Lafını bilmek deyiminin anlamı
* Söylediği sözlerin sonuçlarını düşünerek, yerinde ve tutarlı konuşmak.
* Söylediği sözün ne gibi sonuçlar doğuracağını kestirebilmek, ileri geri konuşan biri olmamak, tutarlı ve mantıklı konuşmak.
* Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
Örnek: Efendi! lafını bilde konuş. Onun kim olduğunu biliyormusun?
Örnek 2: O daima lafını bilir bir insan olmuştur.
Şeytanın yattığı yeri bilmek deyiminin anlamı
* En olmadık şeylerden bile haberdar olmak, çok kurnaz olmak.
* Çok kurnaz ve açıkgöz olmak; bilinmesi, hatırlanması güç şeyleri bilmek; pek çok şeyden haberdar olmak.
* Bilmediği hiçbir şey bulunmamak, her şeyi bilmek, çok zeki, açıkgöz ve kurnaz olmak.
Örnek: O ne tilkidir bilemezsin, şeytanın yattığı yeri bile bilir.
İşini bilmek deyiminin anlamı
* Bir durumdan nasıl çıkar sağlayacağını bilmek.
* Zor bir durumda kaldığından nasıl kurtulacağını bilmek.
* Yapacağı iş için gerekli bilgisi bulunmak, görevini yapma bilinci taşımak.
Örnek: Sen hiç merak etme, o işini bilir.
Örnek 2: İşini bilen bir insandır o.
Örnek 3: O işini bilir, aç kalmaz.
Hesabını bilmek deyiminin anlamı
* Harcamalarını sahip olduğu paraya göre ayarlayarak para sıkıntısı çekmemek, tutumlu olmak.
* Boş yere para harcamamak, tutumlu davranmak.
Örnek: Her ev kadını hesabını bilmek zorundadır.
Cana minnet bilmek deyiminin anlamı
* Elde edince çok sevinilecek durum ya da olay.
* İhtiyacı olduğu hâlde arayıp da bulamadığı şeylerden saymak.
* Çok istediği, arzuladığı şeylerden saymak, kabul etmek.
Örnek: Yalnızca su mu? Canıma minnet, çabuk ver.
Ciğerinin içini bilmek deyiminin anlamı
* Bir kişiyi her yönüyle detaylı bir şekilde tanımak.
* Çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek.
Örnek: Ben böylelerinin ciğerinin içini bilirim, dedi. Bu kız hanım ölürse belki beni alır diye ümitlendi. (R. N. Güntekin)
Cemaziyülevvelini bilmek deyiminin anlamı
* Bir kimsenin geçmişini bilmek.
* Bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki kötü bir yönünü veya kötü durumunu bilmek.
* İnsanların bilmediği ama bazı insanların bildiği bir kişi hakkındaki kötü geçmişini bilmek.
Örnek: Sakın güvenme ona, ben onun cemaziyülevvelini bilirim.
Bal alacak çiçeği bilmek deyiminin anlamı
* Çıkar sağlayacağı yeri bilmek. Bir başka şekli; bal olacağı çiçeği bulmak.
* Çıkar sağlanacak yeri veya şeyi bulmak, bu konuda nasıl hareket edileceğini bilmek.
* Nereden menfaat sağlayacağını bilmek.
Örnek: Onun bal alacak çiçeği bilmede üstüne yoktur.
Ağzının tadını bilmek deyiminin anlamı
* Zevkli, estetikten ve güzel şeylerden anlamak, tercihlerini buna göre yapmak.
* Güzel yemeklerden anlamak.
* Bir şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak.
Örnek: Şunlardaki güzelliğe bak, ağzının tadını da biliyorsun hani.
Yolunu bilmek deyiminin anlamı
Yöntemini biliyor olmak.
Örnek: Yolunu bilirsen bu işten çok para kazanırsın.
Şunu bunu bilmem deyiminin anlamı
Mazeret kabul etmem, özür dinlemem.
Örnek: Şunu bunu bilmem, sen de geleceksin.
Yol iz bilmek deyiminin anlamı
* Gideceği yolu ve yeri bilmek.
