Fena etmek deyiminin anlamı
* Kötü bir duruma getirmek.
* Yanlış ya da hatalı bir şey yapmak.
* Kötü duruma düşürmek, işini bozmak, zor durumda bırakmak, dövmek.
* Bir insanın başka bir insana karşı öfke ve kin duyarak o insana fiziksel zarar vermek istemesi üzerine ona saldırması durumunun sonucu.
Örnek: Biraz daha konuşursan seni fena edeceğim.
Fenalık geçirmek deyiminin anlamı
* Çok sinirlenmek.
* Hastalık krizi geçirmek, bayılır gibi olmak.
* Bir insanın içinde bulunduğu olumsuz durumdan dolayı kendisini kötü hissederek bayılması, fiziksel olarak bitkin düşmesi.
* Sağlığı bozulmak, bayılmak.
Örnek: Yazar, bu yönteme göre yetiştirdiği çocukları bir tahta perdenin deliğinden sirk gösterilerini izlerken yakalayınca neredeyse fenalık geçirmiştir.
Örnek 2: Yılbaşı gecesinde fenalık geçirmiş Mihriban yenge.
Üstüne fenalık gelmek deyiminin anlamı
Çok sıkılmak, aşırı ölçüde bunalmak.
Örnek: Bütün kan başıma çıktı, üstüme bir fenalık gelir gibiydi. (M. Ş. Esendal)
Fena gözle bakmak deyiminin anlamı
Kötü niyetini anlatır biçimde bakmak.
Örnek: Yanında çalışana pek güvenme, fena gözle bakıyor gibi geldi bana.
Fenasına gitmek deyiminin anlamı
Üzülmek, gücenmek, kırılmak, sinirlenmek.
Örnek: Yaptığın şaka fenasına gitmiş, sana çok kırgın.
Fena olmak deyiminin anlamı
* Çok üzülmek, çok sarsılmak.
* Hasta gibi olmak, fenalaşmak.
* Kötüleşmek.
Örnek: Kazada hayatını kaybettiğini duyunca fena oldum.
Örnek 2: Ay ben fena oluyorum! Bir bardak su versene tatlım.
Örnek 3: Çocuğun okulu değişince, dersleri daha fena oldu.
Fenalık etmek deyiminin anlamı
Kötülük etmek, kötülükte bulunmak.
Örnek: O arkadaşını pek gözüm tutmadı, sana fenalık etmesin.
Örnek 2: Fenalık etmek istese, ilk fırsatta ederdi.
Fenalık gelmek deyiminin anlamı
Kendini bilmeyecek veya bayılacak bir duruma gelmek.
Örnek: Kaza haberini alınca fenalık geldi, doktorlar müdahale etti.
Örnek 2: Bu çocuğun yaptıkları yüzünden, bana fenalık geliyor.
Fenaya sarmak deyiminin anlamı
İş veya durum kötüye gitmek.
Örnek: Hakkındaki düşüncelerim değişmedi, hatta daha fenaya sarıyor.
Örnek 2: Bakalım asıl suçlular kim, bu iş giderek fenaya sarıyor.
Fena kalpli deyiminin anlamı
Herkesin kötülüğünü isteyen.
Fena yapmak deyiminin anlamı
Kötü ve sıkıntılı bir duruma düşürmek.
Örnek: Odasını dağınık bırakıp gitmiş, akşam gelsin onu fena yapacağım.
Fena hâlde deyiminin anlamı
Aşırı ölçüde, son derece, adamakıllı.
Örnek: Sabahtan beri yoldayız, fena hâlde yoruldum.
Fenaya çekmek deyiminin anlamı
Söylene bir söze kötü anlam vermek.
Örnek: Ben senin iyiliğin için konuşuyorum, söylediklerimi fenaya çekmene gerek yok.
Fena yerine vurmak deyiminin anlamı
Tehlike yaratabilecek bir yerine vurmak.
Örnek: Fena yerine vurunca, sakat kalacak diye korktuk.
Fena bulmak deyiminin anlamı
Yok olmak.
Fenalık çökmek deyiminin anlamı
Kendini bilmeyecek veya bayılacak bir duruma gelmek.
Örnek: Kaza haberini alınca fenalık çöktü, doktorlar müdahale etti.
Örnek 2: Bu çocuğun yaptıkları yüzünden, üstüme fenalık çöküyor.
Fena ile ilgili cümleler
Fena ile ilgili atasözleri ve anlamları