Vakit kazanmak deyiminin anlamı
* Bir şeyi yapmak için daha çok zaman elde etmek.
* Bir şeye ayrılan süreyi azaltmak.
* Bir şeyi daha hızlı yaparak ayrılan süreyi azaltmak ve artan süreyi başka işte kullanma olanağını elde etmek.
* Karşı tarafı oyalayarak kendi hazırlanma süresini uzatmak.
Örnek: Sen onu meşgul et ki hemen yola çıkmasın, bu sayede biz de biraz vakit kazanmış oluruz.
Örnek 2: Dilekçeyi şimdi verirsek vakit kazanırız.
Örnek 3: Top taca gidince, oyuncu vakit kazanmak için ayakkabısını bağlıyor.
Kalp kazanmak deyiminin anlamı
* Bir kişinin sevgisini kazanmak.
* Güzel bir davranış ve sözle birilerinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek.
Örnek: Bir demet çiçekle annemizin kalbini kazanabiliriz.
Hak kazanmak deyiminin anlamı
* Bir şey yaparak, bir şey için (bir yere giriş, bir şey yapma gibi) imkan bulmak, emeğin karşılığını almak.
* Emeğinin karşılığını alabilecek duruma gelmek.
* Davasında haklı olduğu meydan çıkmak, emeğinin karşılığını alabilecek duruma gelmek.
* Bir iş sonucunda başarıya ulaşmak ve istenileni elde etmek.
Örnek: Bir yıl sonra yurtdışına gönderilmeye hak kazanacaktı.
Örnek 2: Emekliliğe yedi yıl sonra hak kazanacağım.
Zaman kazanmak deyiminin anlamı
Birini oyalayarak ihtiyacı olduğu zamanı mümkün olduğunca uzatmaya çalışmak.
Hayatını kazanmak deyiminin anlamı
* Geçimini sağlamak.
* Çalışıp kazanarak geçimini sağlamak, kendi kazancıyla geçinmek.
* Çalışıp elde ettiği para ile geçimini sağlamak.
Örnek: Ben iyi ya da kötü hayatımı kazanıyorum, sen kendi işine bak.
Güven kazanmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin kendisine güvenmesini sağlamak.
* Davranışlarıyla, kendisine güvenileceğini göstererek herkesin güvenini elde etmek.
* Herkesin kendisine güvenmesini sağlamak, davranışlarıyla çevresindekileri kendisine güvendirmek.
* Söz, davranış ve yaptığı işlerle çevresindekileri kendisine inandırmak.
Örnek: İnsan, önce güven kazanmalıdır.
Örnek 2: Samimi davranışlarıyla kısa sürede herkesin güvenini kazanmıştı.
Ekmeğini kazanmak deyiminin anlamı
* Geçimini sağlayacak parayı kazanmak.
* Geçimini temin edecek, ihtiyaçlarını karşılayacak parayı kazanmak.
* Geçinmek, hayatını devam ettirmek için gerekli parayı kazanmak.
Örnek: Kaygılanma, ekmeğini kazanmasını bilir o.
Örnek 2: Şu anda kendi ekmeğini kazanıyor.
Açıktan kazanmak deyiminin anlamı
* Anapara ve emek koymadan bir şeyden kazanç elde etmek.
* Ortaya hiçbir emek ve sermaye koymadan gelir elde etmek, para kazanmak.
Örnek: Zam gelince stokçular açıktan kazandılar.
Örnek 2: Günümüz insanı açıktan kazanmayı bir kural hâline getirdi.
Boyut kazanmak deyiminin anlamı
Yeni bir içerik, kapsam, genişlik, durum edinmek.
Örnek: Olay yeni bir boyut kazanmıştı.
Kişilik kazanmak deyiminin anlamı
Bir kişinin öz yapısı, kişiliği belirginleşmek.
Örnek: Henüz kişilik kazanmadığı için verdiği kararlar hatalı olabilir.
Örnek 2: Yaş ileri gitmiş, ama hala bir kişilik kazanamamışsın.
