Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır
* Edepsiz, arsız, ahlâksız, şarlatan, öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi, bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu susturmaya çalışırlar.
* Bazı kimseler suçlu olduğu halde kendilerini güçlü hissederler. Onları böyle düşünmeye sevkeden, kendi şarlatanlıkları ve edepsizlikleridir. Böyle kimseler zarar verdiği kişiyi susturmak bir yana, onu suçlu çıkarırlar. Kimi suçlular aynı zamanda serseri ve edebsiz de olurlar. İşledikleri suçlarını zarar verdikleri kimselere yüklemeye çalışırlar.
* Suçlu kişi, şarlatan ve edepsiz ise, zarar verdiği kimseyi susturur, dahası suçlu çıkarır.
* Şarlatan suçlu, zarar verdiği kişiyi bile suçlu çıkarır. Hırsızlık da toplum düzenini bozan davranışlardandır. Hırsız da toplumun suç saydığı bu davranışı yapandır. Her toplum kuralını çiğnemeye kalkanın benimsenmediği gibi, hırsızlar da benimsenmez. Onları doğru yola getirmek için değişik uygulamalar yapılır. Kimi uyarılır, kimi de toplumdan anndınlır. Hırsız gibi olanlar ise aramızda çok bulunur. Bunlar da istenen davranışlara aykın hareket ederler. Kimileri uyanlarla davranışlarını düzeltir, kimileri ise davranışlarım düzeltme yoluna gitmedikleri gibi, onlan uyaranları bile zor durumda bırakacak şekilde davranırlar.
Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır
* Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar ortadan kalkınca şaşırır; ne yapacağını bilemez olur, iş yapamaz hâle gelir.
* Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir,hiçbir iş yapamaz olur.
* Kötü işler yaparak menfaat sağlayan kimse, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz olur.
Kırk hırsız bir çıplağı soyamamış
* Çalışıp çabalamadan yaşamaya alışmış, insanları sömürenler, hırsızlık yapanlar ne kadar uzman olurlarsa olsunlar, malı, mülkü, parası olmayandan bir şey elde edemezler.
* İnsan ne kadar yetekli olursa olsun gücünün yetmediği, imkansız bir işi yapamaz.
* Sömürücüler ne denli usta olurlarsa olsunlar, sömürülecek bir şeyi olmayandan yararlanamazlar.
Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten
* Hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz. Kişi bir ekmek de çalsa hırsız olur, yavaş yavaş da hırsızlığı meslek edinir. Kahpelik de benzer şekilde oluşur. Bugün bir öpücük verip de bunu önemsemeyen kız ya da kadın, yarın sokaklara düşer. Dolayısıyla bir öpücük bir namus kirletmeye ve kahpeliğe kapı aralamaya yeter.
* Hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz; bir ekmek çalan da hırsızdır. Nitekim kadının namusunu satmış sayılması için bir öpücük vermiş olması yeter.
* İnsan, hoş karşılanmayan alışkanlıklara küçük gördüğü şeylerle başlar. Hırsızın büyüğü küçüğü olmaz; bir ekmek çalanda hırsızdır. Nitekim kadının namusunu satmış sayılması için bir öpücük vermiş olması yeter.
Aç bırakma hırsız olur çok söyleme arsız olur
* Yönettiğin, eğittiğin, koruduğun kimselere aşırı ölçüde söylemek, ardı arkası kesilmeyen buyruklar vermek, eleştirilerde bulunmak sözlerinin gücünü kırıp tesirsiz bırakabilir; dolayısıyla o kimseler yüzsüz ve söz dinlemez olurlar. Benzer bir şekilde bu kimseleri aç da bırakma, haklarını ver; gerek yiyecek, gerek para bakımından bir sıkıntıya düşürme; yoksa onları kötü yola iter, hırsızlığa sevk edersin.
* Yönetimin altında bulunan kimseye ikide birde şunu yap, bunu yapma demekle iyi sonuçalınır sanma; onu arsız edersin. Yiyecek, para bakımından sıkıntıya da düşürme. Çünkü hırsızlığa itmiş olursun.
Akıllı hırsız şaşkın ev sahibini bastırır
* Aklını kullanmasını bilen, açık göz, uyanık ve düzenbaz kimseler düşüncesiz, kavrayışı kıt, ahmak ve şaşkın kimseleri aldatmakta bir zorlukla karşılaşmazlar. Hatta bu kimseler, karşılarındaki bu aptal insanları, haklı da olsalar haksız çıkarabilirler; kendilerini suç işlememiş gibi gösterebilirler.
* Aklı olan ve bunu kullanmasını bilen insanlar, içinde bulundukları durum ne kadar aleyhlerine olursa olsun, mutlaka bir çıkış yolu bulurlar. Onları bu başarıya götüren ilk etmen akıl ise, ikinci etmen karşılarındaki insanların şaşkınlığı ve kendilerini savunamamalarıdır.
