Suratı bir karış deyiminin anlamı
* Somurtur bir şekilde, kızgın ve öfkeli.
* Öfkeli, kızgın, üzüntülü ve somurtkan.
Örnek: Yanına vardığımızda suratı bir karıştı.
Suratını ekşitmek deyiminin anlamı
* Yüzüne rahatsız olduğunu belli eder bir ifade takınmak.
* Yüzüne, memnun olmadığını belirten bir anlam vermek.
* Rahatsız olduğunu, hoşnut olmadığını, öfke duyduğunu yüz ifadesiyle belli etmek.
Örnek: Haydi kalk, yüzünü ekşitme öyle, çok kalmayacağız onlarda.
Örnek 2: İşte ilmin, âlimin kıymeti bilinmeye başladı diye suratımı ekşittim. (Ö. Seyfettin)
Surat asmak deyiminin anlamı
* Somurtmak.
* Kaşlarını çatarak yüzüne küskün ve dargın bir anlam vermek.
Örnek: Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten. (F. R. Atay)
Örnek 2: Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden.
Bir karış suratı olmak deyiminin anlamı
* Çok zayıf olmak.
* Öfkeli, kızgın, üzüntülü ve somurtkan.
* Mutsuzluğun yüze yansıması sonucu suratın şekil değiştirmesi, asılması
Örnek: Yanına vardığımızda suratı bir karıştı.
Örnek 2: Hemen suratları bir karış asılır, ona bir sövüp saymadıkları kalır. (Y. K. Karaosmanoğlu)
Surat etmek deyiminin anlamı
Bir kimseye karşı küskün durmak, çehre etmek.
Örnek: Birbirinize surat etmeyi bırakıp hemen barışacaksınız.
Örnek 2: Güzel babacığım, biricik kızına surat etmeye devam mı edeceksin?
Suratından düşen yüz parça olmak deyiminin anlamı
Can sıkıntısını açıkça belli etmek.
Örnek: Bu akşam suratından düşen yüz parça.
Surata bak süngüye davran deyiminin anlamı
Çok asık suratlı kimseler için kullanılan bir söz.
Örnek: Surata bak süngüye davran, ben şimdi gidip nasıl konuşayım bu adamla…
Suratı değişmek deyiminin anlamı
Bir kimseye karşı davranışı değişmek, daha sert bir durum almak.
Örnek: Beni görünce suratı değişti, bilmeden bir şey mi yaptım acaba.
Suratı sirke satmak deyiminin anlamı
Öfkeli, kızgın olduğu anlaşılmak.
Örnek: Ödevleri yapmadığımızı gören öğretmenin suratı sirke satmaya başladı.
Örnek 2: Esnaf adamın suratı sirke satmamalı.
Suratını dağıtmak deyiminin anlamı
Yüzüne zarar verecek biçimde dövmek.
Örnek: Maçta kavga çıkmış, adamın suratını dağıtmışlar.
Surat düşkünü deyiminin anlamı
Yüzü çirkin.
Suratı mahkeme duvarı deyiminin anlamı
Asık suratlı, kimseye gülmeyen, suskun duran kimseleri nitelemek için kullanılır.
Örnek: Suratı mahkeme duvarı eve gidiyordu.
Örnek 2: İşe de geç geldi, suratı mahkeme duvarı gibi.
Örnek 3: Müdürün suratı mahkeme duvarı, bence sonra konuş.
Suratına çarpmak deyiminin anlamı
Ayıplayarak kusurunu yüzüne karşı söylemek.
Örnek: Tüm yalanlarını suratına çarptım, özür dilemek zorunda kaldı.
Örnek 2: Mesajlaşmalarını okudum, gelsin de hepsini suratına çarpacağım.
Örnek 3: Yaptığı hatayı bu kez suratına çarpmayacağım.
Surat bir karış deyiminin anlamı
Öfkeli, kızgın, üzüntülü ve somurtkan.
Örnek: Sabahtan beri surat bir karış geziyor.
Örnek 2: Bugün onun surat bir karıştı.
Suratından düşen bin parça olmak deyiminin anlamı
Sıkıntısı, öfkesi ve küskünlüğü yüz ifadesinden belli olmak.
Örnek: Bu akşam suratından düşen bin parça.
Örnek 2: Babamın suratından düşen bin parça, ne oldu yine?
Örnek 3: Takım yenildi, taraftarlarının suratından düşen bin parça.
Surat mahkeme duvarı deyiminin anlamı
Asık suratlı, kimseye gülmeyen, suskun duran kimseleri nitelemek için kullanılır.
Örnek: Surat mahkeme duvarı eve gidiyordu.
Örnek 2: İşe de geç geldi, surat mahkeme duvarı gibi.
Örnek 3: Müdürün surat mahkeme duvarı, bence sonra konuş.
Surat kalmamak deyiminin anlamı
Utanmaz duruma gelmek.
Örnek: O kadar hakaret ettiler, surat kalmamış, yine geldi.
Suratı bir karış asılmak deyiminin anlamı
Öfkelenmek, kızmak ve somurtmak.
Örnek: Ablasına alınan çantayı görünce, suratı bir karış asıldı.
Suratı kasap süngeriyle silinmiş deyiminin anlamı
utanması, sıkılması kalmamış anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Suratı kasap süngeriyle silinmiş, ondan artık her şey beklenir.
Suratına indirmek deyiminin anlamı
Tokat atmak.
Örnek: Az daha babası suratına indiriyordu.
Suratını buruşturmak deyiminin anlamı
Yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek.
Örnek: Beğenip aldığımız ayakkabılara suratını buruşturmasına sinir oldum.
Suratını asmak deyiminin anlamı
Kaşlarını çatıp yüzüne küskün ve dargın bir anlam vermek.
Örnek: Suratını asma, gidip yarın sana da alırız.
Örnek 2: İçeride suratını asmış seni bekliyor.
Suratı beş karış olmak deyiminin anlamı
Öfkeli, kızgın, üzüntülü ve somurtkan olmak.
Örnek: Yanına vardığımızda suratı beş karış olmuştu.
Örnek 2: Kendisine yemek kalmayınca suratı beş karış oldu.
Suratına vurmak deyiminin anlamı
Ayıplayarak kusurunu yüzüne karşı söylemek.
Örnek: Tüm yalanlarını suratına vurdum, özür dilemek zorunda kaldı.
Örnek 2: Mesajlaşmalarını okudum, gelsin de hepsini suratına vuracağım.
Örnek 3: Yaptığı hatayı bu kez suratına vurmayacağım.
Suratından düşen bin parça deyiminin anlamı
Sıkıntısı, öfkesi ve küskünlüğü yüz ifadesinden belli.
Örnek: Bu akşam suratından düşen bin parça.
Örnek 2: Babamın suratından düşen bin parça, ne oldu yine?
Örnek 3: Takım yenildi, taraftarlarının suratından düşen bin parça.