Gözü açık gitmek deyiminin anlamı
* Çok istediği bir şeyi gerçekleştiremeden ölmek.
* Gerçekleşmesini çok istediği bir dileğinin yerine gelmesini görmeden ölmek.
* Çok istediği şeylere kavuşamadan ölmek.
Örnek: Halam `gurbete giden oğluma kavuşamadan ölürsem gözüm açık gider` dedi.
Eli açık deyiminin anlamı
* Cömert ve yardımsever kimse.
* Cömert, çok para harcayan, sakınmadan para verebilen.
* İnsanların cimrilik etmemesi,yeri geldiği yerde cömert olması harcamaktan korkmaması.
Örnek: Eli açık olan insanları severim.
Açık kapı bırakmak deyiminin anlamı
* Kesin söz vermemek, zaman içinde değişikliklere uğra vabilecek şekilde bir karar vermek.
* Bir konuda kesin ve katı kararlar almamak. İstenenin tam tersinin gerçekleşmesini de mümkün kılmak.
* Gerektiğinde bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak, ileriyi düşünerek ılımlı davranmak.
* Sorunlar görüşülürken kestirip atmadan, ilerde anlaşma olabilecek sözler söylemek, son sözü söylememek
* Tartışılan, görüşülen bir konuda son sözü seylememek.
* Bir konu hakkında kesin bir karar ve hükme varmamak ve her türlü görüş ve düşüncelerin yeniden değerlendirilebileceğini anlatan bir deyimdir.
Örnek: Onunla asla barışmayacağını söylese de aslında açık kapı bıraktı.
Örnek 2: Bu kadar kesin konuşmayalım, açık kapı bırakalım da iyi düşünebilme fırsatları olsun.
Örnek 3: Hemen olumsuz cevap verme, açık kapı bırak.
Açık çek vermek deyiminin anlamı
* Bir kişiye herhangi hır konuda sınırsız yetki tanımak. Bir başka şekli, açık bono vermek.
* Bir insana, istediği şeyi yapmasına müsaade etmek, sınırsız yetki vermek.
* Bir kimseye,istediği gibi davranma yetkisi vermek.
* Herhangi tanıdığı ve güvendiği kişiye sonsuz kefil olmak.
Örnek: Öğretmen sınıfta bana açık çek verdi, istediğim gibi davranmama izin verdi.
Örnek 2: Bu başarısından sonra şirket sahibi ona açık çek verdi.
Örnek 3: Bir aylık süre için sana açık çek veriyorum, ne yap et şirketi iflastan kurtar.
Açık fikirli deyiminin anlamı
* Yeni fikir ve düşünceleri kabul edebilen, yeniliğe açık, dar görüşlü olmayan.
* Düşüncelerini açıkça ifade edebilen ve başka düşüncelere de daima açık olan kimse.
* Olayları, gelişmeleri, yenilikleri iyi anlayıp gereği gibi karşılayan; düşündüğünü olduğu gibi söyleyebilen kimse.
* Yenilikleri, çağdaş olayları ve gelişmeleri hızlı bir biçimde anlayan ve gelişmelere ayak uydurabilen kişiler için kullanılmaktadır.
Örnek: Bu toplumun açık fikirli insanlara duyduğu ihtiyaç, bugün daha fazladır.
Örnek 2: Ahmet çok dürüt bir çocuk. Hem dürüst hemde açık fikirli bir yapısı var.
Örnek 3: Ülkemizin açık fikirli insanlara geçmişten daha çok ihtiyacı var.
Açık seçik deyiminin anlamı
* Besbelli, kolayca görülür veya anlaşılır şekilde.
* Çok açık, çok belirgin, ayrıntılarına kadar görülebilen.
* Göreneğe, terbiyeye aykırı derecede açık (söz, davranış, elbise).
Örnek: Açık saçık fıkralar anlatmaya utanmıyor musunuz?
Örnek 2: Daha açık seçik konuş da anlayalım ne demek istediğini.
Açık vermek deyiminin anlamı
* İstemeden bir hatayı ya da yanlışı ortaya çıkarmak ya da ortaya çıkmasına yönelik ipucu vermek.
* Gizli kalması gereken yada başka konularda o konu yada işin sırlarını belli etmemek kimsenin şüphelenmemesini sağlamak.
* Bir kişinin eksik taraflarını göstermek. Giderin gelirden fazla olması. Etrafındakilerin şaka ile takılmalarına yol açacak durum yaratmak.
* Geliri, giderini karşılamamak.
* Ortaya çıkmaması gereken şeyi farkında olmadan belli etmek.
Örnek: Dikkat et de düşmanlarına açık verme.
Örnek 2: Maaşımız yetmeyecek bu ay, galiba açık vereceğiz.
Açık konuşmak deyiminin anlamı
* Bir şey gizleyip saklamadan, her şeyi olduğu gibi an latmak.
* Gerçeği sakınmadan, çekinmeden söylemek.
* Hiçbir şeyi saklamadan, herkesin anlayacağı şekilde konuşmak.
