İstemek bir ayıp vermemek iki ayıp
Kişi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıp çabalamalıdır ancak her şeye rağmen hayatta eksiklikler bitmez, sıkıntıya giren biri bir başkasından utana sıkıla bir istekte bulunur. Durumu müsait olduğu halde vermeyip karşısındakini üzen daha çok utanmalıdır.
Fakirlik ayıp değil tembellik ayıp
* Toplum yaşamında herkes aynı gelir düzeyine sahip olmayabilir. Fakir de olsa zengin de olsa çalışmamak, başkalarının sırtından geçinmeye uğraşmak tembelliktir.
* Yoksul bir aileden olmak ve çalıştığı halde az para kazanmak utanılacak bir şey değildir.Utanılacak şey, tembellik yüzünden yoksul olmak ve zengin de olsa çalışmamaktır.
* İnsanlar, akıl, güzellik, zeka ve dünyalık yönünde eşit yaratılmamışlardır. Bu, dünyanın imtihan ortamı olmasının doğal bir sonucudur. Yoksul bir aileden olmak ve çalıştığı halde az para kazanmak utanılacak birşey değildir. Utanılacak şey, tembellik yüzünden yoksul olmak ve zengin olsada çalışmamaktır.
* Utanç konusu olan şey yoksulluk değil çalışmamaktır. Yoksulluk, varlıklılık genellikle aileden gelen bir durumdur. Yoksul bir aileden gelen kişi, başlangıçta ister istemez yoksul olacaktır. Varlıklı bir aileden gelen de aynı şekilde varlıklı olacaktır. Ancak varlığın sürmesinin yapılacak çalışmaya, yoksulluktan kurtulmanın da çalışıp çabalamaya bağlı olduğunu unutmamak gerekir. Hazıra dağ dayanmadığı gibi, azmin elinden de hiçbir şey kurtulmaz. Bunun böyle olduğunu bilen, yoksul olduğu için utanmaz, çalışır çabalar. Ama yoksul olduğu halde çalışıp çabalamayan kişinin utanması gerekir. O utanmasa bile toplum onu ayıplayacaktır.
Bir dirhem et bin ayıp örter
* Vücudu zayıf kimselerin vücudunda çirkinlikler bulunabilir. Biraz kilo almak bu çirkinlikleri giderebilir. Dirhem: Eski zamanda 3 gram.
* Biraz kilo almak kimi zaman insanı güzelleştirir.
* Yemeğin içine bir miktar et katılması, misafirin hoşuna gideceğinden, evin halini, temizliğini vs umursamayacaktır, iyi ağırlanmış olacaktır.
* Şişmanlık insandaki bazı kusurları örter.
* Geçmişte kız seçiminde kullanılan bir sözdür. O zamanlar eti dolgun kızlar daha geçerli sayılıyordu. Şişmanlığın birçok kusuru örttüğü kabul edilirdi. Oysa zamanımızda bu anlayışın bir kenara atıldığı, vücuttaki kusurların üzerinde durulmadığı, gerçek kusurun bilgisizlik olduğu; diğer taraftan şişmanlığın insanın en büyük düşmanı olduğu, zamanla birçok hastalıklara kaynaklık ettiği bilimsel olarak açıklanmıştır. Fiziksel ve ruhsal sağlık ile bilgi her insan için geçerli bir değer olarak kabul edilmektedir.
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır
* İnsan hayatı için bilgi oldukça önemlidir. Ne ki insan her şeyi bilmez. Bilmesine de imkân yoktur. İnsanın her şeyi bilmemesi doğaldır. Bunun utanılacak bir yanı da yoktur. Ancak imkân varken bilmediklerini sorup öğrenmemesi, biliyorum tavrıyla bir işe girişmesi son derece sakıncalıdır ve kusurludur. Çünkü yanlış bir yola saparak hem kendine, hem de başkalarına zarar verebilir.
* İnsan ne kadar bilgili olursa olsun, bilmediği şeyler mutlaka olacaktır. Kişinin öğrenme yeteneği sınırlı olduğundan bazı şeyleri bilmemesi kusur değildir. Asıl kusur öğrenme isteği ve iradesi göstermemektir. Bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışmak bir eksikliktir. Çünkü yanlış ve zararlı bir yola sapılmış olabilir.
* Bilmediklerimizi sorup öğrenelim. Öğrenmekten utanmayalım.
* İnsanların her şeyi bilmesi mümkün değildir. Mutlaka bilmediğimiz konular olacaktır. Bilmedeğimiz konulardan utanmamız gerekmez. Ancak bilmediklerimizi öğrenmek için çaba harcamıyorsak, o zaman utanmalıyız. Bilginin sınırı olmaz. Her bilmediğimizi de öğrenmeye kalkmamız gereksiz olur. Merakımızın, yeteneğimizin olduğu konularla ilgili bilgileri almamız gerekir. Diğer bilgilerin nerede olduğunu bilmek de bize yeter.
Ayıpsız yar arayan yarsız kalır
* Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz. Dolayısıyla insanın mükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları ile kabul etmeye hazır olmalıdır.
* Hata yapmak ve kusurlu olmak biz insanlar içindir. Hiçbir insan her yönüyle mükemmel olamaz. Öte yandan kusursuz güzelde olmaz. Evleneceğim kadın kusursuz olmalı; diyen eş bulamaz. Bu kural yanlız eş için değil, elde etmek istediğimiz herşey için doğrudur.
Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp
* İnsanlar başaramayacakları işlere başlamamalıdır. Başaramayacakları belli olduğu halde işe kalkışanlar hata ederler, başladığında ise işi yarım bırakmak, pes etmek daha büyük hatadır. Kişilik ve itibarlarını korumak isteyen insanlar bilmekdikleri işe bulaşmaz, yapabilecekleri işe başlarlar layıkı ile tamamlar.
* Kişiler yapamayacakları bir işe başlamamalıdır. Başladıklarında ise bu işi yarım bırakmak, başlamak gibi bir hatanın getirdiği ayıptan çok daha fazladır. Kişiliklerine, karakterlerine ve erdemlerine zarar vermek istemeyen insanlar bilmekdikleri işe bulaşmaz, bulaşsa bile layıkı ile yerine getirir.
Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp
İnsan hayatı için bilgi oldukça önemlidir. Ne ki insan her şeyi bilmez. Bilmesine de imkân yoktur. İnsanın her şeyi bilmemesi doğaldır. Bunun utanılacak bir yanı da yoktur. Ancak imkân varken bilmediklerini sorup öğrenmemesi, biliyorum tavrıyla bir işe girişmesi son derece sakıncalıdır ve kusurludur. Çünkü yanlış bir yola saparak hem kendine, hem de başkalarına zarar verebilir.
Ata binmek bir ayıp, attan inmek bin ayıp
İnsanlar başaramayacakları işlere başlamamalıdır. Başaramayacakları belli olduğu halde işe kalkışanlar hata ederler, başladığında ise işi yarım bırakmak, pes etmek daha büyük hatadır. Kişilik ve itibarlarını korumak isteyen insanlar bilmedikleri işe bulaşmaz, yapabilecekleri işe başlarlar layığı ile tamamlar.
Ayıpsız yâr isteyen, yârsız kalır
Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz. Dolayısıyla insanın mükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları ile kabul etmeye hazır olmalıdır.
Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz
Zengin ve varlıklı kişi, hemen her türlü ayıbını parasının gücüyle kapatmasını bilir. Fakir biri ise tedavi için parası olmadığından hastaneye gidemez, hastalığının ne olduğu anlaşılamaz.
Herkes kendi ayıbını görmez
İnsan kendi kusurlarını, eksiklerini bilemez. Bilse zaten yapmaz.
Sormak ayıp değil, sormamak ayıp
İnsan hayatı için bilgi oldukça önemlidir. Ne var ki insan her şeyi bilmez. Bilmesine de imkan yoktur. İnsanın her şeyi bilmemesi doğaldır. Bunun utanılacak bir yanı da yoktur. Ancak imkan varken bilmediklerini sorup öğrenmemesi, biliyorum tavrıyla bir işe girişmesi son derece sakıncalıdır ve kusurludur. Çünkü yanlış bir yola saparak hem kendine, hem de başkalarına zarar verebilir.
Kelin ayıbını takke örter
Kimi insanlar yeteneksizliklerini ya da kusurlarını, işgal ettikleri makam ya da zenginlikleri ile örterler.
Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır
Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz. Dolayısıyla insanın mükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları ile kabul etmeye hazır olmalıdır.
Dost, dostun ayıbını yüzüne söyler
Gerçek dost, kusurlarımızı arkamızdan söylemez. Yüzümüze karşı söyleyerek bizi uyarır. Bu uyarı, kusurlarımızı düzeltmemizi sağlar. Bu sebeple kusurlardan kurtulmak için bu sözlere değer vermek, bu sözlerden olumsuz sonuçlar çıkarmamak gerekir.
Sormak ayıp değil, öğrenmemek ayıp
İnsan hayatı için bilgi oldukça önemlidir. Ne var ki insan her şeyi bilmez. Bilmesine de imkan yoktur. İnsanın her şeyi bilmemesi doğaldır. Bunun utanılacak bir yanı da yoktur. Ancak imkan varken bilmediklerini sorup öğrenmemesi, biliyorum tavrıyla bir işe girişmesi son derece sakıncalıdır ve kusurludur. Çünkü yanlış bir yola saparak hem kendine, hem de başkalarına zarar verebilir.
Kimse kendi ayıbını bilmez
İnsan kendi kusurlarını, eksiklerini bilemez. Bilse zaten yapmaz.
Ayıpsız dost isteyen, dostsuz kalır
Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz. Dolayısıyla insanın mükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları ile kabul etmeye hazır olmalıdır.
Gizli konuşanları dinleyen, kendi ayıbını işitir
İnsanlar biri hakkında konuşurken, genellikle o kişinin yokluğunda dedikodu yaparlar (Elbette bu iyi bir şey değildir.). O kişinin eksik ve kusurlarını çekiştirirler. Başkalarının gizli konuşmalarına kulak kabartanlar sonunda kendisiyle ilgili lafları da işitebilir, üzülebilirler.
Herkes kendi ayıbını bilmez
İnsan kendi kusurlarını, eksiklerini bilemez. Bilse zaten yapmaz.
Terzinin işi kötü, ayıbını örten ütü
Mesleğini icra eden usta kişiler, yaptığı hataları gizlemeyi, olumsuz yönleri arka planı atmayı bilirler.
Kimse kendi ayıbını görmez
İnsan kendi kusurlarını, eksiklerini bilemez. Bilse zaten yapmaz.
Elin ayıbını söyleyen seninkini de söyler
Başkasının dedikodusunu size anlatan kişi; sizin de ayıbınızı başkasına anlatabilir. Bu sebeple bu kişilere değer verip sözlerini dinlemek hatadır.