Aç bırakma hırsız edersin çok söyleme arsız edersin
* Yönetiminde bulunan, gözetiminde olan kimseleri maddî ve manevî yönden tatmin etmelisin. İnsanları bu yönlerden sıkıntıya düşürür, emeklerinin karşılığını vermez, kötü muameleye maruz bırakırsan yanlış yola saparlar; söz dinlemez olurlar, arsızlaşırlar.
* Aç bırakılan, doğal ihtiyaçları karşılanmayan insan kötü düşünmeye başlar. Her davranışı kınanan, her yaptığında kusur aranan kimse nasıl olsa beğenilmiyorum düşüncesiyle işi tamamen yüzsüzlüğe döker.
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur
* Bir kimsenin acınmasına yol açar, başkalarını ona merhamete getirirseniz, o kimse yerli yersiz yardım dilemeye başlar ve gittikçe arsızlaşır; bunun yanında kimilerinin hakkını kısar, emeklerinin karşılığını vermez ve onları aç-yoksul bırakırsanız, onlar da hırsızlık yapmaya başlarlar.
* Koruduğumuz kimseye, başkalarını acındırırsak sonunda arsız; emeğinin karşılığını tam vermezsek de hırsız olur.
* İyi niyetle himaye edilen ve de korunan kimse, sürekli acınacak bir halde tutulmamalıdır. Böyle bir kimse utanma duygusunu yitirir. Ona iyilik yapayım derken kötülük yapmış oluruz. Emeğinin karşılığını alamayan, alın teriyle geçinemeyen insan ister istemez haram yemeye, hırsızlık yapmaya başlar.
* Koruduğumuz kimseye, başkalarını acındırırsak sonunda arsız; emeğinin karşılığını tam vermezsek de hırsız olur.
* Sorumluluğu bize ait olanlara nasıl davranacağımızı iyi bilmeliyiz. Yanlış davranışlarımız, onlara verdiğimiz emeklerin boşa gitmesine neden olabilir. Böyle bir sonuçla karşılaşmak istemiyorsak, bu kişilerin tarafımızdan karşılanması gereken ihtiyaçlarını iyi bilmeli, o istemeden veya başkaları ona acıyacak duruma gelmeden ihtiyaçlarını karşılamalıyız. Yoksa farkında olmadan, bu kişileri istenmeyen durumlara itmiş oluruz.
Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur
Çalıştırdığın veya hatırın geçen insanlara sık sık eleştirilerde bulunmak, emirler verip bir şeyler yaptırmak sözlerinin etkisini yok eder; dolayısıyla o kimseler yüzsüz ve seni dinlemez olurlar. Benzer bir şekilde bu kimselere haklarını eksiksiz ver; yeterli yiyecek ve para ver, sıkıntıya düşürme; az verirsen, haklarını vermezsen onları kötü yola iter, hırsızlığa yöneltirsin.
Hırsıza kilit olmaz
* Hırsızlık ya da kötülük yapacak kişiye; kilitli kapı, yüksek duvar vb. alınan önlemler pek etkili olmaz. O, içeri girmenin, kötülük yapmanın bir yolunu bulur.
* Kötü bir iş yapmaya karar vermiş kişiyi engellemek için alınan önlemler bir işe yaramaz.
Kapını iyi kapa, komşunu hırsız tutma
Sahip olduğun malını mülkünü koruma altında tut, gerekli güvenlik önlemlerini al. Bir şey çalınırsa komşundan kuşkulanma. Suçu işleyen kişi kadar suçun işlenmesine ortam hazırlayan kişinin de kusuru vardır.
Hırsıza beyler de borçlu
Zor kullanan veya hileye başvuran kişiler istediğini en güçlü kimselerden bile alır.
Hırsız evden olursa mandayı bacadan aşırır
Hırsız kişi dışarıdan değil de içeridense bunu önlemek daha zordur. Çünkü içerideki kişi neyin nerede olduğunu, nereden girilip çıkılacağını, kısaca ortamın tüm özelliklerini bilir. Bundan dolayı akla hayale gelmedik, imkansız sanılan yollarla hırsızlığını yapar. Bir bankayı veya işyerini çalışanlarından birinin soyması daha kolaydır.
Kurnaz hırsız ev sahibini bastırır
Bazı suçlular aynı zamanda serseri ve edepsiz de olurlar. Böyle kişilere karşı dikkatli olunmalıdır. Edepsiz, arsız, ahlâksız, şarlatan, öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi, bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu susturmaya çalışırlar. Haksızken, haklıymış gibi davranabilirler.
Öksüz hırsızlığa çıkarsa, ay ilk akşamdan doğarmış
Talihi olmayan bir kimsenin hemen hiçbir işi yolunda gitmez. Bir şeyden yararlanmaya, bir iş yapmaya kalkışsa karşısına umulmadık engeller çıkar. Çoğu şeyin faydasını göremez.
Çok söyleme arsız edersin, çok saklama hırsız edersin
Sana saygı duyan, senin sözlerine değer veren insanlara sık sık eleştirilerde bulunmak, emirler verip bir şeyler yaptırmak sözlerinin etkisini yok eder; dolayısıyla o kimseler yüzsüz ve seni dinlemez olurlar.