* Bir konuyu açık seçik ve gizli kalmayacak akıllarda soru işareti bırakamayacak derecede anlatmak
Örnek: Daima açık konuşan insanları severim.
Örnek 2: Ahmet önümüzdeki dönemde firmanın zarar edeceği hakkındaki görüşlerini açıkça konuştu hiç çekinmeden.
Örnek 3: Açık konuşuyorum, bundan sonra kopya çeken olursa, dersimi asla geçemeyecek.
Açık yürekli deyiminin anlamı
* Bir şey saklayıp gizlemeyen, içi dışı bir olan, içi temiz kişi.
* Düşündüğünü doğrudan söylemek, gizli kapaklı hareket etmemek, içi dışı bir olmak. Temiz olmak. Gizli düşüncesi olmamak.
* Samimi, içi temiz, içi dışı bir olan kimse.
* Anlatacağı bir olay konusunda doğruları söylemek, karşıdaki insanı kandırmadan yalan söylemeden davranmak, konuşmak.
Örnek: Komşumuz kadar açık kalpli bir adam görmedim.
Örnek 2: Onun bu kadar açık yürekli olduğunu bilmiyordum.
Örnek 3: Açık yüreklilikle bize her şeyi anlattı.
Zihin açıklığı deyiminin anlamı
* Akıl edebilme ve zekâ becerilerinde hızlı ve başarılı olma.
* İyi, sağlıklı düşünebilme gücü.
* Algılama, düşünme gücü.
Örnek: Sana Allah’tan zihin açıklığı dilerim.
Ağzı açık ayran delisi deyiminin anlamı
* Gördüğü her şeye alık alık ve safça bakan. Bir başka şekli; ağzı açık ayran budalası.
* Yeni gördüğü her şeye alık alık bakan, anlamsız bir hayranlıkla seyredip şaşıran.
* Amaçsız, sersem bir şekilde ne yaptığı belli olmadan dolaşmak, çevreye aptal aptal hayranlıkla bakınan.
Örnek: Haydi yürü, ağzı açık ayran delisi gibi ne bakıp duruyorsun vitrine.
Ağzı açık kalmak deyiminin anlamı
* Çok şaşırıp bir süre şaşkın bir şekilde kalmak. Bir başka şekli; ağzı bir karış açık kalmak.
* Çok şaşırmak, şaşakalmak.
* Çok şaşırıp hayretler içinde kalmak.Çok şaşırmak, şaşakalmak.
* Ben böyle bir yetenekli futbolcu görmedim. Attığı gol sonrasında ağzım açık kaldı.
* Her hangi kapalı bir şeyin kapağı kapatılmadan öylece kalması,Bir insanın hayret ve şaşkınlık içinde kalması anlamlarına gelmektedir.
Örnek: Onca seneden sonra sevdiği arkadaşını birden karşısından görünce ağzı açık kaldı.
Alnı açık yüzü ak deyiminin anlamı
* Yaptığı her şeyin hesabını verebilmek, geçmişinde utanılacak bir işi olmamak.
* Herhangi bir ayıbı, çekinecek bir durumu olmamak, iffetli ve şerefli olmak.
* Utanılacak korkacak yada endişe edecek bir durumu olmamak. Dürüst ahlak sahibi ve herkesin takdir ettiği insanlar için söylenmektedir.
* Yaptıklarından emin olan doğru ve dürüst olanların hareketlerinde utanılacak yada yüz kızartıcı bir durumun olmadığını açıklamak için kullanılan bir deyimdir.
Örnek: İşte alnı açık yüzü ak meydandayım; çıksınlar karşıma.
Açık kalpli deyiminin anlamı
Düşündüğünü olduğu gibi söyleyen, samimi, içi temiz, içi dışı bir olan kimse.
Örnek: Şeref abi kadar açık kalpli bir adam görmedim.
Örnek 2: Açık kalpli mert düşman, içinden pazarlıklı dosttan iyidir. (Hz. Ali)
Örnek 3: Açık kalplilikle söylüyorum, bu yemeği en iyi sen yapıyorsun.
Açık deniz deyiminin anlamı
* Denizin, kara sularının dışında kalan kısmı.
* Etrafı yakın karalarla çevrili olmayan deniz, engin.
Örnek: Açık denizlerde uzun süre yol aldık.
Örnek 2: Açık denizlere doğru bir tura çıkmayı hayal ediyorum.
Açık eksiltme deyiminin anlamı
Satıcılar arasında yapılan karşılıklı eksiltme.
Örnek: Açık eksiltme sonucu ihaleyi biz aldık.
Açık mektup deyiminin anlamı
* Yazıldığı kimseye gönderilmeyip basın yoluyla yayımlanan mektup.
* Zarfı yapıştırılmamış mektup.
Örnek: Hayvanseverler açık mektup yayınlayıp, halkın daha duyarlı olmasını istedi.
Örnek 2: Anamın sandığında, asker ocağından gönderdiğim açık mektupları buldum.
