Şans tanımak deyiminin anlamı
Olanak, fırsat vermek
Örnek: Lütfen bana bir şans daha tanıyınız.
Örnek 2: Bak Rabia, sana son bir şans tanıyorum, beni utandırma.
Örnek 3: Bu maçta bana da şans tanımasını istiyorum.
Şansa bırakmak deyiminin anlamı
Oluruna bırakmak.
Şansı dönmek deyiminin anlamı
Talihi iyiyken kötü veya kötüyken iyi olmak.
Şansı kendisine tabi kılmak deyiminin anlamı
Gayretiyle, karşılaştığı olayları kendi lehine çevirmek.
Şans vermek deyiminin anlamı
Olanak, fırsat tanımak.
Örnek: Lütfen bana bir şans daha verin.
Örnek 2: Bak Ufuk, sana son bir şans veriyorum, beni utandırma.
Örnek 3: Bu maçta bana da şans vermesini istiyorum.
Şansı yaver gitmek deyiminin anlamı
İşi hep yolunda gitmek, şansı iyi olmak.
Örnek: Bugüne kadar hep şansı yaver gitti.
Örnek 2: Bu hafta da şansımız yaver giderse tüm ürünleri satarız.
Örnek 3: Şansı yaver gittiği takdirde orta boylu, uzun saçlı esmerine kavuşabilecekti. (A. Kulin)
Şansa kalmak deyiminin anlamı
Bir şeyin olabilmesi için çok az umut olmak.
Şansına küsmek deyiminin anlamı
Kötü bir durum ya da olayla karşılaşıldığında yalnızca şansı suçlamak, sızlanmak.
Örnek: Şansına küseceğine biraz da kendinde suç ara.
Örnek 2: Ödev olarak sana bu konu düştü, artık şansına küs.
Örnek 3: Onu gruba seçmemişler, şansına küssün.
Şans yüzüne gülmek deyiminin anlamı
İşi rast gitmek, umduğu güzel şeyler olmak.
Örnek: Bu hafta şans yüzüme gülmeye başladı.
Örnek 2: Üç aydan beri şans yüzüne gülmüyor.
Örnek 3: Havalar çok sıcak, şans dondurmacıların yüzüne gülüyor.