Benzer bir şekilde çalıştırdığın, bakmakla yükümlü olduğun, senin maddi desteğine muhtaç kimselere haklarını eksiksiz ver; yeterli yiyecek ve para ver, sıkıntıya düşürme; az verirsen, haklarını vermezsen onları kötü yola iter, hırsızlığa yöneltirsin.
Malına sahip ol da hırsızı günaha sokma
Para ve mal kolay elde edilen şeyler değildir. Bir bedel ve emek karşılığı elde edildiği için değerlidir. Değeri olan şeyleri en iyi şekilde muhafaza etmek, koruma altına almak sahibinin görevidir. Muhafaza edilmeyen şeyler kolayca çalınabilir, bir bakıma hırsıza fırsat verilmiş olur.
Çok söyleme arsız olur, aç koyma hırsız olur
Yönettiğin, eğittiğin, koruduğun kimselere aşırı ölçüde söylemek, ardı arkası kesilmeyen buyruklar vermek, eleştirilerde bulunmak sözlerinin gücünü kırıp tesirsiz bırakabilir; dolayısıyla o kimseler yüzsüz ve söz dinlemez olurlar. Benzer bir şekilde bu kimseleri aç da bırakma, haklarını ver; gerek yiyecek, gerek para bakımından bir sıkıntıya düşürme; yoksa onları kötü yola iter, hırsızlığa sevk edersin.
Öksüz hırsızlığa çıkınca, ay ilk akşamdan doğarmış
Talihi olmayan bir kimsenin hemen hiçbir işi yolunda gitmez. Bir şeyden yararlanmaya, bir iş yapmaya kalkışsa karşısına umulmadık engeller çıkar. Çoğu şeyin faydasını göremez.
Tutulmayan hırsız beyden büyüktür
İşlediği suçu gizleyebilen, yakayı ele vermeyen biri, namuslu insanlar gibi saygınlığını sürdürür.
Dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz
Baca dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yoldur. Bu nedenle ateş olan yerde bacadan duman çıkması gerekir. Benzer şekilde eşine sıkıntı ve zahmet vermeyen koca da olmaz.
Hırsızlığı da öğren, başucunda dursun
Kötü ve hoşa gitmeyen şeyler hakkında bilgili olmak, karşılaşabileceğiniz zararları önlemekte size fayda sağlar. Yapmak amacıyla değil, öğrenmek amacıyla hırsızlık, kapkaç vb. kötü işlerin nasıl yapıldığını öğrenin. Çünkü bunları yapanlara karşı ne gibi önlemler alınması gerektiğini öğrenmiş olur, ona göre önlem alırsınız.
Fakir hırsızlığa çıkınca ay akşamdan doğar
Feleğin sillesini yemiş bazı insanların işleri daima ters gider. Bahtsızlık bir kere yakasına yapışan kişilerin önüne bir fırsat çıksa, dış etkenler yüzünden o da elden kaçıp gider. Aslında kişiler kendi hayat felsefeleri ve hayata bakış açılan ile böyle bir psikoloji içine girerler. Gerçekte ise durum hiç de o kadar kötü değildir.
Üzüm hırsızı güzün belli olur
Üzümler güz (sonbahar) mevsiminde olgunlaşır. Üzüm hırsızı da güz mevsiminde ortaya çıkar. Bunun gibi bir şeyden yararlanmak düşüncesinde olanlar, o şey yararlı ve işe yarar olduğunda ortaya çıkarlar.
Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra komşunu hırsız çıkarma
Akıl insan içindir. İnsan önce aklını kullanarak işlerinin iyi yürümesi, eşyanın zarar görmemesi için tedbir almalı, sonra da tevekkül etmeli, yani o konuda yüce Allah’a güvenmelidir. Tüm bunlardan sonra işini veya eşyanı başkasına emanet edebilir.
Malını iyi sakla, komşunu hırsız etme
Para ve mal kolay elde edilen şeyler değildir. Bir bedel ve emek karşılığı elde edildiği için değerlidir. Değeri olan şeyleri en iyi şekilde muhafaza etmek, koruma altına almak sahibinin görevidir. Muhafaza edilmeyen şeyler kolayca çalınabilir, bir bakıma hırsıza fırsat verilmiş olur.
Öksüz hırsızlığa çıkmış, ay ilk akşamdan doğmuş
Talihi olmayan bir kimsenin hemen hiçbir işi yolunda gitmez. Bir şeyden yararlanmaya, bir iş yapmaya kalkışsa karşısına umulmadık engeller çıkar. Çoğu şeyin faydasını göremez.
Kapını iyi kapa, komşunu hırsız etme
Sahip olduğun malını mülkünü koruma altında tut, gerekli güvenlik önlemlerini al. Bir şey çalınırsa komşundan kuşkulanma. Suçu işleyen kişi kadar suçun işlenmesine ortam hazırlayan kişinin de kusuru vardır.