıkıntısız değildir. İnsanoğlu yaşadığı hayat süresince çeşitli engeller, güçlükler ve olaylarla karşılaşır. Sıkıntılara, çeşitli felâketlere uğrar. Kimi zaman tersi de olmaz değildir, rahata ve mutluluğa da kavuşur. Bu olaylardan tamamen uzak yaşamak insanın elinde değildir.
Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez
Anlayışı kıt, beceriksiz, yüzsüz ve yılışık, çıkarcı kimselere gereksiz yere yakınlık gösterilmemelidir. Yoksa bu yakınlığı kötüye kullanabilir. Yerli yersiz karşınıza çıkıp sizi rahatsız ve huzursuz edebilir. Bu gibi kimselerle kurulacak ilişkilerde dikkatli olunmalıdır.
Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
Her kuş türlü tuzaklar kurularak avlanabilir. Uçsuz bucaksız gökyüzünde uçan, istediği yere ulaşabilen kuşlar bile avlanmak tehlikesinden kurtulamazlar. Hele usta avcılar da varsa tehlike daha da artar. İnsanlar da benzer biçimde tehlikelerden uzak değillerdir. Hiç ummadıkları çeşitli felâketlerle karşılaşabilir, dert ve sıkıntılara düşebilirler. İnsan kendini ne kadar güvenlik alanına çekmeye çalışırsa çalışsın dert, sıkıntı, tehlike, kaza ve türlü işlerden yakasını kurtaramaz. (Yaşamdan her türlü ihtimal beklenmeli ve bu durumlara hazırlıklı olunmalıdır.)
Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
Temeli çok eskiye dayanan ve devam eden dostluklar sağlamdır. Kolay kolay bozulmaz. Çünkü dostluğu yaşatabilmeyi başaran eski dostlar pek çok sıkıntılı, acı ve tatlı günleri birlikte paylaşmışlar; birbirlerine duydukları güveni içinde oldukları zamana kadar taşıyabilmişlerdir. Bu bakımdan kimi ufak tefek meseleler yüzünden birbirlerine düşman olamazlar. Öte yandan yeni dostlar arasında ise böyle bir dostluktan söz edilemez. Çünkü birbirlerini yeterince denememişler, sıkıntılara ve acılara birlikte göğüs gerip tavırlarını tam olarak ortaya koyamamışlardır. Dolayısıyla dostluğu oluşturacak güven bağı henüz oluşmamıştır.
Kele, köseden yardım gelmez
Yardıma muhtaç olan kişi, ihtiyaç duyduğu şey konusunda kendi dururken başkasına yardım edemez. Kendi derdine çare bulamamış, kendi işini halledememiş ki, başkasına nasıl yardım etsin?
Devlet adama ayağıyla gelmez
Makam, zenginlik, talih, mutluluk kişiye durup dururken gelmez. Bunları elde etmek için sabırlı ve düzenli çalışıp çabalamak gerekir.
Gönülsüz davara giden köpekten hayır gelmez
İçten gelen bir heves ve şevkle yapılmayan işten de hayır gelmez. İnsanlara zor kullanarak yaptırılan işlerden verim alınamaz. Verim ancak sevilerek, zevk alınarak yapılan, işlerden umulur.
Akıl adama sermaye, o da gide gelmeye
İnsanın en değerli sermayesi aklıdır. Çünkü bütün işlerini en iyi şekilde onunla yürütür. Bu sermaye elden çıkarsa bir daha ele geçirilemez. Bu nedenle akıl sağlığını iyi kullanmak ve korumak gerektir.
Gel denilen yere gitmeye ar eyleme; gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
İnsanlar davet edildikleri yerlere gitmelidirler. Çünkü davet eden kişi tarafından istenmektedirler. Gitmekle kişi, nazikliğini ve inceliğini göstermiş olur. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve arsızlık olur.
Ölüme giden gelmiş, paraya giden gelmemiş
Ölümü göze alıp savaşa giden kişi türlü zorlukları atlatıp gelirken, para kazanmak için giden kişi kolay kolay bunu başarıp gelemez. İş bulup, para kazanmak gerçekten zorlu bir durumdur.
Yeni dosttan vefa gelmez
Temeli çok eskiye dayanan ve devam eden dostluklar sağlamdır. Kolay kolay bozulmaz. Çünkü dostluğu yaşatabilmeyi başaran eski dostlar pek çok sıkıntılı, acı ve tatlı günleri birlikte paylaşmışlar; birbirlerine duydukları güveni içinde oldukları zamana kadar taşıyabilmişlerdir. Bu bakımdan kimi ufak tefek meseleler yüzünden birbirlerine düşman olamazlar. Öte yandan yeni dostlar arasında ise böyle bir dostluktan söz edilemez. Çünkü birbirlerini yeterince denememişler, sıkıntılara ve acılara birlikte göğüs gerip tavırlarını tam olarak ortaya koyamamışlardır. Dolayısıyla dostluğu oluşturacak güven bağı henüz oluşmamıştır.
Çifte gelmeyen öküz olsun, işe gitmeyen oğlun
İnsanın herhangi bir şekilde yararlanılabilecek bir malının olması iyidir, çifte gelmeyen öküzü satabilir, iş yapmaktan kaçınan oğlunu eğitebilirsin.
Yüz verdik Ali’ye, geldi sıçtı halıya
Görgüsüz, eğitimsiz, anlayışsız kişilere değer verip, önemsemek onları şımartır; terbiyesizce davranışlarda bulunurlar.
Kıbleden geldi kışımız, Allah’a kaldı işimiz
Kışın afetler güney yönünden gelmeye başlarsa, çok zorlu bir kış mevsimi geçirilecek demektir. Allah’a sığınmaktan başka çare kalmamıştır.
Rüya gibi geldi geçti
Yaşanması güzel olan zamanlar ve birlikte yaşanması güzel olan kişiler için söylenir.
Geldik yüze, çıktık düze
Kasımdan sonraki yüzüncü gün (15 Şubat) gelince kış mevsiminin en soğuk günleri geride kalır. Havalar artık yavaş yavaş ısınmaya başlar.
Yüz verdik deliye, geldi sıçtı halıya
Görgüsüz, eğitimsiz, anlayışsız kişilere değer verip, önemsemek onları şımartır; terbiyesizce davranışlarda bulunurlar.
Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane
Her canlı gibi insan da yaşar ve ölür. Her insanın da Yüce Allah tarafından takdir edilmiş bir ömrü vardır. İnsan bunu ne uzatabilir ne de kısaltabilir. Ecel saati gelen kimse bir nedenle ölür. Ancak ölüm nedeni olarak gösterilen hastalık, kaza gibi bir şeyler aslında bir bahanedir. Asıl neden kişinin kendisine takdir edilen yaşam süresinin dolmasıdır.