Yiğit yarasına yiğit katlanır
* Mert olanların derdinden ancak mert olanlar anlar. Öte yandan, bir yiğitten gelen saldırıya da herkes katlanamaz, buna ancak yiğit olanlar dayanabilir.
* Bir güce, eşit bir güçle karşı konulabilir. Yiğitten gelen ağır saldırıyı ancak yiğit olan kaldırabilir.
* Yiğitten gelebilecek bir kötülüğü ancak, onun kadar yiğit olan biri ortadan kaldırabilir. Yiğidin çektiği sıkıntının sebebini ancak yiğit kimse anlar. Yiğidin ağır hücumunu ancak yiğit kaldırır ve katlanır.
Yarası olan gocunur
* Bir işte sorumlu aranırken kusurlu olan kimse, açığı ortaya çıkacak diye telâşa düşer.
* Bir konu hakkında söylenen sözden, takınılan tavırdan, bu konu ile şöyle yada böyle ilgisi bulunan kimse alınır. Konu ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmayan kimse ne alınır, nede gocunur.
* Bir yolsuzluğun sorumluları aranırken o işte kusuru bulunan kişi telaşa düşer. Kişi suçu varsa eğer, panik olur. Panik olması da onu ele verir. Bir işte suçlu aranırken paniğe düşen kişiye dikkat etmek gerekir. Suçu olmayan rahat olur, korktuğu bir şey olmaz.
El yarası onulur dil yarası onulmaz
* Silâh, bıçak, taş ve sopa ile açılan yara çabuk iyi olur. Ama acı sözlerin gönülde açtığı yara kolay kolay iyi olmaz. Çünkü hatırlandığı her an acı tazelenir ve kişiyi üzer.
* Silahla açılan el yarası çabuk iyi olur. Ama kötü sözle açılan dil yarası kolay kolaykapanmaz.
* Hakaret, ağır söz gibi gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz.
Al kaşağıyı gir ahıra yarası olan gocunsun
* Bir meseleyi halletmek, bir yolsuzluğu soruşturmak, bir haksızlığın önüne geçmek için ne gerekirse yapılıp söylenmelidir. Bu sırada kabahati olan varsın tedirgin olsun, alınıp telâşa kapılsın.
* Bir söze ilk alınan yada ilk tepki gösterenler genellikle kendini bu konuda suçlu hisseden insanlardır. Bir yolsuzluğun sorumluları aranırken o işte kusuru bulunan yada kıyısından köşesinden ona bulaşanlar telaşa düşerler.
Bıçak yarası geçer dil yarası geçmez
* Bıçak ya da herhangi bir silâhın açtığı yara bir süre sonra iyileşir, vücutça onulur. Ama dilden çıkan kötü ve acı sözlerin gönülde açtığı yara, bıraktığı izi kolay kolay kapanmaz; her hatırlamada yeniden açılır, insana üzüntü verir.
* Bıçak, satır, çivi gibi ve delici şeyleri yarası bedenin görünür yerinde olduğu için bunları tedavi etmek kolaydır. Söz ve yazı ile açılan yara kalpleri incitir, gönülleri yaralar. Gönül yarası ise geçmez, insanın içini hatırladıkça sızlatır.
* Fiziksel olan yaralar kısa bir süre sonra kapanır. Gönül yarası ise çok uzun süre kapanmaz, kolay kolay iyileşmez.
* Onura dokunan hakaret, ağır söz gibi gönül kırıcı davranışlar hiçbir zaman unutulmaz. Dil gönlü yaralar bu yüzden dil yarası geçmez. Bıçak yarası bir gün kapanır.
* Dıştan açılan bir yara zamanla kapanır ancak, söylenen bir sözden açılan gönül yarası kolay kolay kapanmaz.
* Söylediğimiz sözler, duygu ve düşüncelerimizin anlatımıdır. Onları ağzımızdan çıkarırken çok iyi düşünmemiz gerekir. Sözümüzün nereye kadar gideceğini, kimlere ne kadar zarar vereceğini kestirmeliyiz. Özellikle başkaları hakkında söyleyeceğimiz sözlerde daha çok dikkatli olmalıyız. Çünkü sözlerimizden alınıp kırılanlar olabilir. Bunlara yol açmamalıyız. Birini sözle kıracak olursak, bunun yaratacağı sonuç, açacağı yaralar büyük olabilir. Söz yaraları, diğer bedenî yaralara benzemez. Onarılması, kapanması oldukça uzun bir zaman gerektirebilir.
Yara, sıcağıyla sarılır
Bir acıyı dindirmek, sıkıntıyı hafifletmek için gerekli yardım gecikmeden yapılmalıdır. Zamanında yapılmayan yardım ve iyilik pek bir anlam ifade etmez.
Eldeki yara, yarasıza duvar deliği gibidir
Bir insanın yaşadığı sıkıntı ve problemler, öncelikle kendisini ilgilendirir, bu nedenle mevcut sorun kendisi için önemlidir. Kişinin yaşadığı durum, başkasına bir dert, bir sorun gibi gelmez. Çünkü sorunla mücadele eden kendisi değildir.
Kedi kıçına bakar da ”yaram var” dermiş
Hiç derdi ve sıkıntısı olmayan dengesiz kişi, durduk yere kendine olur olmaz şeyleri dert edinir.
Yaralı tavşana sıkı atılmaz
Bir kimsenin düşkünlüğünden, zayıflığından yararlanarak ondan intikam almak doğru değildir. Ayrıca dertli ve sıkıntılı kişilerin dertlerini ve sıkıntılarını artıracak davranışlardan, sözlerden sakınmak gerekir. Mümkün olduğunca insanlarda türlü yaralar açmak yerine, o insanların yaralarını sarmak, dertlerine derman olmaya çalışmak gerekir.
El yarası onulur, dil yarası onulmaz
İnsanlar yaradılışları gereği tartışıp kavga edebilir. Kavgada kimi zaman yaralanmalar olabilir. Silah, bıçak, taş ve sopa ile açılan yara çabuk iyi olur. Ama hiç düşünmeden söylenen kırıcı sözlerin gönülde açtığı yara kolay kolay iyi olmaz. Çünkü hatırlandığı her an acı tazelenir ve kişiyi üzer.
Açık yaraya kurt düşmez
* Dürüst davranan ve gizli saklısı olmayan insanlar ilerleyen zamanda geçmişiyle ilgili sıkıntı yaşayacak bir olayla karşılaşmazlar.
* Sakınılan, üzerine çok düşülen şeyler daha çok kazaya ve zarara uğrar.
Yiğit yarasına yiğit katlanır
Mert olanların derdinden ancak mert olanlar anlar. Öte yandan, bir yiğitten gelen saldırıya da herkes katlanamaz, buna ancak yiğit olanlar dayanabilir.
Yaralı kuşa kurşun sıkılmaz
Bir kimsenin düşkünlüğünden, zayıflığından yararlanarak ondan intikam almak doğru değildir.
Kedi götünü görmüş, yaram var demiş
Hiç derdi ve sıkıntısı olmayan dengesiz kişi, durduk yere kendine olur olmaz şeyleri dert edinir.
Açık yaraya tuz ekilmez
Acısı ve derdi taze olan bir kimsenin üzüntüsünü artıracak söz ve davranışlardan kaçınmak gereklidir. Bu durumdaki insanların acılarını hafifletmek için moral ve motivasyonu arttırıcı yollar aranmalıdır.
Yar elinde yara, sarmadan onulur
İnsanlar sevdikleri ile birlikte olduktan sonra, sıkıntı, yokluk ve zorluk çekseler de mutlu ve huzurlu olmayı bilirler.