Yalanın dibi kıldır başı dağ
Ciddiye almadığınız bir yalan başlangıçta basit gibi görünür, ancak zamanla söylediğiniz bu yalan yüzünden, çok daha büyük sıkıntılara girersiniz. Yani yalan söyleyerek herşeyi geçiştiremezsiniz.
Zora dağlar dayanmaz
* Zor kullanan kişilere, çok güçlü sanılan kimseler bile boyun eğer.
* İnsanın azmi ile oluşturulan teknik güç karşısında durmak, direnmek imkansızdır. İnsanın azmi ve iradesi karşısında her şey boyun eğmeye mahkumdur.
* Garip bir dünyada yaşıyoruz: Zorba, biz istemesekte, genellikle oyunu bozar, kişinin hesabını alt üst eder. Zor kullanan kimselere çok güçlü sanılan kimseler bile boyun eğer. En zor sorunlar, insanın teknik gücü ve azmi sonunda çözüme kavuşturulur. Bilinmeyen pek çok şey insanların büyük çabaları sonunda ortaya konulmuştur. İnsan emeğinin ve aklının yapamayacağı hiçbir iş, çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur.
Zengin dağlar aşar, olmayan yolda şaşar
* Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
* Herhangi bir konuda bilgili ve erdemli insanlara danışarak bir problemi aşmak yerine kendi bildiğimiz gibi yapmak bizi yolda bırakır. Tıpkı parası olupta danışmadan harcayan insanlar gibi. Yatırım yapmaksızın harcama bir süre sonra son bulur ve kişi yarı yolda kalır. Her daim bir bilene sorarak işlerimizi yürütmeliyiz.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır
* Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
* Zengin, para gücüyle en zor işleri başarır. Züğürt, parasızlık yüzünden, en kolay işi başaramaz.
* Varlıklı, zengin kimse, para gücüyle en zor işleri başarır. Züğürt ise, parasızlık yüzünden, en kolay işi bile başaramaz, şaşırır kalır. Zengin kimse, para gücüyle en zor işlerin bile üstesinden gelir. Züğürt ise en basit işleri bile parasızlık yüzünden başaramaz.
Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış
* İstediği etkiyi yapmaktan çok uzak kalan kişi küser, darılır; ne var ki; karşısındaki kişi, onun bu durumunu bilip anlamaz.
* Sıradan, önemsiz kişi, önemli bir kişiye küsse, önemli kişinin umrunda bile olmaz. Sitem ve nazlanışımız kişiden kişiye değişik anlamlar kazanır.
* Bazı insanlar çok alıngan olurlar ve kızdıkları konuda çevrelerine bir şey söylemeyerek kendilerini üzerler.
Korku dağları bekletir
* Korku varlığını her yerde duyurur. Yapacağı işe karşı verilecek cezadan korkan kimse o işi yapmaktan çekinir.
* Cezadan veya zulümden kaçan dağlara kaçar, gizlenir, zor da olsa orada yaşamaya çalışır. İnsan, çetin bir durumla karşılaşma korkusundan, yapmak istediği şeyden istemeye istemeye vazgeçer. Güçlükler, insanın hesabını, planını değiştirmesine yol açar “zor oyunu bozar”.
* Kötü bir durumdan korkan, olmayacak şartlarda bile yaşamayı göze alır. Korku, elde olmayan nedenlerle insanlarm zaman zaman kapıldıkları bir duygudur. Herhangi bir malının veya bir değerinin zarar görmesi düşüncesinden kaynaklanır. İnsanlar her ne kadar düşünceleriyle birçok hayvandan daha güçlü olsalar bile, düşüncelerinin çözemediği, ellerinde olmayan nedenlerin yarattığı korku denen duyguya kapılabilirler. Böyle bir zarara uğramamak için alışık oldukları düzeni terk edip, en olmayacak yer ve şartlarda yaşamaya kendilerini mahkum ederler. Bu korkuların içinde en büyüğü, insanın insandan korkusudur. Böyle bir korku genellikle beraberinde ölüm korkusunu getirir.
Hazıra dağlar dayanmaz
* Miras kalan veya birikimle elde edilen mal mülk, çalışılmayıp, para kazanmayıp tüketilirse dağ kadar para olsa da dayanmaz. Gün gelir tükenir. İnsanlar az da olsa sürekli gelir elde edecek yollar bulmalıdır.
