Gabriel José de la Conciliación García Márquez, 6 Mart 1927 yılında Kuzey Kolombiya’da, Magdalena bölgesinde yer alan Aracataca kasabasında dünyaya gelmiş; Kolombiyalı, tüm Latin Amerika’da Gabo olarak bilinen yazar, romancı, hikâyeci ve oyun yazarıdır. Gabriel Garcia Marquez, Magdalena kentinin Aracataca kasabasında yaşayan kalabalık bir ailenin 16 çocuğundan biriydi. Büyükbabası ve büyükannesi çocukluğunun unutamadığı kişilerindendi. Büyükannesi küçük Marquez’e olağanüstü ilginç öyküler anlatır, anlatımındaki ustalıkla Marquez’i büyülerdi. Marquez, öykü anlatmayı büyükannesinden öğrendiğini konuşmalarında sık sık belirtir.
Kolombiyalı romancı Gabriel Garcia Marquez, 1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığı zaman bütün dünyaca tanınan bir yazardı. Bu ödülün ona verilmesindeki neden, romanlarında Güney Amerika insanının yaşamını, düş ile gerçek arasında gezinen ilginç dünyasını şaşırtıcı güzellikte bir dille anlatmasıdır. Gabriel Garcia Marquez anlattığı olayların ilginçliğinin yanı sıra, dilindeki akıcılık, renkli, canlı ve şiirsel anlatımıyla da çok sevilir.
Gabriel Garcia Marquez Hayatı
Bir din okulunda temel eğitimini tamamlayan Gabriel Garcia Marquez daha sonra Hukuk Fakültesi’ne girdi. O yıllarda iyi bir şair olmak istiyor, şiirler yazıyordu. Ama Franz Kafka’nın Değişim adlı romanını okuduğunda, şiiri bıraktı ve romancı olmaya karar verdi. Geçimini sağlamak için başladığı gazeteciliği, uzun yıllar, yazar, redaktör ve yayın yönetmeni olarak sürdürdü. Gazetelerde yazdığı gülmece öyküleri, sinema yazıları ve röportajlar ilgiyle izleniyor ve adının duyulmasını sağlıyordu. Ama Gabriel Garcia Marquez’in isteği gazeteci değil, romancı olmaktı. İlk romanı Yaprak Fırtınası (La hojarasca; 1955) kimse ilgilenmediği için yıllarca çekmecesinde bekledi. Oysa, bu romanı daha sonra ona ün kazandıracak romanlarının bütün özelliklerini taşıyordu. www.huzursayfasi.com
Gabriel Garcia Marquez 1955 yılında gazeteci olarak gittiği Paris’te, gazetesi ülkesindeki askeri yönetimce kapatıldığı için tam bir yoksulluk içine düştü. Yoksulluğa aldırmayıp kötü bir otel odasında Albaya Kimseden Mektup Yok (El Coronel no tiene quien la escriba; 1961), Şer Saati (La mala hora; 1962), Büyük Ana’nın Ölüm Töreni (Los funerales de la Mamá Grande; 1962) gibi roman ve öykü kitaplarını yazıp bitirdi.
Gabriel Garcia Marquez 1959 yılında Kolombiya’ya dönünce bir haber ajansında çalıştı. Bir yandan da ülkesindeki askeri diktatörlüğün yıkılması için yapılan siyasal çalışmalara katılıyordu. Ama iktidarın baskıları nedeniyle ülkesinde daha fazla kalamadı ve Meksika’da Meksiko kentine yerleşti. Burada gazetecilik ve senaryo yazarlığı yaptı. Yaşamının yönünü değiştirecek romanı Yüzyıllık Yalnızlık’ı (Cien años de soledad; 1967) yayımladı. Yüzyıllık Yalnızlık’ta olaylar yazarın imgeleminde yarattığı düşsel bir kent olan Macondo’da geçer. Bir ailenin yüzyıllık yaşamı içindeki bütün kuşakları, ailenin tek tek kişilerini, özelliklerini, toplumsal değişimlerle birlikte ailenin yaşadığı değişimi anlatır. Roman daha yayımlanır yayımlanmaz kahramanların ilginç kişilikleriyle, yazarın ayrıntılara düşkün inandırıcı ve akıcı anlatımıyla okurları etkiledi. Romanda en inanılmaz olaylar bile doğal, yalın, gerçekmiş gibi anlatılıyordu. Örneğin Macondo’ya dört yıl durmadan yağmur yağıyor ya da Dolores, öleceği anda bir melek gibi göğe yükseliyordu. Marquez romanının fantastik bir roman olmadığını, halkın geleneksel kültürü içinde olayları böyle algıladığını ve kendisinin de buna bağlı kaldığını söyleyerek yönteminin “büyülü şiirsellik” diye adlandırılabileceğini belirtti. Yüzyıllık Yalnızlık kısa sürede çok sayıda dile çevrildi ve yazar da büyük bir üne kavuştu. Bu arada, Gabriel Garcia Marquez’e duyulan ilgi Latin Amerika kültürüne de ilgi duyulmasını sağladı. Ardından yayımladığı Başkan Babamızın Sonbaharında. (El Otono del Patriarca; 1975) Latin Amerikalı bir diktatörü anlattı. Yapıtları diktatörleri rahatsız etti, Marquez ülkesine sokulmadı. Ama Kolombiya halkı onu çok seviyor, her kitabı 1 milyonun üzerinde satılıyordu.
Gabriel Garcia Marquez, Kırmızı Pazartesi (Cronica de una muerte anunciada\ 1981) ve Kolera Günlerinde Aşk (El amor en los tiempos del colera ; 1985) gibi romanlannda da Latin Amerika insanının yaşama biçimini, kültürünü konu alır. Türkçe’ye hemen hemen bütün yapıtları çevrilen Marquez ülkemizde de çok sevilir. Gabriel Garcia Marquez, 17 Nisan 2014 yılında Meksika’da öldü.