Eski çamlar bardak oldu deyiminin anlamı
* Eskiden olan bazı şeylerin unutulup, yok olması, değeri kalmamak.
* Şartlar değişti (devir değişti), eski durumların, tutumların bir önemi kalmadı.
* Daha önce olanlardan eser kalmadı. Eski durumlar değişti. Devir değişti.
Eski defterleri karıştırmak deyiminin anlamı
* Zor bir duruma düşünce eski tanıdıkları ya da olayları hatırlamak.
* Eski olayları, işleri bir çıkar umuduyla tekrar ele almak, yeniden gündeme getirmek.
* Eski olayları bir nedenle yeniden ortaya koymak.
Örnek: Eski defterleri karıştırmayı bırak artık.
Eski tas eski hamam deyiminin anlamı
* Hiçbir şey değişmemiş anlamında kullanılan bir söz.
* Hiçbir şey değişmemiş, eski durumda kalmış.
* Durumda hiçbir değişiklik yok yani durum aynı.
Örnek: Köy aynı, insanlar aynı, eski hamam eski tas.
Eski kafalı deyiminin anlamı
* Yeni gelişmelere alışamamış, hâlâ eski değer ve düşüncelere bağlı.
* Yeniliğe açık olmayan, yaşayış ve düşünce itibariyle eskiye bağlı.
Örnek: Eski kafalı insanlar gittikçe azalıyor mu ne?
Örnek 2: Ben ne anlarım oğlum internetten? Ben eski kafalıyım gazete okumak bana kafi gelir.
Eski kulağı kesiklerden olmak deyiminin anlamı
* Eskiden beri serserilik yapan yasadışı işlere bulaşan ya da eskiden bunları yapmış kimse.
* Görmüş geçirmiş, çok deneyimli.
Eski toprak deyiminin anlamı
* Yaşlı fakat dinç kimse.
* Yaşlılığına rağmen dinçliğini, dayanıklılığını hâlâ sürdüren, gücünü kaybetmemiş kimse.
* Yaşlı olduğu halde, zekâ ve dinçliğini koruyan kimse.
Örnek: Sen eski topraksın, bizim gibi birkaç genci daha cebinden çıkartırsın.
Örnek 2: O eski toprak, ona hiçbir şey olmaz.
Dokuz yorgan eskitmek deyiminin anlamı
Çok uzun ömürlü olmak. Bir insanın ömrünün uzun olduğunu belirten bir deyimdir. Uzun yaşan, yaşı bir hayli ilerlemiş olan kişiler için kullanılır.
Örnek: Dokuz yorgan eskitmesini neye borçlu bir türlü söylemiyor.
Eski hamam eski tas deyiminin anlamı
* Hiçbir şey değişmemiş anlamında kullanılan bir söz.
* Hiçbir şey değişmemiş, eski durumda kalmış.
* Durumda hiçbir değişiklik yok yani durum aynı.
Örnek: Köy aynı, insanlar aynı, eski hamam eski tas.
Eski kurt deyiminin anlamı
Tecrübeli, görmüş ve geçirmiş, mesleğini iyi bilen, hileyi ve düzeni deneyimi sayesinde hemen anlayan.
Örnek: O da eski kurtlardandır.
Örnek 2: Eski kurt o, işini bilir.
Eski şekerlenmiş şurup deyiminin anlamı
Aradan zaman geçmesiyle şekerlenmiş şerbet.
Eskisi kadar deyiminin anlamı
Eskiden olduğu gibi, eskiden olduğu biçimde.
Örnek: Kardeşlerimle eskisi kadar görüşemiyorum.
Örnek 2: Eskisi kadar güzel oynayamıyor.
Örnek 3: Artık yaşlandı, eskisi kadar sağlık değil.
Eski ağza yeni taam deyiminin anlamı
Turfanda bir şey yenilirken söylenen söz.
Eski defterleri yoklamak deyiminin anlamı
Çözüme kavuşmuş eski olayları, işleri bir çıkar umuduyla tekrar ele almak, yeniden gündeme getirmek.
Örnek: Eski defterleri yoklarsak, biraz sıkıntıya girebilirsin.
Örnek 2: Alan aldı, veren verdi. Eski defterleri yoklamaya kalkışma.
Örnek 3: İflas eden tüccar, eski defterleri yoklarmış.
Örnek 4: Şirketle ilişkin kalmamış, eski defterleri yoklamaya gerek yok.
Eski hayratı da berbat etmek deyiminin anlamı
Bir işi daha iyi bir duruma sokmaya çalışırken büsbütün bozmak.
Eski köye yeni âdet getirmek deyiminin anlamı
Alışılmamış, yadırganan bir yeniliği yapmaya kalkışmak.
Örnek: Biz hep burada buluşuruz, farklı yer söyleyip eski köye yeni âdet getirme.
Örnek 2: Bu yaştan sonra eski köye yeni âdet getirmek olmaz.
Örnek 3: Eski köye yeni âdet getirip bizi pazar günü de çalıştırdı.
Eskisini aratmamak deyiminin anlamı
Yenisi eskisinin yerini doldurabilmek, yokluğunu sezdirmemek.
Eski göz ağrısı deyiminin anlamı
Eski sevgili.
Eski defterleri açmak deyiminin anlamı
Çözüme kavuşmuş eski olayları, işleri bir çıkar umuduyla tekrar ele almak, yeniden gündeme getirmek.
Örnek: Eski defterleri açarsak, biraz sıkıntıya girebilirsin.
Örnek 2: Alan aldı, veren verdi. Eski defterleri açmaya kalkışma.
Örnek 3: Şirketle ilişkin kalmamış, eski defterleri açmaya gerek yok.
Eskisi gibi deyiminin anlamı
Eskiden olduğu gibi, eskiden olduğu biçimde.
Örnek: Kardeşlerimle eskisi gibi görüşemiyorum.
Örnek 2: Eskisi gibi güzel oynayamıyor.
Örnek 3: Artık yaşlandı, eskisi gibi sağlık değil.
Eski köye yeni âdet deyiminin anlamı
Yadırganan bir yenilik yapmaya kalkışanlar için söylenir.
Örnek: Biz hep burada buluşuruz, farklı yer söyleyip eski köye yeni âdet getirme.
Örnek 2: Bu yaştan sonra eski köye yeni âdet olmaz.
Örnek 3: Eski köye yeni âdet getirip bizi pazar günü de çalıştırdı.
Eski defterleri kapatmak deyiminin anlamı
Eski olayları yeniden ele almamak.
Eski kimliğine bürünmek deyiminin anlamı
Önceki düşüncelerine dönmek.
Eski Frenk alemi deyiminin anlamı
Avrupa’nın eski hayat ve giyimleri.
Eskisi olmayanın acarı olmaz deyiminin anlamı
Yeni bir şey yapılınca eskisini elden çıkarmamalı, yoksa yenisi de az zamanda eskir.
Eski hayratı da berbat etmek deyiminin anlamı
Bir işi daha iyi bir duruma sokmaya çalışırken büsbütün bozmak.
Bir gömlek fazla eskitmiş olmak deyiminin anlamı
Birinden daha yaşlı ve daha görmüş geçirmiş olmak.