* Hazırdan yemeye dağ kadar para olsa dayanmaz.Onun için insan bir yandan yerken bir yandan da kazanmalıdır.
* Hazırdan tüketmeye dağ kadar para olsada yetmez. İnsan var olan dünyalığa fazla güvenmemeli, bir yandan yerden bir yandanda çalışmaya, kazanmaya devam etmelidir. Bir işi bitirince yeni bir işe koyulmak, böylece hayat boyu sürekli üretmek gereklidir.
* Hazırdan yemeye dağ kadar para olsa da dayanmaz. Onun için bir yandan yerken, bir yandan da kazanmalıyız. Hazırda kazanılmış paramız var diye güvenip, yaşantımızı şekillendirmemeliyiz. Çünkü her şeyin tükendiği gibi gittikçe harcanan para da gün gelir tükenir. Ne kadar paramız olursa olsun yine de çalışmaktan geri kalmamalıyız. Elimizdeki para, hele kazanılmadan elde edilmiş bir para olursa, zaten hiç değeri bilinmeden harcanacağı için, umulandan kısa bir süre tükenir. Çalışmayıp, yalnızca bu parayı harcayarak yaşamaya çalışanlar, beklemedikleri bir anda başkalarına muhtaç olacak bir duruma düştüklerini görürler.
Görünen dağın uzağı olmaz
* Bir iş yapılırken hedeflere ulaşmak için çalışılır. Bir olayın nasıl bir sonuca varacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir.
* Bir durumun nasıl bir sonuca varacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir. Zor bir işin olacağı anlaşıldıktan sonra, artık uzaklığı yakınlığı söz konusu değildir. Kısa süre sonra, o işin gerçekleşeceği bellidir.
Danışan dağlar aşar danışmayan yolda şaşar
* Bilmediğini başkalarına soran kimse, işi iyi ve çabuk bitirir. Fikir alışverişinde bulunmayanlar ise başarı elde edemezler.
* Herhangi bir konuda bilgili ve erdemli insanlara danışarak bir problemi aşmak yerine kendi bildiğimiz gibi yapmak bizi yolda bırakır. Tıpkı parası olupta danışmadan harcayan insanlar gibi. Yatırım yapmaksızın harcama bir süre sonra son bulur ve kişi yarı yolda kalır. Her daim bir bilene sorarak işlerimizi yürütmeliyiz.
Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
* Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın bir yöneteni vardır.
* Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinebilecek bir yol vardır. Yeter ki gerekli azim, sabır ve cesaret gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin.
* Her makamın veya yetkili kişinin daha üst makamı ve denetleme yeri vardır.
* Aşılması zor gibi görünen işlerin de bir çözüm yolu vardır.
* Bazı olaylar, bazı durumlar, insana çok uzak gelebilir. İnsan baz sorunları oldukça fazla büyütebilir. Oysaki her problemin mutlaka bir çözümü vardır. Önemli olan çözüm yolunu bilmektir.
Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur
* İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka bir yere gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hatta hiç karşılaşmayacaklarını sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler.
* İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Dostlar, tanışlar, birbirlerinden ne denli uzak düşmüş olurlarsa olsunlar ve buluşmaları ne denli güçleşmiş bulunursa bulunsun, günün birinde kavuşabilirler.
* Ayrılan insanlar, buluşmaları ne kadar güçleşirse güçleşsin, günün birinde kavuşabilirler.
* Canlı olarak insanları cansızlardan ayıran önemli bir ayrıcalık, insanların yer değiştirme özelliklerinin oluşudur. İsterlerse ve durumları elveriyorsa, bulundukları yerden istedikleri yere gidebilirler. Tanışlar, dostlar ayrıldıkları zaman, ayrılıkları sonsuza kadar sürmez. Buluşmayı, kavuşmayı istedikleri sürece, aradaki uzaklık ne kadar olursa olsun mutlaka kavuşabilirler. Kimileri, «nasıl olsa bir daha görüşmeyiz» anlayışıyla başkalarına karşı kötülükte bulunurlar. Ama zamanla olayların onları tekrar karşı karşıya getirdiğini görür, yaptıklarından utanırlar. İlerde böyle bir duruma düşmemek için, gerektiği şekilde davranmalıyız.
Dağ dağ üstünde olur ev ev üstünde olmaz
* En olmayacak şeyler bile bir gün gerçekleşebilir. Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması düşünülemez.