* Görgülü davranmak.
Örnek: Buralar çok karışık, yol iz bilmezsen yolda kalırsın.
Örnek 2: Yol iz bilmeyen kişilerin peşine takılma.
Yakından bilmek deyiminin anlamı
Bir kimseyi, bir şeyi bütün özellikleriyle bilmek veya tanımak.
Örnek: Ben bu arabayı yakından bildiğim için kullanabilirim.
Örnek 2: Kendisini yakından bilirim, aynı mahallede oturuyoruz.
Uyku nedir bilmeden deyiminin anlamı
Dinlenme imkânı bulamadan.
Örnek: Uyku nedir bilmeden sabahlara kadar sınavlara çalıştığımızı bilirim.
Örnek 2: Askerlerimiz uyku nedir bilmeden sınırlarımızı korumak için ayakta. Bizler de dualarımızla yanlarındayız.
Şunu bunu bilmemek deyiminin anlamı
İtiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek, bahane istememek.
Örnek: Şunu bunu bilmem, yarın akşam sizi bekliyoruz.
Su gibi bilmek deyiminin anlamı
Çok iyi, yanlışsız bilmek veya okumak.
Örnek: Senin konunu da su gibi biliyorum.
Örnek 2: 23 Nisan şiirini su gibi biliyor.
Örnek 3: Namaz surelerini su gibi biliyordu.
Kadrini bilmek deyiminin anlamı
Değerini bilmek, yararlanmak.
Örnek: Çok güzel bir okuldasın, bunun kadrini bilmelisin.
Ödev bilmek deyiminin anlamı
Bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek.
Örnek: Çiçeklerin bakımını hep ödev bildi.
Örnek 2: Seni sevmeyi, kendime bir ödev bildim sevdiğim.
Siz bilirsiniz deyiminin anlamı
Nasıl istersiniz öyle olsun anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Madem gitmeye karara verdiniz, siz bilirsiniz.
Oldu bilmek deyiminin anlamı
Sorunu çözülmüş bilmek.
Örnmek: Bize bırak, boya badana işini oldu bil.
Örnek 2: Bir şeyi yapmayı kafaya koyduysam, oldu bil.
Oyunun kurallarını bilmek deyiminin anlamı
Yapılan işlerin nasıl, kimler tarafından ve hangi ilişkilerle sonuçlandırıldığına ilişkin bilgisi olmak.
Örnek: Oyunun kurallarını bilmiyorsan, masaya oturmayacaksın.
Örnek 2: Oyunun kurallarını bilmiyorsan, bir bilene sor.
Sağını solunu bilmemek deyiminin anlamı
Düşüncesiz, saygısız, dikkatsiz olmak.
Örnek: Sağını solunu bilmeyen biriydi.
Sayısını Allah bilir deyiminin anlamı
Saymakla bitirilmeyecek kadar çok, anlamında kullanılır.
Örnek: Alanda toplanan insanların sayısını Allah bilir.
Sen bilirsin deyiminin anlamı
Nasıl uygun bulursan öyle yap anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Senin de gelmeni isterim ama yine de sen bilirsin.
Örnek 2: Anlaşılan gitmekten vazgeçmişsin, ne diyeyim, sen bilirsin.
Örnek 3: Sen bilirsin deyince (değirmende) kavga olmaz.
Nimet bilmek deyiminin anlamı
Bir şeyi lütuf kabul etmek.
Örnek: Evimize misafir gelmesini nimet bilirdik.
Örnek 2: Seninle bir yuva kurmayı, hep nimet bildim.
Kim bilir deyiminin anlamı
* Belirsizlik, bilinmezlik bildiren bir söz.
* Olabilirlik bildiren bir söz.
Örnek: Kim bilir, belki yarın gelir.
Örnek 2: Kim bilir, belki de piyango bize çıkar.
Ne çiçektir, biliriz deyiminin anlamı
Ne denli yeteneksiz, niteliksiz olduğunu biliriz anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Bahsettiğin öğrenci ne çiçektir, çok iyi biliriz hocam.
