Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede
Kişiler iş, meslek ve durumlarına göre kendilerine gerekli olan şeylerin peşine düşerler; onları elde etmeye çalışırlar.
Ihlamurdan odun olmaz beslemeden kadın olmaz
Yaşam içinde her konu birbirine uygun olursa başarı olur ve devam eder.
Boşboğazı cehenneme atmışlar, “odun yaş” diye bağırmış
* Aklına her geleni söyleyen kişiler, toplum içinde sevilmezler.
* Boşboğaz, çenesi düşüğün biridir. En umulmadık yerde ille densizce bir şey söyleyecektir. Onun için böyleleri toplum içinde sevilmezler.
* Çenesi düşük boşboğaz insanlar en umulmadık yerde bile gereksiz sözler söylemeyi huy edinmişlerdir.
* Boş konuşan ve çenesi düşük biri kendince büyük laf etmek isterken kendini ateşe atar. İçinden çıkamayacağı bir duruma düşer.
Az ateş çok odunu yakar
Önemsenmeyen küçük bir hata, uygun ortam bulunca öylesine büyür ki önüne geçilemez, ciddi zararlara yol açar.
Dostun udu cehennem odundan beterdir
Dostumuzun bize yaptığı iyiliklere karşı bir şeyler yapma borcumuzu ödemedikçe içimiz rahat etmez.
Gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz
Hayatta her şey birbirine uygun olursa başarı olur ve devam eder. Bu nedenle her şey niteliklerine uygun amaçla kullanılmalıdır. Gül dalından iyi bir odun olmayacağı gibi, hizmetçi olarak yetişip büyümüş kişi de kültürlü birine layık eş olamaz.
Ocağın yakışığı odun; evin yakışığı kadın
Türk-İslam geleneğinde evlenip çoluk çocuk sahibi olmak, nesli devam ettirmek vardır. Kişinin bekâr kalması ve yalnız yaşaması hoş karşılanmaz. Evde kadın olması, mutlu bir yuvayı oluşturduğu gibi o evi de şenlendirir. Bu bakımdan her evin yakışığı, dürüst ve uyumlu bir kadındır.
Eşeği düğüne çağırmışlar, ya su lazımdır ya odun demiş
Hayatı başkasına hizmet etmekle geçen bir kişi, kendisinin ağırlanacağı bir davet alsa şöyle düşünür: “Bu davet, beni ağırlamak için değil, kendilerine hizmet ettirmek içindir.” Böyle düşünmekte de haklıdır. Bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
Boşboğazı fırına atmışlar, odun yaş diye haykırmış
Huysuz ve eleştirmeyi meslek haline getiren insanlar için kullanılan bir ifadedir. Bunlar her ne şartta olursa olsun konuşurlar, eleştirirler, ellerindeki imkanın azlığından şikayet ederler. Bir vecizede dendiği gibi “Her şeyden şikayetçi olanlar, fırsat kapıyı çaldığında da gürültüden şikayet ederler.”
Boşboğazı cehenneme atmışlar, odunum az diye bağırmış
Aklına her geleni söyleyen boşboğaz kişiler, toplum içinde sevilmezler Böyle kişiler herkesin sustuğu en tehlikeli bir anda bile dilini tutamaz.
Deve adını satar, eşek odunu
Herkesin öne çıktığı bir özelliği vardır. Bazı insanlar yaptırdıkları, bazıları da kendi yaptıkları ile adını duyururlar. Yapılan işler ve ortaya çıkan eserler göz önüne alındığında yapandan çok yaptıran kişinin ismi anılır.
Eşeğine bakmaz da, akşamdan sonra oduna gider
Her insan kendi imkânları ölçüsünde hareket etmeli, gücü yetecek işleri yapmaya çalışmalıdır. İçinde bulunduğu durumu dikkate almadan, mantıksız şekilde boyundan büyük işlere girişenler başarısız olmaya mahkûmdur.
Balcının var bal tası, oduncunun var baltası
Her işin kendine özgü bir aracı vardır. Hangi iş yapılıyorsa, o işe özel bir araç kullanılır.
Kapıyı kırarsan, odun çok olur
İnsanın, bir gereksinimini karşılayacak parası bulunmayabilir. Bu durumdaki kişi, önemli bir malını satmaya çalışırsa, sorununu gidermiş olur.
Eşeği düğüne çağırmışlar, ya odun eksik ya su demiş
Hayatı başkasına hizmet etmekle geçen bir kişi, kendisinin ağırlanacağı bir davet alsa şöyle düşünür: “Bu davet, beni ağırlamak için değil, kendilerine hizmet ettirmek içindir.” Böyle düşünmekte de haklıdır.
Halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun
Hayatta her şey birbirine uygun olursa başarı olur ve devam eder. Bu nedenle her şey niteliklerine uygun amaçla kullanılmalıdır. Gül dalından iyi bir odun olmayacağı gibi, hizmetçi olarak yetişip büyümüş kişi de kültürlü birine layık eş olamaz.
Küstüğün dağın odununu kesme
İnsan onuruna düşkün olup ilişkisini kestiği bir yerden veya kimseden herhangi bir yarar elde etmeye çalışmamalıdır.
Eşeğine bakmaz da Hasan Dağı’na oduna gider
Her insan kendi imkânları ölçüsünde hareket etmeli, gücü yetecek işleri yapmaya çalışmalıdır. İçinde bulunduğu durumu dikkate almadan, mantıksız şekilde boyundan büyük işlere girişenler başarısız olmaya mahkûmdur.
Deve adını, eşek odunu satar
Herkesin öne çıktığı bir özelliği vardır. Bazı insanlar yaptırdıkları, bazıları da kendi yaptıkları ile adını duyururlar. Yapılan işler ve ortaya çıkan eserler göz önüne alındığında yapandan çok yaptıran kişinin ismi anılır.