* Bir dağı kaldırıp öteki dağın üstüne koyabilir misiniz? Buna çare bulunacağı düşünülebilir de bir ev halkının bütün ağırlığıyla başka bir aileye yük olarak uzun süre yaşayabileceğidüşünülemez. Bu ailenin bütçesi böyle bir ağırlığı taşıyamayacağı gibi, iki aile arasında çeşit çeşit anlaşmazlıklar çıkar.
* Aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.
* En olmayacak düşüncelerin bir gün olması düşünülebilir. Ama bir ev içinde iki ailenin bir arada yaşaması düşünülemez. Maddi imkanlar buna engel olur. İki aile arasında geçimsizlikler problemler ortaya çıkar.
Dağ başından duman eksik olmaz
* Toplumda yüksek ekonomik ve sosyal seviyeye sahip insanların, bu konumlarından kaynaklanan bir takım üzüntü ve sıkıntıları vardır. Bu durum, zenginlik ve yüksek makam devam ettiği sürece hiç eksilmez.
* Dağların başı dumanlı olduğu gibi insanın başı da sıkıntından, dertten eksik olmaz.
* Önemli sorumlulukları olan kişilerin endişeleri hiçbir zaman bitmez. Yaşadıkça ve yeni işler yaptıkça bu kaygılar devam eder.
Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur
* İster bağ, ister iş yeri, isterse bir eşya olsun, ona gerekli bakımı gösterirsek beklediğimiz faydaya kavuşuruz. Bir bağa bakmaz, onu çapalamaz, budamasını yapmaz, yabancı otlardan temizlemez ve gübrelemezsek bir zaman sonra onu dağa, verimsiz bir yere dönmüş görebiliriz. Bakımı olmayan bir iş yeri, bir eşya için de durum bundan farklı değildir. Bakımdan uzak tutulmuş bir iş yerinde düzen gözetilmezse aksaklıklar giderek büyür, önü alınamaz olur, sonunda iş yeri iflasın eşiğine gelebilir. Bir eşyanın bozuk, kırık, eksik bir yanı yerinde ve zamanında giderilmezse, o eşya bir süre sonra kullanılamayacak hâle gelir. Unutulmamalıdır ki, bakılan ve onarılan şeyler ancak yararlanılacak şeyler olarak ortada kalır.
* Bakılıp onarılan şeyler yararlanılacak duruma gelir. Bakımsız bırakılan şeyler işe yaramaktan kalır.
* Bakılıp onarılan, emek verilen şeyler yararlanılacak bir duruma gelir. Bakımsız bırakılan şeyler, gün gelir yok olur, gider. Birşeyin (makinanın, bağın…) verimli olabilmesi için sürekli bakılması, özenle korunması gerekir.
Allah dağına göre kar verir
* Yüce Allah, her kuluna kaldırabileceği ölçüde yük, sıkıntı verir. Bu kimine az, kimine çoktur. Herkesin dayanabileceği kadardır.
* Allah herkese dayanabileceği ölçüde yük, sıkıntı verir.
* Karın yüksek yerlere daha çok yağması gibi, yetki ve sorumluluk sahibi, varlıklı kimselerinde derdi çok olur. Hiçbir varlık ve makam, öyle dışarıdan görüldüğü gibi tümden taşasız değildir. İnsanlık erdemlerini koruyan, özellikle velilik seviyesine gelen kimselerin dünya hayatındaki imtihanları daha çetin olur.
Yüksek dağın başı dumanlı olur
Yöneticilik sorumluluk makamıdır. Bir görev ne kadar önemliyse, taşıdığı riskler de o derece önemli olur. Önemli konumlarda iş başında görev yapanlar, sürekli olarak taşıdıkları sorumlulukların sıkıntısını yaşarlar.
Arı gibi eri olanın, dağ kadar yeri olur
Çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar, bol kazanç elde ederek zenginleşirler, saygınlık uyandırırlar.
Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir
Kışın dağda her zaman fırtına olur. Bunun gibi, insanın yaşamında da her zaman yıpratıcı olaylar olur.
Dağ yürümezse abdal yürür
Bir toplumun, bir ailenin büyükleri küçüklerin halledilmesi gereken işleriyle çeşitli sebeplerden dolayı ilgilenemeyebilir. Bu durumda küçükler büyüklerin ayağına gidip işlerini sonuçlandırmaya çalışmalıdır.
