Yanlış ata oynamak deyiminin anlamı
* Tarafların olduğu bir durumda yanlış tarafı seçerek sonunda zararlı çıkmak.
* Kazanmak üzere girdiği bir işte yanılgıya düşerek başarısızlığa uğramak.
* Kazanma ihtimali olduğu halde kaybetmek.
* Kazanmak için giriştiği işte tuttuğu yol, dayandığı kimse dayanıksız ve çürük çıkmak, dolayısıyla aldanmış olmak.
Yanlış kapı çalmak deyiminin anlamı
* Yardım istemek için yanlış şeyi ya da kimseyi seçmek.
* İsteğininin yerine gelmesi için, tersini düşünen, yapmayacak olan bir yere başvurmak yani isteğinin yapılamayacağı bir yere başvurmak.
Örnek: Oğlum derdimize derman ararken yanlış kapı çalmışız demek.
Örnek: Meğer biz yanlış kapı çalmışız.
Yanlıştan dönmek deyiminin anlamı
Bir işte yapılanın yanlış olduğunu anlayıp yeni bir uygulamaya geçmek.
Örnek: Akıllı adam yanlışta ısrar etmez, yanlıştan dönmek de bir erdemdir.
Yanlış anlamak deyiminin anlamı
Bir durumu, davranışı veya sözü yanlış olarak algılamak.
Örnek: Beni yanlış anlamışsın, ben sana gelmeyeceğim demedim ki.
Örnek 2: Lütfen yanlış anlama, özel bir konu konuşuyoruz.
Yanlışını yüzüne vurmak deyiminin anlamı
Yaptığı hatayı ayıplayarak yüzüne karşı söylemek.
Örnek: Kimsenin yanlışını yüzüne vurmaktan zevk almıyorum.
Örnek 2: Çocukların yanlışını yüzüne vurmaktan çekinmezdi.
Yanlış insan deyiminin anlamı
Doğru tercih olduğuna inanılmayan kişi.
Örnek: Senin evliklik konusunda yanlış insan olduğunu düşünüyor.
Örnek 2: Bu işi yanlış insana verdiğimizi düşünmeye başladım.
Örnek 3: Yanlış insanlarla arkadaşlık yapma.
Yanlış yola sapmak deyiminin anlamı
* Doğru olmayan davranış ve eylemlerde bulunmak.
* Gittiği doğru yoldan çıkıp, yanlış yöne doğru ilerlemek.
Örnek: Parayı buldum diye sakın yanlış yola sapma.
Örnek 2: Demek ki az önce yanlış yola sapmışız.
Yanlış kapıyı çalmak deyiminin anlamı
İsteğinin yapılamayacağı, ilgisiz bir yere başvurmak.
Örnek: Meğer biz baştan beri yanlış kapıyı çalıyormuşuz.
Örnek 2: Yanlış kapıyı çaldınız; bu konuyu personel işleriyle görüşeceksiniz.
Yanlışını çıkarmak deyiminin anlamı
Yanlışını bulup göstermek.
Örnek: Ben cevabımı yazdım, yanlışımı çıkarmak sana kalmış.
Örnek 2: Arkadaşının yanlışını çıkarmaya çalışma.
Yanlış yol deyiminin anlamı
Yersiz inanç ve tutum.
Örnek: Gittiğin yol yanlış yol, umarım gerçekleri fark edersin.
Yanlış adım atmak deyiminin anlamı
Doğru olmayacak şekilde hareket etmek, düşüncesizce teşebbüste bulunmak, hatalı davranmak.
Örnek: Bu kez yanlış adım atmak istemiyorum.
Örnek 2: Bazen bir yanlış adım atmak, telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açar.
Örnek 3: Yanlış adım atarız diye, adım atmaktan da korkmayın.
Örnek 4: Ekonomi konusunda yanlış adım atanın çok canı yanacak.
Yanlışa düşmek deyiminin anlamı
Yanılmak, hata yapmak.
Örnek: Sana inanmakla çok büyük yanlışa düştüm.
Örnek 2: Yanlışa düşmemek için soruları dikkatli okuyun.
Örnek 3: Önemli olan yanlışa düşmemek değil, yanlıştan dönmektir.
Yanlış çıkarmak deyiminin anlamı
Hatayı, eksikliği bulmak.
Örnek: İkisi de hesapta yanlış çıkarmaya çalışıyorlar.
Yanlış hareket etmek deyiminin anlamı
Doğru olmayan bir girişimde bulunmak, düşüncesizce teşebbüste bulunmak, hatalı davranmak.
Örnek: Bu kez yanlış hareket etmek istemiyorum.
Örnek 2: Bazen bir yanlış hareket etmek, telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir.
Yanlış yunluş deyiminin anlamı
Yanlış bir biçimde.
Örnek: Ödevlerini sürekli yanlış yunluş yapıyorsun.
Örnek 2: Büyüklerinizin yanında yanlış yunluş konuşmayın.
Yanlış çıkmak deyiminin anlamı
Doğru olmadığı, yanlış olduğu belli olmak.
Örnek: İşaretlediğim şıkların çoğu yanlış çıktı.
Örnek 2: Umarım tahminlerim yanlış çıkmaz.
Yanlışı çıkarmak deyiminin anlamı
Yapılan yanlışlığı bulup göstermek.
Örnek: Bu hesaplamalardaki yanlışı çıkarmak kolay.
Örnek 2: Benim görevim yanlışı çıkarmak, doğru olanı göstermek.
Yanlış yere deyiminin anlamı
Boşuna, yanlış olarak.
Örnek: Yanlış yere seni de kırdım, özür dilerim.
Örnek 2: Lütfen yanlış yere insanları suçlamayın.
Örnek 3: İnsanları yanlış yere hapislerde yatırmak adalet mi?