Öbür dünya deyiminin anlamı
* Ahiret, cennet-cehennem, ölümden sonraki dünya.
* Ahiret, insanların öldükten sonra gidecekleri ve ebedî olarak kalacakları âlem.
Örnek: Öteki dünyada inşallah yüzümüz güler.
Örnek 2: Belki bu dünyada sana bişey yapamam ama öbür dünyada görüşecez.
Dünyanın kaç bucak olduğu anlamak deyiminin anlamı
* Hayatta insanın başına neler gelebileceğini anlamak, dünyada ne güçlükler olduğunu öğrenmek.
* Dünyada insanın başına neler gelebileceğini öğrenmek, zorluklarla karşılaşmak, tecrübe kazanmak.
* Yaşamın sıkıntılarını, dalaverelerini, yaşadığı sürece kişinin başına neler geleceğini anlamak.
Örnek: Elbet sen de bir gün dünyanın kaç bucak olduğunu anlayacaksın.
Örnek 2: Dünyayı toz pempe sanıyorsun ama sen de bir gün dünyanın kaç bucak olduğu göreceksin.
Dünya yıkılsa umurunda değil deyiminin anlamı
* Hiçbir şevi umursamamak, aşın şekilde sorumsuz, ol mak anlamında kullanılan bir söz.
* Sorumluluk duygusu yok. Tasasız.
* Hiçbir şeyle ilgilenmemek, umursuz olmak, sorumluluk duymamak.
* Dünyada olup bitenler karşısında sorumsuz ve ilgisiz olmak. Dünyadan bi haber olmak, sorumsuz, ilgisiz kalan kişi.
Örnek: Hiçbir şeyle ilgilenmeyen, sorumluluk duygusundan yoksun, dünya yıkılsa umurunda olmayan bir kişiydi.
Örnek 2: Sakın `dünya yıkılsa umurumda değil` deme bana.
Örnek 3: Hayatın yemek ve uykudan ibaret olduğunu düşünüyor dünya yıkılsa umurunda olmayacak.
Dünya gözüne zindan olmak deyiminin anlamı
* Kötü bir olay sebebiyle yaşamanın bir eziyet hâline gelmesi, hayattan zevk alamamak.
* Büyük bir ümitsizlik, karamsarlık içinde olmak.
* Dara düşmek, felâkete uğramak, umutlarını yitirmek, çok üzülüp acı çekmek.
* Umutları tükenen bir insanın hayattan alacağı herhangi bir zevkin kalmadığını ve bu yüzden dünyanın ona küçük, dört duvar gibi göründüğünü belirtmek için kullanılır.
Örnek: Bu olaydan sonra büyük bir karamsarlığa ve umutsuzluğa kapıldı, dünyası zindan oldu.
Dünyanın öbür ucu deyiminin anlamı
* Çok uzak yer anlamında kullanılır.
* Dünyanın öbür ucu deyimi ile mesafenin büyük olduğunu, gidilecek veya gösterilen yerin çok uzak olduğu anlatılmak istenir.
Örnek: Ayşe de dünyanın öbür ucunda oturuyor.
Örnek 2: Dünyanın öbür ucuna gitsen yine de seni bulurum.
Dünyalar onun olmak deyiminin anlamı
* Çok mutlu olmak.
* Oldukça çok sevinmek.
* Bir insanın hoşuna giden bir olay gerçekleştiğinde içi içine sığmaz o anki olayı dünyadaki hiç bir şeye değişmeyecek mutlulukta olduğunu açıklayan bir deyim.
Örnek: Babası istediği oyuncağı getirince dünyalar onun oldu sanki.
Dünyadan haberi olmamak deyiminin anlamı
* Çevresinde olan biten şeylerden habersiz olmak.
* Çevresinden, çağından ve çağının getirdiklerinden, zamanında yaşanan hayattan haberli olmamak.
* Her şeye ilgisiz alakasız olmak,yaşanan gelişmelerden olaylardan bi haber olmak,umurunda olmamak ve sadece kendi küçük dünyasında yaşaması.