Ne istediğini bilmek deyiminin anlamı
Amacını kesin ve kararlı bir biçimde belirlemek.
Örnek: Ne istediğini bilmek, başarının ilk adımıdır.
Örnek 2: Kalkıp iş aramaya çıkmışsın, ama sen daha ne istediğini bilmiyorsun.
Ne mal olduğunu bilmek deyiminin anlamı
Birinin nasıl bir nitelikte, yetenekte ve yaradılışta olduğunu bilmek, kestirmek.
Örnek: Onun ne mal olduğunu bilememişim, tüm birikimimi çalıp kaçmış.
Ne olduğunu bilememek deyiminin anlamı
Şaşırmak, aklı başından gitmek.
Örnek: Dışarıdan sesler geliyor, ama ne olduğunu bilemiyorum.
Ne yaptığını bilmemek deyiminin anlamı
Aklı başında olmadığından bilinçsizce davranmak.
Örnek: İyice yaşlandı, artık ne yaptığını da bilmiyor.
Örnek 2: Adam sarhoş, ne yaptığını bilmiyor, bir de araba kullanmaya çalışıyor.
Neye uğradığını bilememek deyiminin anlamı
Beklenmedik bir durumla karşılaşıp hiçbir şey yapamamak, şaşırıp kalmak.
Örnek: Ocak birden alev alınca neye uğradığını bilemedi.
Örnek 2: Köpek birden havlamaya başlayınca neye uğradığımı bilemedim.
Adı gibi bilmek deyiminin anlamı
Çok iyi bilmek.
Örnek: Senin kaçta uyuduğunu adım gibi biliyorum.
İş bilmek deyiminin anlamı
Becerikli olmak.
Örnek: İş bilir bir insandır o.
Örnek 2: Beş cahil yerine, iş bilen iki elemanın olsun yeter.
İyilik bilmek deyiminin anlamı
Kendisine yapılan iyiliği unutmamak.
Örnek: İyilik bilen insanlar oldukları için sevilirler.
Kendini bilmek deyiminin anlamı
* Aklı her şeye erecek yaşa gelmek, baliğ olmak.
* Aklı ve muhakemesi yerinde olmak.
* Ağırbaşlı olmak.
* Kendinin ve çevresinin bilincine varmak.
* Durum ve onuruna yakışacak biçimde davranmak.
Örnek: Kendimi bildiğimden beri ülkemizde çok partili rejim var.
Örnek 2: Kendini bilmeden söylemiş, kusuruna bakmayın.
Örnek 3: Bir kaç kendini bilmez, gece gece beni uykumdan etti.
Örnek 4: Hatalı iş yapan arkadaşlar var, onlar kendini bilir.
Örnek 5: O kendini bilir, gerektiği gibi davranır.
İsmi gibi bilmek deyiminin anlamı
Çok iyi bilmek, adı gibi bilmek.
Örnek: Senin kaçta uyuduğunu ismim gibi biliyorum.
Kadrini bilmek deyiminin anlamı
Değerini bilmek, yararlanmak.
Örnek: Çok güzel bir okuldasın, bunun kadrini bilmelisin.
Kan alacak damarı bilmek deyiminin anlamı
Nereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek.
Örnek: Bizim manav var ya, kan alacak damarı biliyor gerçekten.
İsmini cismini bilmemek deyiminin anlamı
Tanımamak.
Örnek: İsmini cismini bilmediğim adamlar gelip seni soruyor.
Karış karış bilmek deyiminin anlamı
En ince ayrıntısına kadar biliyor olmak.
Örnek: Ben bu İzmir’i karış karış bilirim.
Örnek 2: Bu şehri kısa sürede karış karış bilmek isterim.
Kendimi bildim bileli deyiminin anlamı
Öteden beri, eskiden beri.
Örnek: Kendimi bildim bileli bu tarlayı ekeriz.
Keyfi bilmek deyiminin anlamı
İsterse yapmak, nasıl isterse öyle yapmak.
Örnek: Biz gidiyoruz, gelmeyecekse de kendi keyfi bilir.
