Mezar kaçkını deyiminin anlamı
* Çok korkutucu ve çirkin bir dış görünümü olan insan.
* Çok zayıf, bitkin, güçsüz düşmüş kişi.
Örnek: Ahmet askerden dönünce mezar kaçkını olmuştu.
Mezarını kazmak deyiminin anlamı
Kötülüğünü istemek, kötü duruma düşürmek için uğraşmak.
Örnek: Benden duymuş olma, ama bu adam senin mezarını kazıyor.
Örnek 2: Sana yan gözle bakanın mezarını kazarım.
Örnek 3: Vatanımı bölmeye çalışanın, mezarını kazarım.
Mezar sessizliği deyiminin anlamı
İnsana korku, endişe veren sessizlik.
Mezarı boylamak deyiminin anlamı
Hayatını kaybetmek, ölmek.
Örnek: Trafikte dikkatli ol, yoksa mezarı boylarsın.
Örnek 2: Define arayan iki kişi mezarı boylamış.
Mezarı olmak deyiminin anlamı
Bir şey ölümüne sebep olmak.
Örnek: Bir arıza olursa, denizaltı denizcilerin mezarı olur.
Örnek 2: Bu hasarlı bina, depremde sizin mezarınız olur.
Örnek 3: Daha geçen ay, bu göl iki çocuğun mezarı oldu.
Mezara kadar deyiminin anlamı
Ölünceye kadar.
Örnek: Mezara kadar seni seveceğim Müjgan.
Örnek 2: Biz bu takıma mezara kadar gönül verdik.
Mezardan çıkarmak deyiminin anlamı
Bir kimseyi ölümden kurtarmak.
Örnek: Seni mezardan çıkaran adama karşı, biraz vefalı ol.
Mezar kitabesi deyiminin anlamı
Bir mezar taşı üzerine yazılan yazı.
Mezar soyguncusu deyiminin anlamı
Elindeki malı çok pahalı satmayı alışkanlık hâline getirmiş kişiler için söylenir.
Örnek: Bahsettiğin kişi de mezar soyguncusu çıktı.
Örnek 2: Biz o mezar soyguncusuyla anlaşamayacağız.
Mezara girmek deyiminin anlamı
Ölü gömülmek, toprağa verilmek.
Örnek: Bu genç yaşımda mezara girmek istemem.
Örnek 2: Daha bu hafta o aileden üç kişi mezara girdi.
Mezara dek deyiminin anlamı
Ölünceye kadar.
Örnek: Mezara dek seni seveceğim Müjgan.
Örnek 2: Biz bu takıma mezara dek gönül verdik.
Mezar olmak deyiminin anlamı
Bir şey ölüme sebep olmak.
Örnek: Bir arıza olursa, denizaltı denizcilere mezar olur.
Örnek 2: Bu hasarlı bina size mezar olacak.
Örnek 3: Daha geçen ay bu göl iki çocuğa mezar oldu.