Tan yeri ağarınca, hırsızın gözü kararır
* Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar ortadan kalkınca şaşırır; ne yapacağını bilemez olur, iş yapamaz hâle gelir.
* Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir,hiçbir iş yapamaz olur.
* Kötü işler yaparak menfaat sağlayan kimse, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz olur.
Üzüm üzüme baka baka kararır
* Çok samimi olan kimseler, birbirlerinin huylarını benimserler.
* İnsan hem etkilenen, hemde etkileyen bir varlıktır. Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden kimseler, birbirlerinin huyunu kapar.
* İnsanlar birbirlerinden etkilenirler. Belirli bir çevre içinde yaşayan insan, kendi duygu ve düşüncelerini sürekli başkalarıyla karşılaştırma yoluna gider. Kendisinde olmayıp başkasında bulunan davranışları eleştirir veya onları taklit eder. Bunun sonunda da mutlaka olumlu veya olumsuz etkileşimler olur. Uzun bir süre birlikte olan kişilerde etkilenme derecesi daha fazla olur. Bütün bunlar insanların bir toplum içinde yaşamasının sonuçlarıdır. Önemli olan insanların birbirlerinin iyi davranışlarından etkilenmeleri, hep olumlu davranışlar içinde bulunmalarıdır.
Çoğu zarar, azı karar
* Her şeyin bir ölçüsü ve bir sınırı vardır. Bunları ihlâl eden, aşan, aşırıya kaçan insan zararla karşılaşır. Böyle bir sonuçla karşılaşmamak için en uygun ölçü olan “karar” sınırında kalınmalı, öteye gidilmemelidir.
* Hangi işte olursa olsun aşırıya gidilmemeli, herkesin uygun gördüğü ölçüde kalınmalıdır. Helalinden bile kazanılsa, bunun hesabı olduğu unutulmamalıdır.
* Her ne iş yaparsak yapalım fazlasına göz dikmemeli, hakkımız kadar olanına sahip olmalıyız. Fazlası için yaratılacak hırs, bizi azmettirir, kötü suçlara teşvik eder, haram yememize neden olur.
Arap eli öpmek, dudak karartmaz
* İnsanlar her ne kadar düşkün, gariban da olsalar özellikle bizden büyüklere karşı saygılı olmak ve onlara hürmet göstermek bize bir zarar vermez, aksine bizim toplumsal değerimizi arttırır. Toplum içinde mümkün olduğunca nezaket kurallarına uymaya çalışmalıyız.
* İnsanlara saygı duymak ve onlara hürmet göstermek bizim değerimizi arttırır. Bu kişiler zayıf kişiliklide olsa, kötü niyetlide olsa biz gereken saygımızı kaybetmemeli ancak kendimizden ödünde vermemeliyiz. Ayrıca yaşlı olsun, ihtiyar olsun her insana gereken özeni göstermeliyiz.
Hırs gelir, göz kararır; hırs gider, yüz kızarır
Kişi sinirlendiği zaman gözü hiçbir şey görmez, öfkeyle bağırıp çağırır, karşısındakine her türlü kırıcı sözü söyler, hatta imkan bulursa fiziksel şiddet bile uygular. Öfkesi geçince de yaptıklarından, söylediklerinden utanır, bu nedenle yüzü kızarır.
Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez, benzi sararır
Yoksulluk insanın ölümüne neden olmaz. Ama yoksulluğun getirdiği birçok sıkıntı ve zorluk insanın yıpranmasına neden olur. (Sıkıntılı durumda olan kişilerde birtakım olumsuz belirtiler görülür.)
Kara gün kararıp kalmaz
İnsanın sıkıntılı günleri de olur. Ama bu böyle sürüp gitmez. Arkasından rahat günler de gelir. Yeter ki insan sorunlarına doğru çözüm yolları bulabilsin.
Azı karar, çoğu zarar
Her şeyin bir ölçüsü ve bir sınırı vardır. Bunları ihlâl eden, aşan, aşırıya kaçan insan zararla karşılaşır. Böyle bir sonuçla karşılaşmamak için en uygun ölçü olan “karar” sınırında kalınmalı, öteye gidilmemelidir.
Kara gün kararıp durmaz
İnsanın sıkıntılı günleri de olur. Ama bu böyle sürüp gitmez. Arkasından rahat günler de gelir. Yeter ki insan sorunlarına doğru çözüm yolları bulabilsin.
Ak gün ağartır, kara gün karartır
Mutlu bir yaşam, kişiyi neşeli, huzurlu ve iyimser yapar. Üzüntülü bir yaşam ise kişinin yıpranmasına ve karamsar olmasına yol açar.
Öfke gelir, göz kararır; öfke gider, yüz kızarır
Kişi sinirlendiği zaman gözü hiçbir şey görmez, öfkeyle bağırıp çağırır, karşısındakine her türlü kırıcı sözü söyler, hatta imkan bulursa fiziksel şiddet bile uygular. Öfkesi geçince de yaptıklarından, söylediklerinden utanır, bu nedenle yüzü kızarır.