Lakırtıyı çevirmek deyiminin anlamı
Konuşmasının sakıncalı bir biçim aldığını fark edince söze başka bir yön vermek, başka konuya geçmek, lafı (sözü) çevirmek.
Örnek: Hatasının ortaya çıkacağını anlayınca lakırtıyı çevirmeye çalıştı.
Örnek 2: Beni görünce birden nasıl da lakırtıyı çevirdi.
Lakırtı çıkarmak deyiminin anlamı
Laf çıkarmak.
Örnek: Bu şirkette, bu lakırtıları kim çıkarıyor, şaşıyorum vallahi!
Lakırtı taşımak deyiminin anlamı
Aralarını açmak maksadıyla birinin bir kimse hakkında söylediği hoş olmayan sözlerini o kimseye ulaştırmak, söz getirip götürmek.
Örnek: Lakırtı taşıyan o arkadaşından uzak duracaksın.
Örnek 2: Kaç yaşında adamsın, lakırtı taşımaya da utanmıyorsun.
Örnek 3: Lakırtı taşıyıp insanların arasını bozmaya çalışma.
Örnek 4: Çok yanlış yapıyorsun, lakırtı taşımaktan vazgeç.
Örnek 5: Benimle ilgili lakırtı taşımıyorsun değil mi Hüsniye?
Lakırtısı ağzında kalmak deyiminin anlamı
Konuşan kimsenin, bir başkasının söze başlaması veya ani bir olay sonucunda sözü yarım kalmak.
Örnek: Zil çalınca, öğretmenin lakırtısı ağzında kaldı.
Örnek 2: Öğretmen sınıfa girince, lakırtısı ağzında kaldı.
Lakırtısını etmek deyiminin anlamı
Hakkında konuşmak.
Örnek: Bir daha mahallede, benim lakırtımı etmeni istemiyorum.
Örnek 2: Evdekiler bütün gece sabahki kavganın lakırtısını ettiler.
Lakırtıya tutmak deyiminin anlamı
Konuşarak oyalamak.
Örnek: Beni lakırtıya tuttun, ocakta yemeği unuttum.
Lakırtıyı ezip büzmek deyiminin anlamı
Konuşmasını beceremeyip aynı şeyleri tekrarlamak.
Örnek: Sen kitap okuyup, kelime öğrenmezsen, lakırtıyı ezip büzmeye devam edersin.
Lakırtı ağzından dirhemle çıkmak deyiminin anlamı
Çok az veya zorla konuşmak.
Örnek: Onun da lakırtı ağzından dirhemle çıkıyor.
Örnek 2: Lakırtı ağzından dirhemle çıkıyor, ama ben istediğimi öğrendim.
Örnek 3: Bakıyorum da bugün lakırtı ağzından dirhemle çıkıyor Jale Hanım.
Lakırtı ağzından dökülmek deyiminin anlamı
İsteksiz konuşmak.
Örnek: Solgun bir hali vardı, lakırtı ağzından dökülüyordu.
Lakırtı etmek deyiminin anlamı
* Konuşmak.
* Dedikodu konusu etmek.
Örnek: Gel seninle şu bankta, biraz lakırtı edelim.
Örnek 2: Burada olanlar burada kalacak, lakırtı etmek yok.
Lakırtı yetiştirmek deyiminin anlamı
Bir söze karşılık vermekte gecikmemek.
Örnek: Herkese lakırtı yetiştirmekten, kendi dersini yapamıyor.
Lakırtısı mı olur deyiminin anlamı
Konuşulan bir şeyin önemsizliğini veya yersizliğini anlatmak için söylenen bir söz.
Örnek: Daha şimdiden o işin lakırtısı mı olur?
Lakırtıya boğmak deyiminin anlamı
Gereksiz ve boş sözlerle konuşmayı uzatmak.
Örnek: Programı lakırtıya boğmaya çalıştı, ama sunucu buna izin vermedi.
Lakırtıyı ağzına tıkamak deyiminin anlamı
Birisi sözü bitirmeden, başkası tepkiyle karşılık vererek onu susturmak, konuşturmamak.
Örnek: Lakırtıyı ağzıma tıkayınca, gerçekten çok sinir oldum.
Örnek 2: Adamcağız ağzını açar açmaz, lakırtıyı ağzına tıkadılar.
Örnek 3: İleri geri konuşmaya başlayınca, lakırtıyı ağzına tıkadım.
Lakırtıyı kesmek deyiminin anlamı
Susmak.
Örnek: Lakırtıyı kesin, anlatacaklarımı dinleyin.