Tok evin aç kedisi deyiminin anlamı
* Her ihtiyacı giderildiği hâlde istekleri tükenmemek.
* Varlıklı olduğu hâlde doymayan, ihtiyacı olmadığı hâlde aç gözlülük eden, her gördüğüne sahip olmak isteyen kimse.
* Gereksinimi olmadığı halde açgözlülük eden kimse.
* Evde yemediğini yabancı yerde isteyen (çocuk).
Örnek: Bu çocuk da tok evin aç kedisi.
Sermayeyi kediye yüklemek deyiminin anlamı
* Tüm sermayesini tüketmek.
* Bütün parasını çarçur edip, yiyip bitirmek.
* Yaptığı işten zarar edip parasını batırmak.
Örnek: Desene sermayeyi kediye yüklemişsin sen!
Süt dökmüş kedi gibi deyiminin anlamı
* Suçunu bilerek sessiz ve sakin durmak.
* Uysallaşmak, kabahatini bilerek ses çıkarmamak, bir köşede sessizce oturmak.
* Bir kabahat işleyip de bu kabahatinden dolayı utanan, korkan, çekinen kimsenin durumunu anlatmak için kullanılır.
Örnek: Hele süt dökmüş kedi gibi susmaktan ne çıkar? (N. Uygur)
Kedi olalı bir fare tuttu deyiminin anlamı
* Bir işe başladığından beri ilk defa başarı göstermek.
* İlk defa, neden sonra kendisinden beklenen bir iş yapabildi.
Örnek: Temsilcimiz, nihayet kedi olalı bir fare tuttu, yüklü bir iş yakaladı.
Kedi ciğere bakar gibi bakmak deyiminin anlamı
* Bir şeye çok istekle bakmak.
* İmrenerek, iştahla, ele geçirme isteği ile bakmak.
Örnek: Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu. (H. R. Gürpınar)
Kara kedi geçmek deyiminin anlamı
* İyi anlaşan iki kişinin veya dostun ilişkileri bozulmak, aralarına soğukluk girmek, birbirlerine gücenmek.
* Birbirlerinin arası iyi olduğu halde değişik sebeplerden dolayı eskisi kadar samimi olmamak ve artık biraz dargın olmak.
Örnek: Niçin konuşmuyorsunuz? Aranızdan kara kedi mi geçti?
Dilini kedi (fare) mi yedi deyiminin anlamı
Suçlu olduğu bir durum karşısında cevap verememek. Daha çok “Dilini kedi mi yedi?” şeklinde kullanılır. “Neden konuşmuyorsun” anlamında söylenir.
Aralarından kara kedi geçmek deyiminin anlamı
* Birbiri ile dost olan kişilerin dostlukları bozulduğu zaman söylenen bir söz.
* İyi anlaşan iki kişinin veya dostun ilişkileri bozulmak, aralarına soğukluk girmek, birbirlerine gücenmek.
* Aralarında küçük, önemsiz bir dargınlık olmak, birbirlerine gücenmek, dostlukları bozulmak.
Örnek: Niçin konuşmuyorsunuz? Aranızdan kara kedi mi geçti?
Örnek 2: Aralarından kara kedi geçti herhâlde, bir süredir konuşmuyorlar.
Kedi ile harara girmek deyiminin anlamı
Geçimsiz biriyle ortaklık etmek.
Örnek: Kedi ile harara girdik, şimdi kurtulmaya çalışıyoruz.
Örnek 2: Dikkatli ol, kedi ile harara girme.
Kedi gibi dört ayak üstüne düşmek deyiminin anlamı
En zor, en tehlikeli durumdan zarar görmeden kurtulmak.
Örnek: Her seferinde kedi gibi dört ayak üstüne düşüyorsun.
Örnek 2: Sende de ne kısmet varmış arkadaş, hep kedi gibi dört ayak üstüne düşüyorsun.
Örnek 3: Bu kez kedi gibi dört ayak üstüne düşemedi, derdi büyük.
Kedi enciğini gezdirir gibi deyiminin anlamı
Bir şeyi elinden düşürmeyen, bir nesneye özel bir zaafı olan kimselerle alay etmek için kullanılır.
Örnek: Kedi enciğini gezdirir gibi şu çantasını yanından ayırmıyor.