Örnek: Sen dünyadan haberi olmayan bir adamsın, ne anlarsın bu işten, lütfen karışma!
Dünya bir araya gelse deyiminin anlamı
* İmkânsız olaylar için “Kim ne derse desin” anlamında kullanılır.
* Bütün insanlar engel olmaya kalksa bile, asla, hiçbir zaman, kim ne derse desin” anlamında, yine bildiğini yapma durumu için kullanılır.
Örnek: Dünya bir araya gelse de ben o adamla barışmam.
Dünya başına yıkılmak deyiminin anlamı
* Çok üzücü bir alayla karşılaşmak, umutlarını yitirmek.
* Dara düşmek, felâkete uğramak, umutlarını yitirmek, çok üzülüp acı çekmek.
* İnsanların ummadıkları,beklemedikleri yer ve zamanlarda aldıkları kötü haberlerin kendilerinde yarattığı kötü duygular.
* Bir şeye aşırı biçimde üzülmek, büyük bir yıkıma uğrayıp bütün umutlarını, mutluluğunu yitirmek.
Örnek: Trafik kazasında kocasını ve iki çocuğunu kaybeden kadının dünyası başına yıkılmıştı.
Örnek 2: Babasının kaza haberini duyunca dünya başına yıkıldı.
Dünyadan elini eteğini çekmek deyiminin anlamı
Bir kenara çekilip toplum ile ilişkisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmaz olmak, daha çok ibadetle meşgul olmak ve dünya işleriyle ilgilenmez olmak.
Örnek: Bizim komşu her nedense dünyadan elini eteğini çekti, görünmez oldu sanki.
Örnek 2: O büyük depremden sonra dünyadan elini eteğini çekti.
Örnek 3: Dünyadan elini eteğini çekmiş gibi odasından çıkmıyor.
Dünya gözü ile deyiminin anlamı
Ölmeden önce, yaşarken.
Örnek: Dünya gözü ile Almanya`daki kardeşimi bir daha görsem.
Dünya yıkılsa umrunda olmamak deyiminin anlamı
Sorumluluk duygusu taşımamak, hiçbir şeyle ilgilenmemek, kaygısız olmak.
Örnek: Ne biçim adam bu! Dünya yıkılsa umurunda değil.
Dünya gözüne zindan olmak deyiminin anlamı
Büyük bir karamsarlık ve umutsuzluk içinde olmak.
Örnek: Eşini kaybedince dünya gözüne zindan oldu.
Örnek 2: Üniversite sınavını kazanamadın diye, dünya gözüne zindan olmasın.
Örnek 3: Sınıfta kalırsam, dünya gözüme zindan olacak.
Dünya gözü ile görmek deyiminin anlamı
Ölmeden, yaşarken, bir işin sonunu veya bir şeyi görmek istemek.
Dünyayı başına dar etmek deyiminin anlamı
Bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak, dünyayı başına dar etmek.
Örnek: Böyle hainlerin dünyayı başına dar etmek lazım.
Örnek 2: Yaptığın sahtekarlık için, dünyayı başına dar edeceğim.
Örnek 3: Mirası alabilmek için, dünyayı adamın başına dar ettiler.
Dünya evine girmek deyiminin anlamı
Evlenmek.
Örnek: Sonunda dayım dünyaevine girdi.
Dünya kadar deyiminin anlamı
Pek çok.
Örnek: Dünya kadar evleri var, birini size versinler.
Dünyaya gözlerini kapamak deyiminin anlamı
Ölmek.
Örnek: Atatürk, 10 Kasım sabahı dünyaya gözlerini kapadı.
Örnek 2: Dünyaya gözlerini kapadığında daha yirmi yaşındaydı.
Dünyaevine girmek deyiminin anlamı
Evlenmek.
Örnek: Sonunda dayım dünyaevine girdi.
Dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenmek deyiminin anlamı
Dünyada insanın başına neler gelebileceğini öğrenmek, güçlüklerle karşılaşmak, hayat tecrübesi kazanmak.
