Objektif; fotoğraf makinesi, dürbün, mikroskop gibi optik aygıtlarında, cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek ya da mercekler dizgesi, nesne ile ilgili, nesneye âit, gerçeği olduğu gibi yansıtan, hissî olmayan, his karıştırılmamış bulunan,zihnin dışında var olan, hâricî gibi anlamlara gelir. İşte objektif kelimesi ile ilgili cümleler.
– Örtümün aralığında objektifin bebeksiz gözü bakıyor.” (F. Rıfkı Atay)
– Objektif, fotoğrafın yeterli aydınlık ve netlikte oluşmasını sağlayan mercek yada mercekler topluluğu demektir.
– Olayları elden geldiğince objektif bir şekilde vermeye özen gösterirdi. (H. Taner)
– Son derece objektif muhtevâya sahip olan hukuk kâidelerine uymakla mükelleftirler. Nitekim Fâtih Sultan Mehmed’in muhâkeme edilip kolunun kesilmesine karar verilmesi, bunun bâriz bir misâlidir.
– Bunu ben objektif bir haber diye yazıyorum. (N. Hikmet)
– Size karşı bitaraf adam değilim ki, sizin hakkınızda objektif ve tam adaletçe bir fikrim olabilsin… (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Fotoğraf makineleri, insan gözünün mekanik taklidinden başka bir şey değildir. Kameranın objektifi (lens), gözün dış şebekesi gibidir.
– Psikologlar, hastalarının yaşadıkları olaylara objektif bakarlar.
– Kadın, aslî vazifesinin dışına yönelir ise âile ocağını kurutur. Kadının dış hayata katılması, ancak zarûrî sebeplerle ve yaratılışına uygun işler için mümkün olabilir. Bu zarûrî sebepler de objektif (âfâkî) şekilde değerlendirilmelidir.
– Objektif, bir fotoğrafı çekmek için fotoğraf makinesinin gövdesinden sonraki en önemli aparat, makinelerin ön tarafında bulunan ve merceği de içerisinde barındıran parça demektir.
– Sınıfın toplu fotoğrafını çeken fotoğrafçı objektife bakın çocuklar, dedi.
– Tarihin şehâdetiyle sâbittir ki, hiçbir kitaptaki gayb haberleri, Kur’ân-ı Kerîm’dekiler kadar objektif bir kesinlik derecesinde doğrulanmamıştır.
– Fotoğrafta, annemle babamın objektife bakışlarından, onu kendilerine çeviren kimseden hoşlandıkları anlaşılıyor. ( A. Ağaoğlu)