Örnek 2: Haftaya sınav var, ders çalışın, çalışmazsanız da keyfiniz bilir.
Gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz deyiminin anlamı
Birinin uygunsuz özellikleri sayılırken bunların öteden beri bilindiğini anlatmak için söylenen bir söz.
Kisi kendini methetmez, o işi başkalarına bırakır. Gülü tarife ne hacet, ne çiçektir bilinir.
Örnek: Söylediklerinde haklısın, gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz.
Ha şunu bileydin deyiminin anlamı
Bu gerçeği daha önce anlamalıydın, anlamında söylenir.
Örnek: Annemden izin mi almam gerekirdi?
Örnek 2: Ha şunu bileydin!
Haddini bilmek deyiminin anlamı
Kendi değer ve yeteneğini bilmek, üstün görmemek, kendi yapabileceği şeylerin ötesine geçmemek.
Örnek: Merak etme sen, o haddini bilen bir çocuktur.
Örnek 2: Ben haddimi bilirim, bu iş beni aşar.
Hatır gönül bilmek deyiminin anlamı
Kişilere karşı gösterilmesi gereken saygı kurallarına uymak.
Örnek: Hatır gönül bilen insanlarla iş yapmak daha güzel.
Örnek 2: Çok şey yapmaya gerek yok, sadece hatır gönül bilmek yeterli.
Örnek 3: Hatır gönül bilsen, o ihtiyara böyle davranmazdın.
Hesabını bilmek deyiminin anlamı
Boş yere para harcamamak, tutumlu davranmak.
Örnek: Her ev kadını hesabını bilmek zorundadır.
Hesabını kitabını bilmek deyiminin anlamı
Boş yere para harcamamak, tutumlu davranmak.
Örnek: Her ev kadını hesabını bilmek zorundadır.
Hile hurda bilmemek deyiminin anlamı
Aldatma yollarını bilmemek.
İdaresini bilmek deyiminin anlamı
Yerine göre harcamak, tutumlu davranmak.
Örnek: Çok iyi maaş alıyorsun, ama idaresini bilmiyorsun.
Örnek 2: Haftalık harçlığının idaresinin bileceksin.
Bildiğini okumak deyiminin anlamı
Kim ne derse desin, istediği gibi davranmak.
Örnek: Bildiğini okumaya devam edersen, sonunda zarar görmen kaçınılmaz olacak.
Örnek 2: Çevresindekiler çok uyardı ama o bildiğini okuyor.
Bildiğini yapmak deyiminin anlamı
Verilen öğütlere aldırmayıp tutumunu sürdürmek.
Örnek: Herkesi dinlerdi, ama yine de bildiğini yapardı.
Bildiğini yedi mahalle bilmez deyiminin anlamı
Bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz.
Örnek: Halam bizim işi halleder, onun bildiğini yedi mahalle bilmez.
Kendimi bildim bileli deyiminin anlamı
Öteden beri, eskiden beri.
Örnek: Kendimi bildim bileli bu tarlayı ekeriz.
Bilir bilmez deyiminin anlamı
Ne bildiğini, ne bilmediğini düşünmeden anlamına gelir.
Örnek: Bilir bilmez konuşur.
Bilmezlikten gelmek deyiminin anlamı
Bilmiyor gibi görünmek.
Örnek: Bilmezlikten geliyor, aslında o da oradaydı.
Kıymetini bilmek deyiminin anlamı
Önemini, değerini bilmek.
Örnek: Bu güzel günlerin kıymetini bil.
Örnek 2: Gençliğinin kıymetini bilmiyorsun.
Borcunu bilmek deyiminin anlamı
* Bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek.
* Borcunu zamanında öder olmak.
Örnek: Sana yardım etmeyi, destek olmayı bir borç bilirim.
Örnek 2: Babam, borcunu bilen bir insandı.
Fırsat bilmek deyiminin anlamı
Bir şeyden belli bir amaçla hemen yararlanmak.
Örnek: Açılan kursları fırsat bilip, yüzme öğrendik.
Örnek 2: Maddi sıkışıklığını fırsat bilip, arsasını ucuza almış.