Ekmeğini kazanmak deyiminin anlamı
Geçimini temin edecek, ihtiyaçlarını karşılayacak parayı kazanmak.
Örnek: Kaygılanma, ekmeğini kazanmasını bilir o.
Ün kazanmak deyiminin anlamı
Adı her yerde duyulmak, şöhreti herkesçe bilinir olmak.
Örnek: O cihana ün salmış bir güreşçidir.
Maharet kazanmak deyiminin anlamı
Beceri edinmek, ustalaşmak.
Örnek: Maharet kazanmak için altı ay dayısının yanında çalıştı.
Örnek 2: Berberlikte maharet kazanmak için çabalıyor.
Nam kazanmak deyiminin anlamı
Ün sahibi olarak tanınmak.
Örnek: Birincilikleri ile nam kazanmış bir güreşçidir.
Örnek 2: Biz bu kadar iyiliği nam kazanmak için yapmıyoruz.
Örnek 3: Nam kazanmak peşinde değilsen, her şeyi ekranlara yansıtma.
Popülarite kazanmak deyiminin anlamı
Halk tarafından sevilmek, tutulmak.
Örnek: Popülarite kazanmış biri olduğunuz için, sizinle bir reklam çekimi yapmak isteriz.
Puan kazanmak deyiminin anlamı
* Spor karşılaşmalarında başarılı bir oyun çıkararak kendine sayı sağlamak.
* Genellikle test biçimindeki sınavda herhangi bir puan elde etmek.
* İtibar kazanmak, takdir edilmek.
Örnek: Berabere kaldıkları için her iki takımda birer puan kazandı.
Örnek 2: Şu sorulardan hiç puan kazanamayacağımı sanıyordum.
Örnek 3: Bu şekilde hareketler sana puan kazandırır.
Sempatisini kazanmak deyiminin anlamı
Birinin sevgisini, ilgisini ve yakınlığını kazanmak.
Örnek: Öğretmenin sempatisini kazanmak için her şeyde öne atılıyordu.
Sevap kazanmak deyiminin anlamı
Hayırlı bir davranışta bulunmak.
Örnek: Sevap kazanmak için herkes birbiriyle yarışırdı.
Örnek 2: İhtiyaç sahiplerine yardım edip, sevap kazanmaya çalışırdı.
Örnek 3: Sevap kazanmak için değil, Allah rızası için yap.
Şöhret kazanmak deyiminin anlamı
Ün sahibi olmak, üne kavuşmak, ünlenmek.
Örnek: Günümüz gençleri, kısa yoldan şöhret kazanma peşinde.
Örnek 2: Oynadığı iki filmle şöhret kazanmış bir sanatçı.
Tat kazanmak deyiminin anlamı
Belli bir tada kavuşmak, olgunlaşmak, tatlanmak.
Örnek: Çilekler artık tat kazanmaya başlamış.
Deneyim kazanmak deyiminin anlamı
Deneyimli duruma gelmek.
Çuvalla para kazanmak deyiminin anlamı
Aşırı kazanç sağlamak.
Örnek: Reklamlardan çuvalla para kazanan bir sanatçı.
Örnek 2: İş tutarsa, çuvalla para kazanırız.
Takdirini kazanmak deyiminin anlamı
Bir kimse veya bir topluluk tarafından beğenilmek.
Örnek: Kısa sürede öğretmeninin de takdirini kazandı.
Örnek 2: Biz bu işi birilerinin takdirini kazanmak için yapmıyoruz.
Bahsi kazanmak deyiminin anlamı
İleri sürülen, savunulan görüşün doğru olduğu belli olmak.
Bağışıklık kazanmak deyiminin anlamı
* Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla dirençli duruma gelmek.
* Korunaklı olmak.
Açıklık kazanmak deyiminin anlamı
Bir konu aydınlanmak, anlaşılır duruma gelmek.
İvme kazanmak deyiminin anlamı
Hızlanmak.
Örnek: Araba bir anda ivme kazanmaya başladı.