Sağ olsun da dağ ardında olsun
İnsanın sevdiği kimseden ayrı kalması zordur. Ancak, bir gün ona kavuşma olasılığı vardır. Ölüm ayrılığı ise çok acıdır. Bu bakımdan insan, sevdiğinin uzakta olmasına katlanmalıdır. Onun yaşıyor olması yeterlidir.
Taş altında olmasın da dağ ardında olsun
İnsanın sevdiği kimseden ayrı kalması zordur. Ancak, bir gün ona kavuşma olasılığı vardır. Ölüm ayrılığı ise çok acıdır. Bu bakımdan insan, sevdiğinin uzakta olmasına katlanmalıdır. Onun yaşıyor olması yeterlidir.
Açık yerde tepecik kendini dağ sanır
Kıymetli, yetenekli kimselerin bulunmadığı veya az bulunduğu bir yerde, kendinde az da olsa bir şey bulunan kimse böbürlenmeye, büyüklük taslamaya başlar.
Ulu dağın yeli, eksik olmaz seli
Yüksek makamlarda yöneticilik yapanlar işleri gereği bir çok kişinin sorunları ile uğraşmak zorunda kalırlar. Sorunların biri bitmeden, diğeri başlar. Kişi sorunlarının yanında, çalışılan şirket veya kurumun sorunları da yöneticiyi ilgilendirir. Yöneticilik sorumluluk makamıdır.
Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır
Bilgili, becerikli ve yetenekli insanların olmadığı yerde, az bilgili kişi dâhilik taslar.
Armudun iyisini dağda ayılar yer
Değerli, güzel ve iyi şeyler çoklukla onlara layık olmayan kimselerin eline geçer ve onlarca kullanılırlar. Bu da gösteriyor ki, insanlar gelişen olaylara çok kez engel olamazlar ve güzel şeyleri, genellikle ona yaraşır durumda olmayanlar elde eder.
Dağdaki kekliğin bini bir paraya
Öyle güzel şeyler vardır ki onları ele geçiremezsiniz, onlardan yararlanamazsınız. Bu nedenle, böyle şeyler bir değer taşımaz.
Danışan dağı aşmış, danışmayan düz ovada yolu şaşmış
Bir insanın her şeyi bilmesi imkansızdır. Bilmediği veya eksik bilgisi olan konuları bilen kişilere danışan kişi, işini başarıyla sonuçlandırır. Bilmediği konuları kimseye sormadan işini görmeye çalışan kişi ise, çeşitli güçlüklerle uğraşmak zorunda kalır.
Söz var, dağa çıkarır; söz var, dağdan indirir
Karşımızdaki insana söylediğimiz sözlere dikkat etmeliyiz. Ölçüsüz ya da kırıcı sözler, insanın sinirlenip karşı çıkmasına neden olur. Buna karşın yumuşak ya da akıllıca sözler insanı yatıştırıp yola getirir.
Hazıra dağ taş dayanmamış
Miras kalan veya birikimle elde edilen mal mülk, çalışılmayıp, para kazanmayıp tüketilirse dağ kadar para olsa da dayanmaz. Gün gelir tükenir. İnsanlar az da olsa sürekli gelir elde edecek yollar bulmalıdır.
Yalanın dibi kıldır, başı dağ
Ciddiye almadığınız bir yalan başlangıçta basit gibi görünür, ancak zamanla söylediğiniz bu yalan yüzünden, çok daha büyük sıkıntılara girersiniz. Yani yalan söyleyerek herşeyi geçiştiremezsiniz.
Ahlatın iyisini dağda ayılar yer
Değerli, güzel ve iyi şeyler çoklukla onlara layık olmayan kimselerin eline geçer ve onlarca kullanılırlar. Bu da gösteriyor ki, insanlar gelişen olaylara çok kez engel olamazlar ve güzel şeyleri, genellikle ona yaraşır durumda olmayanlar elde eder.
Dağ ne kadar yüce olsa da yol onun üstünden aşar
* Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın bir yöneteni vardır.
* Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinebilecek bir yol vardır. Yeter ki gerekli azim, sabır ve cesaret gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin. Aklımızı iyi kullanıp, fırsatları iyi değerlendirirsek bu sorunları çözecek yolları bulabiliriz.
Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu
İnsanlar, tüm ihtiyaçlarını tek başlarına karşılayamazlar. Bu bakımdan, toplu hâlde yaşamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar.