Sağır duymaz, yakıştırır
* İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz. Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir.
* Bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır.
Kötü haber tez duyulur
Ölüm veya felâket haberi, kötü haber çabuk duyulur; ağızdan ağıza geçerek hızla yayılır.
Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın
* Yardım yapmak bir insanlık görevi, dinî bir emirdir. Ancak bunu yapmanın da bir yolu yordamı vardır. Yoksula yardım ederken insanın amacı kendini gösterip övünmek değil, görevini ve sorumluluğunu yerine getirmektir. Bu bakımdan yoksulları inciten gösterişlerden kaçınmak; kimsenin haberi, hatta en yakınların bile haberi olmadan yardım yapmak gereklidir. Yoksa tersine bir hareket yardım edilen kimseyi mahcup duruma düşürür, yapılan iyilik de iyilik olmaktan çıkar.
* Bir yoksula, bir hayır işine yaptığınız yardımı, en yakınlarınız dahi bilinmemelidir. Çünkü bu çeşit yardımlar dini, ya da sosyal bir ödevdir. Amaç kendini göstermek değil, bir yaraya merhem olmaktır. Herkes görsün, işitsin, kendisini övsün diye yapılan yardım, din ya da insanlık duygusu ile yapılmış iyilik olmaktan çıkar.
* İnsanları basitleştiren düşüncelerden biride şudur: “Desinler”. Çoğu insan benim için iyi şeyler söylesinler diye birşeyler yapar. Bu çok yanlış ve sonuç itibariyle olumsuz bir düşüncedir. Bir yoksula, bir hayır işine yaptığımız yardımı, en yakınlarımız dahi bilmemelidir. Çünkü bu çeşit yardımlar dini yada sosyal bir ödevdir. Amaç insanın kendisini göstermesi değil, bir yaraya merhem olmaktır. Herkes görsün, işitsiz, kendisini övsün diye yapılan yardım, din yada insanlık duygusu ile yapılmış iyilik olmaktan çıkar.
Verirsen doyur, vurursan duyur
Yaptığınız her işi en iyi şekilde, eksiksiz ve tam olarak yapın, işin hakkını verin. Yaptığınız yardım ve iyilikler işe yaramalı; doyurucu ve karşı tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır. Çünkü yetersiz yardımlar pek işe yaramaz. Bir kavgaya tutuştuğunda da vurduğunda ses gelsin ki, kavganın bile hakkını ver. Aynı şekilde birisine yapılacak uyarı da o kimsenin anlayabileceği bir dilde ve tonda olmalı ki etkisini göstersin.
Sağır duymaz, uydurur
* İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz. Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir.
* Bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır.
Kara haber tez duyulur
Ölüm veya felâket haberi, kötü haber çabuk duyulur; ağızdan ağıza geçerek hızla yayılır.
Sağ elin verdiğini, sol elin duymasın
Yardım yapmak bir insanlık görevi, dini bir emirdir. Ancak bunu yapmanın da bir yolu yordamı vardır. Yoksula yardım ederken insanın amacı kendini gösterip övünmek değil, görevini ve sorumluluğunu yerine getirmektir. Bu bakımdan yoksulları inciten gösterişlerden kaçınmak; kimsenin haberi, hatta en yakınların bile haberi olmadan yardım yapmak gereklidir. Yoksa tersine bir hareket yardım edilen kimseyi mahcup duruma düşürür, yapılan iyilik de iyilik olmaktan çıkar.
Bir korkak bir orduyu bozar
Toplu hareket edilmesi gereken hâllerde kişilerden biri kendisinden beklenen davranış biçimini gösteremezse umulan sonuca ulaşılamaz. Korkak kişi, birlikte yapılacak bir işte ya da bir savaşta, kaygı, telaş, heyecan yaratan söz ve davranışlarıyla bozguna neden olur.
BENZER HABERLER
Kulak ile ilgili atasözleri ve anlamları
Kulak ile ilgili deyimler ve anlamları
İşitmek ile ilgili cümleler
İşitmek ile ilgili deyimler ve anlamları
İşitmek ile ilgili atasözleri ve anlamları
Duymak ile ilgili deyimler ve anlamları
Duymak ile ilgili cümleler