Örnek: Elbet sen de bir gün, dünyanın kaç bucak olduğunu öğreneceksin.
Örnek 2: Çalışmaya başlayınca, dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenirsin.
Örnek 3: Evlenip yuva kurduğunda, dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenirsin.
Dünyadan el etek çekmek deyiminin anlamı
Bir kenara çekilip toplum ile ilişkisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmaz olmak, daha çok ibadetle meşgul olmak ve dünya işleriyle ilgilenmez olmak.
Örnek: Dünyadan el etek çekmiş gibi odasından çıkmıyor.
Örnek 2: Bizim komşu her nedense dünyadan el etek çekti, görünmez oldu sanki.
Örnek 3: O büyük depremden sonra dünyadan el etek çekti.
Dünyaya kazık çakmak deyiminin anlamı
Ölmemek, çok yaşamak, uzun ömürlü olmak.
Örnek: İyi besleniyor, kendine iyi bakıyor, dünyaya kazık çakacak.
Örnek 2: Dünyaya kazık çakacak halimiz yok, bir gün biz de göçüp gideceğiz.
Dünyayı toz pembe görmek deyiminin anlamı
İyimser olmak, üzücü durumlara bile iyi gözle bakmak.
Örnek: Senin yaşında ben de dünyayı tozpembe görürdüm.
Örnek 2: Bırak artık şu dünyayı tozpembe görmeyi, aç gözlerini!
Dünya başına dar olmak deyiminin anlamı
Çok sıkılmak, büyük bir çaresizlik içinde kalmak, dünya gözüne zindan olmak, dünya başına yıkılmak.
Örnek: Tüm parasını dolandırıcılara kaptırdığını öğrenince, dünya başına dar oldu.
Örnek 2: Annesinin ölüm haberini alınca dünya başına dar oldu.
Dünyayı gözü görmemek deyiminin anlamı
Üzüntü, öfke, karamsarlık ya da çok mutlu olma gibi durumlarda başka bir şey düşünememek, ölçülü davranamamak.
Dünyayı zindan etmek deyiminin anlamı
Bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak, dünyayı başına dar etmek.
Örnek: Böyle hainlere dünyayı zindan etmek lazım.
Örnek 2: Yaptığın sahtekarlık için, sana dünyayı zindan edeceğim.
Örnek 3: Mirası alabilmek için, adama dünyayı zindan ettiler.
Dünya durdukça deyiminin anlamı
Sonsuza kadar.
Örnek: Dünya durdukça sizi seveceğim.
Dünya gözüyle deyiminin anlamı
Ölmeden.
Örnek: Artık çok yaşlandım, onu dünya gözüyle bir kez daha görmek istiyorum.
Dünyaya gelmek deyiminin anlamı
Doğmak.
Örnek: Kardeşim dünyaya geldiğinde ben on yaşındaydım.
Dünyaya kazık kakmak deyiminin anlamı
Ölmemek, çok yaşamak, uzun ömürlü olmak.
Örnek: İyi besleniyor, kendine iyi bakıyor, dünyaya kazık kakacak.
Örnek 2: Dünyaya kazık kakacak halimiz yok, bir gün biz de göçüp gideceğiz.
Dünya gözüne zindan görünmek deyiminin anlamı
Büyük bir karamsarlık ve umutsuzluk içinde olmak.
Örnek: Eşini kaybedince dünya gözüne zindan göründü.
Örnek 2: Üniversite sınavını kazanamadın diye, dünya gözüne zindan görünmesin.
Örnek 3: Sınıfta kalırsam, dünya gözüme zindan görünecek.
Dünyayı tozpembe görmek deyiminin anlamı
Üzücü durumları bile iyimserlikle karşılamak, çok iyimser olmak.
Örnek: Senin yaşında ben de dünyayı tozpembe görürdüm.
Örnek 2: Bırak artık şu dünyayı tozpembe görmeyi, aç gözlerini!