Açık alınla çıkmak deyiminin anlamı
Onurla, başarı ve övünçle bir işin üstesinden gelmek.
Örnek: İkinci sınavlardan da açık alınla çıktım.
Açık bono vermek deyiminin anlamı
Bir kimseye sınırsız, istediği gibi davranma yetkisi tanımak.
Örnek: Kendisini affetmesi için, eşine açık bono vermiş.
Örnek 2: Babası açık bono vermiş, kafasına göre takılıyor.
Açıktan açığa deyiminin anlamı
Hiç gizli tarafı olmadan, belirgin ve anlaşılır olarak, göz göre göre, açıktan açığa.
Örnek: Satış işlemleri açıktan açığa yapıldı, itiraz edecek durum yok.
Örnek 2: Belediyenin gelirleri ve giderleri her ay açıktan açığa açıklanıyor.
Örnek 3: Olayı açıktan açığa anlatınca hepimiz şaşırıp kaldık.
Açık kıça serin yayla deyiminin anlamı
* Hiçbir şeyi olmayanın derdinin de olmayacağını vurgulamak için kullanılır.
* Bana ne, beni ilgilendirmez anlamında söylenir.
Örnek: Bende araba yok olan düşünsün, açık kıça serin yayla.
Örnek 2: Arkadaşlar gitti, ben tam açık kıça serin yayla durumundayım.
Örnek 3: Açık kıça serin yayla, bende para çok.
Açık oturum deyiminin anlamı
Toplumsal konuların, herkesin izleyebileceği biçimde açık olarak tartışıldığı toplantı.
Örnek: Yapılan açık oturumda eğitim sistemindeki sorunlar ele alındı.
Açıkgöz deyiminin anlamı
Uyanık davranarak çıkar sağlayan, olanaklardan ve fırsatlardan yararlanmasını bilen.
Örnek: O kadar açıkgöz ki herkesin zarar ettiği bu işten o kazanç sağlıyor.
Açıkta kalmak deyiminin anlamı
* İş ve görev bulamamak.
* Yersiz yurtsuz kalmak.
* Kimilerinin elde ettikleri bir yarardan mahrum olmak.
Örnek: Öğretmen oldu, ama ataması yapılmayınca açıkta kaldı.
Örnek 2: Depremde hepimiz açıkta kalakaldık.
Örnek 3: Ücretsiz kurs düzenlemiş, kontenjan dolunca bizimkiler açıkta kaldı.
Açık alınla deyiminin anlamı
Başarı, şeref, övünç ve dürüstlükle.
Örnek: Hemen her işten açık alınla çıkar onlar.
Açıktan kazanmak deyiminin anlamı
Ortaya hiçbir emek ve sermaye koymadan gelir elde etmek, para kazanmak.
Örnek: Günümüz insanı açıktan kazanmayı bir kural hâline getirdi.
Açık kart vermek deyiminin anlamı
İşleri kendi adına yürütmesi amacıyla birine tam yetki vermek.
Örnek: Umreye gideceğim için işlerle ilgili yeğenime açık kart verdim.
Örnek 2: Babam bana açık kart verdi, benimle görüşebilirsiniz.
Açık hava deyiminin anlamı
* Bulutsuz hava.
* Bina dışı olan yer.
Örnek: Bugün hava açık, hav kararmadan gitsek iyi olur.
Örnek 2: Sıkma canını, gel açık havada biraz gezelim.
Açık liman deyiminin anlamı
* Bütün gemilerin formalite yönünden kolayca girip çıktıkları liman.
* Hava şartlarında, kolayca etkilenen liman.
Örnek: Açık limanda bir süre kalıp, yolumuza devam ettik.
Örnek 2: Açık liman olduğu için, biizm yatı oraya bırakmak istemedik.
Açık okumak deyiminin anlamı
Sesli olarak okumak.
Örnek: Öğretmen hikayeyi açıktan okudu, biz de takip ettik.
Açık düşmek deyiminin anlamı
* Herhangi bir sebeple bir filodan veya istenilen yerden uzakta kalmak.
* Yağlı güreşte yenilgi sebebi olan sırtı veya yanı toprağa değmek.
Örnek: Filodan açık düşmemek için daha hızlı gitmemiz gerekiyor.
Örnek 2: Onuncu dakikada açık düşmekten kurtulamadı.
Açık artırma deyiminin anlamı
Alıcılar arasında yapılan karşılıklı artırma.
Örnek: Açık artırmada en iyi fiyatı biz verdik.
Açık sözlü deyiminin anlamı
Sözünü esirgemeyen, her şeyi olduğu gibi anlatan, gerçeği söylemekten çekinmeyen.
Örnek: Açık sözlü biri olsan aramızda bu sorunlar olmazdı.
Açık açık deyiminin anlamı
* Saklamaksızın, gizli yer, şüphe bırakmaksızın.
* İçtenlikle, samimiyetle.
Örnek: Konuyu açık açık anlatınca ona hak verdim doğrusu.
Örnek 2: Açık açık bu işin olmayacağını söyledim.