Sağır işitmez, uydurur
* İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz. Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir.
* Bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır.
* Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler. Bir durumun içyüzünü bilmeyen kişi de görünüşe bakarak edindiği yanlış kanıyı gerçek sanır.
* İnsan iyice bilmediği bir konu hakkında kesin konuşması doğru değildir. Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşulanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak birşeyler yakıştırıp söyler. Bir durumun iç yüzünü bilmeyen kişide görünüşe bakarak edindiği yanlış kanaati gerçek sanır.
İstediğini söyleyen, istemediğini işitir
* Bir kimseye karşı ölçüsüz, kırıcı sözler söylemek, hakaret etmek doğru değildir. O da bu sözlere karşılık ağır sözlerle karşılık verir.
* Bir kimseye ölçüsüz, ağır sözler söylemek, hakaret etmek doğru değildir. O da ağır sözlerle karşılık verir. Başkalarının onurunu, kişiliğini düşünmeden hareket eden, bir gün karşısındakilerden hiç beklemediği aynı hareketleri görür, insan başkalarına saygı duymalı ki kendi saygı görsün.
Yalancı kim? işittiğini söyleyen
* İnsanlar her duyduklarını, doğrulamadan başkalarına söylememelidirler.
* Her insan duyduğuna inanır ve bunu önüne gelene söylerse bilmeyerek bir yalana ortaklık etmiş olur. Bundan dolayı bir kimse, her işittiğini, doğruluğuna tam olarak kanaat getirmeden başkasına anlatmamalıdır. İşittiği şey doğru değilse yada ağızdan ağıza geçerken değişikliğe uğramışsa bu kendinin uydurduğu bir yalan sayılır.
* Kişi, her işittiğini, doğrulamadan, başkasına anlatmamalıdır. İşittiği şey doğru değilse, ya da ağızdan ağza geçerken değişikliğe uğramışsa, bu kendisinin uydurduğu bir yalan sanılır.
* İnsan, duyduklarının doğruluk derecesini öğrenmeden başkasına anlatmamalıdır. İşitilen söz anlatılırken değişikliğe uğrayabilir bu da istenmeden söylenmiş bir yalan olur. Söylenen bu sözler karşısında istenmeyen sonuçlar çıkabilir. Bu durumda yapan kadar söyleyen de suçlu olabilir.
Deme, işitme
Bir insana karşı ölçüsüz, kırıcı sözler söylemek, hakaret etmek doğru değildir. O da bu sözlere karşılık ağır sözlerle karşılık verir. Bir kimseye onur kırıcı sözler söylemek yanlıştır. Kötü söz işitmek istemeyen kişinin kendisinin de kırıcı konuşmaması gerekir.
Kızım sana dedim, gelinim sen işit
Birisini hatasından veya eksikliğinden dolayı uyaracağımız zaman, uyarıyı daha samimi olduklarımıza söyleriz. Böylece ortamdakilerin ima yollu söylenen sözden üstüne düşen payı almasını umarız.
Ağzından çıkanı kulağın işitsin
Kişinin karakteri konuşmasına yansır. Konuşması mantıklı ve edepli kimse saygınlık kazanabilirken; saçmalayan, kırıcı ve edepsiz konuşan kişi de dışlanabilir. Bu nedenle konuşurken söylenen kelimelere çok dikkat etmek gerekir.
Sağır işitmez, yakıştırır
* İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz. Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir.
* Bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır.
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit
Birisini hatasından veya eksikliğinden dolayı uyaracağımız zaman, uyarıyı daha samimi olduklarımıza söyleriz. Böylece ortamdakilerin ima yollu söylenen sözden üstüne düşen payı almasını umarız.
Bir dokun, bin ah işit, kâseifağfurdan
oplumda bazı kişiler vardır ki özel dertlerini anlatmaya bayılırlar. Karşısındaki kişi “Nasılsın?” deyiverse, saatlerce konuşup soru soranı da bıktırırlar. Çoğunlukla geveze kişiler ve kendine acındırmak isteyen zavallıların başvurduğu bu yol hiç de hoş değildir. Herkesin derdi olduğunu unutmamalı, başkalarını rahat bırakmaya, anlatan değil dinleyen olmaya çalışmalıdır.
Eli işitip, mum ışığı gibi kendin yanarsın
Dışımızdaki kişiler, doğru veya yanlış bazı sözler söyleyerek, dedi kodu yaparlar. Dedi kodunun, gerçekle alakası yoktur. Eğer kişi bu dedi kodu doğrultusunda işlerine yön verecek olursa, hüsranla karşılaşması mukadderdir. Dedi kodunun, işlerin ve huzurun bozulmasını amaçladığı ortada iken, bazı hataları göz önüne alarak, kendi huzurunun kaçmasına meydan vermek akıl kârı değildir.
Gizli konuşanları dinleyen, kendi ayıbını işitir
İnsanlar biri hakkında konuşurken, genellikle o kişinin yokluğunda dedikodu yaparlar (Elbette bu iyi bir şey değildir.). O kişinin eksik ve kusurlarını çekiştirirler. Başkalarının gizli konuşmalarına kulak kabartanlar sonunda kendisiyle ilgili lafları da işitebilir, üzülebilirler.
Kızım sana diyorum, gelinim sen işit
Birisini hatasından veya eksikliğinden dolayı uyaracağımız zaman, uyarıyı daha samimi olduklarımıza söyleriz. Böylece ortamdakilerin ima yollu söylenen sözden üstüne düşen payı almasını umarız.
Bin işit, bir söyle
Haddinden fazla konuşmak, gereksiz ve yanlış sözlerin ağızdan çıkmasına yol açar. Ayrıca konuşan kişiyi de itici yapar. Bu bakımdan az konuşmalı, çok dinlemelidir. Hem yerinde konuşabilmek için de dinlemek şarttır. Çünkü söylenenler ancak bu şekilde kavranır, çenesi düşüklükten de bu şekilde kurtulur insan.
Üzümünü bol işittiğin bağa, sepetini küçük götür
İnsan her duyduğu söze kesin bilgi sanıp inanmamalıdır. Duyduğunu imkanları ölçüsünde sorup soruşturmalı doğruluğunu araştırmalıdır. Söylenenlerin yalan veya kısmen yalan olabileceğini akıldan çıkarmayarak her zaman ihtiyatlı, tedbirli davranmalıdır.
Kulak ile ilgili atasözleri ve anlamları
Kulak ile ilgili deyimler ve anlamları