Borç bilmek deyiminin anlamı
Bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek.
Örnek: Bahçesini temiz tutmayı, yıllardır borç bildi.
Örnek 2: Her hafta arayıp, hal hatır sormayı borç biliyorum.
Örnek 3: Bu olayı size anlatmayı borç bildim.
Dini gibi bilmek deyiminin anlamı
Çok iyi bilmek.
Fırsatı ganimet bilmek deyiminin anlamı
Çıkan fırsattan en iyi biçimde yararlanmak, fırsattan istifade etmek.
Örnek: Fırsatı ganimet bilip, kömür çuvallarını götürmüş.
Örnek 2: İndirim fırsatını ganimet bilenler, mağazayı kısa sürede boşalttı.
Doğru bildiği yoldan ayrılmamak deyiminin anlamı
Her ne olursa olsun inandığı ilkelere bağlı kalmak.
Örnek: Doğru bildiğin yoldan ayrılmamakla çok iyi etmişsin.
Örnek 2: Boşa ikna etmeye çalışma, o doğru bildiği yoldan ayrılmaz.
Örnek 3: Bugüne kadar doğru bildiğimiz yoldan ayrılmadık.
Elma da alma da demesini biliriz deyiminin anlamı
Şartlara göre uygun davranırız anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Sen rahat ol, elma da alma da demesini biliriz, sorun yok.
Ağzıyla içmesini bilmek deyiminin anlamı
Sözünü, sohbetini karşıdaki kişiyi incitmeyecek bir biçimde ayarlamak.
Örnek: Ağzıyla içmesini bilmeyen adamla işim olmaz.
Örnek 2: Ağzıyla içmesini bilen, her ortamda kendine yer bulur.
Aman zaman bilmemek deyiminin anlamı
Fırsat vermemek.
Örnek: Bölgede yabancı satıcılar aman zaman bilmezler.
Antikasını bilmek deyiminin anlamı
En iyisini bilmek.
Örnek: Bu telefonun antikasını bilirim.
Avucunun içi gibi bilmek deyiminin anlamı
Bir yeri veya bir şeyi her yönüyle tanımak, çok iyi bilmek.
Örnek: Bu mahalleyi avucumun içi gibi bilirim.
Örnek 2: Balıkesir’i avucunun içi gibi bilen biri lazım.
Ezbere bilmek deyiminin anlamı
* Bir yerin her yanını iyice bilmek.
* Bir şeyin bütün niteliklerini çok iyi öğrenmiş olmak.
Örnek: Ömrüm burada geçti, Bursa’yı ezbere bilirim.
Örnek 2: Ben bu tramvayı ezbere bilirim.
Bastığı yeri bilmemek deyiminin anlamı
* Çok fazla sevinmek.
* Dengesiz hareketlerde bulunmak, durumunu kontrol edememek, şaşkınlıktan nerede olduğunu bilememek.
Örnek: Sınavı kazanmanın verdiği heyecanla bastığı yeri bilmiyordu.
Örnek 2: Eşinin ölümünden sonra bastığı yeri bilmez bir adam oldu.
Bildiğinden şaşmamak deyiminin anlamı
Hiçbir etkiye aldırış etmeyerek doğru bildiği davranışı sürdürmek.
Örnek: Köfte yaparken bildiğinden şaşmaz, kendi tarifine göre yapar.
Örnek 2: Sen doğru bildiğinden şaşma, biz her zaman senin yanındayız.
Örnek 3: Sana kötü diyenler pişman olacak, sen bildiğinden şaşma.
Fare çıktığı deliği bilir deyiminin anlamı
Bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: O adam yolsuzluklarını örtmesini bilir, fare çıktığı deliği bilirmiş ne de olsa.
Örnek 2: Fare çıktığı deliği bilir, sen şimdi nereye gideceğini iyi bilirsin.
Görev bilmek deyiminin anlamı
Görev olarak üzerine almak, sorumluluk üstlenmek.
Örnek: Senin başarın için yardımcı olmayı hep görev bildim, her desteği verdim.
Örnek 2: Arabayı her hafta temizlemeyi görev bilmen lazım.