Yuva yapmak deyiminin anlamı
* Yuva hazırlamak, yuva oluşturmak.
* Evlenmek.
Örnek: Kuşlar yuvalarını bu ağaca yapmış.
Örnek 2: Yoksul gençlere yuva yapmak kadar güzel bir şey olamaz.
Yuvasını bozmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin aile düzeninin dağılmasına sebep olmak.
* Ev ve aile düzenini bozmak, dağıtmak, alt üst etmek.
Örnek: Hiç sebepsiz yuvasını bozdu nankör adam.
Yuvasını yıkmak deyiminin anlamı
* Birinin eşinden boşanmasına yol açmak.
* Eşinden ayrılarak kendi aile düzenini yok etmek.
Örnek: Dedikoduyla kadıncağızın yuvasını yıktılar.
Örnek 2: Adam yuvasını yıkmak için elinden geleni yaptı.
Örnek 3: Zorla kadıncağızın yuvasını yıktılar, lânet olsun onlara.
Karınca yuvası gibi deyiminin anlamı
Bir yerin çok kalabalık ve hareketli olması..
Örnek: Bayram öncesi pazar yeri karınca yuvası gibi kaynıyordu.
Örnek 2: Pasajın girişi âdeta karınca yuvası gibi kaynıyordu.
Yuvayı yürütmek deyiminin anlamı
Evlilik birliğini sürdürmek.
Örnek: Yılardır mutlu bir şekilde yuvayı yürütüyorlar.
Yuvasını yapmak deyiminin anlamı
Birinin hakkından gelmek, hakettiği ceza ya da cevabı vermek.
Örnek: Onun yuvasını yapmak ancak bana düşer.
Leyleğin yuvadan attığı yavru gibi olmak deyiminin anlamı
Yakınlarından ilgi görmemek, daha önce ilgi gördüğü çevreden uzaklaştırılmak.
Örnek: Bu da ailenin ikinci çocuğu, leyleğin yuvadan attığı yavru gibi diyebiliriz.
Örnek 2: Neden bana leyleğin yuvadan attığı yavru gibi muamele yapıyorsunuz?
Yuva kurmak deyiminin anlamı
Evlenmek.
Örnek: Birlikte yuva kurmaya karar vermişler.
Gözleri yuvalarından oynamak deyiminin anlamı
Korkusu, öfkesi ya da kızgınlığı gözlerinden belli olmak, bunları gözleriyle aşırı bir biçimde göstermek.
Yuvasını dağıtmak deyiminin anlamı
Kurulu ev düzenini bozmak.
Örnek: Sen onun yuvasını dağıtmaya mı çalışıyorsun?
Aile yuvası deyiminin anlamı
Ailenin kurduğu, yerleştiği, geliştirdiği ev.
Arının yuvasına çöp dürtmek deyiminin anlamı
Tehlikeli kişiyi kışkırtmak, tehlikeli bir şeye sataşmak.
Örnek: Arının yuvasına çöp dürtme, başın belaya girer.
Leyleğin yuvadan attığı yavru deyiminin anlamı
Yakınlarından ilgi görmeyen, çevresinin uzaklaştırdığı kimse.
Örnek: Bu da ailenin ikinci çocuğu, leyleğin yuvadan attığı yavru diyebiliriz.
Örnek 2: Neden bana leyleğin yuvadan attığı yavru muamelesi yapıyorsunuz?
Gözleri yuvalarından fırlamak deyiminin anlamı
Gözlerinden korkusu, telaşı ya da öfkesi belli olmak.
Örnek: Köpeği görünce, gözleri yuvalarından fırladı.
Örnek 2: Kendisine iki laf edilse, gözleri yuvalarından fırlar.
Örnek 3: Takside radyo frekansını taksimetre zannedip, 87.50 TL diye gözleri yuvalarından fırlayan insanım.
Örnek 4: Masal deyince, sevinçten gözleri yuvalarından fırlıyor.