Kedi gibi deyiminin anlamı
Uysal ve sokulgan.
Örnek: Yeğenimin kedi gibi yanıma sokulup masal dinlemesine bayılıyorum.
Örnek 2: Sınıfta çocuklar kedi gibi öğretmenin çevresini sardılar.
Kedi ciğere bakar gibi seyretmek deyiminin anlamı
İmrenerek, iştahla, ele geçirme isteği ile bakmak.
Örnek: Kızarmış tavuklara, kedi ciğere bakar gibi seyrediyordu.
Örnek 2: Fiyatları görünce tırstım, mağazada kedi ciğere bakar gibi seyrediyorum.
Örnek 3: Duygularımı söylemekten çekiniyorum, yazdığı mesajları kedi ciğere bakar gibi seyrediyorum.
Örnek 4: Dolarımız olmadığından, dolar bozduranları kedi ciğere bakar gibi seyrediyoruz.
Kedi gibi dört ayak üzerine düşmek deyiminin anlamı
En zor, en tehlikeli durumdan zarar görmeden kurtulmak.
Örnek: Her seferinde kedi gibi dört ayak üzerine düşüyorsun.
Örnek 2: Sende de ne kısmet varmış arkadaş, hep kedi gibi dört ayak üzerine düşüyorsun.
Örnek 3: Bu kez kedi gibi dört ayak üzerine düşemedi, derdi büyük.
Kedi ne budu ne deyiminin anlamı
* Yaşı küçük anlamında kullanılan bir söz.
* İmkanları, gücü sınırlı, parası az anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Onun aklı ekonomiye ermez, kedi ne budu ne?
Örnek 2: Bu arabayı nasıl alacak ki, kedi ne budu ne?
Kediye ciğer ısmarlamak deyiminin anlamı
Güvenilmeyecek birine saklaması için bir şey bırakmak.
Örnek: Kediye ciğer ısmarlamışsın, sen o paranın üstüne bir bardak soğuk su iç.
Örnek 2: Dikkatli ol, kediye ciğer ısmarlama.
Kedi yavrusunu yerken sıçana benzetir deyiminin anlamı
Suç ve hata olduğunu bildiği bir işi yaparken kendini masum göstermek için bahane uydurur.
Kediyi camiye mütevelli yapmak deyiminin anlamı
Kötülüklerin yolunu açmak, tedbirsiz davranıp yanlış şeyler yapılmasına kolaylık sağlamak.
Örnek: Seni buraya müdür yapmak, kediyi camiye mütevelli yapmak gibi bir şey.
Kedi olalı bir fare tuttu deyiminin anlamı
İlk defa kendisinden beklenen bir işi yapabildi.
Örnek: Temsilcimiz, nihayet kedi olalı bir fare tuttu, yüklü bir iş yakaladı.
Örnek 2: Çok övünüyor, ama kedi olalı bir fare tuttu.
Kedi götünü görmüş yara zannetmiş deyiminin anlamı
En ufak bir hastalığını bile büyüten kimseler için alay yollu olarak kullanılır.
Örnek: Kedi götünü görmüş yara zannetmiş, senin hastalıkta o hesap.
Kedi ile köpek gibi deyiminin anlamı
Birbirleriyle geçinemeyen, anlaşamayan kimseler için söylenen bir söz.
Örnek: Bu iki kardeş kedi ile köpek gibi, durmadan didişiyorlar.
Örnek 2: Başlangıçta ilişkimiz çok iyiydi, ama şimdi kedi ile köpek gibi olduk.
Kedi ciğere bakar gibi süzmek deyiminin anlamı
İmrenerek, iştahla, ele geçirme isteği ile bakmak.
Örnek: Kızarmış tavuklara, kedi ciğere bakar gibi süzüyordu.
Örnek 2: Fiyatları görünce tırstım, mağazada kedi ciğere bakar gibi süzüyorum.
Örnek 3: Duygularımı söylemekten çekiniyorum, yazdığı mesajları kedi ciğere bakar gibi süzüyorum.
Örnek 4: Dolarımız olmadığından, dolar bozduranları kedi ciğere bakar gibi süzüyoruz.
Kedi ile çuvala girmek deyiminin anlamı
Geçimsiz biriyle ortaklık etmek.
Örnek: Kedi ile çuvala girdik, şimdi kurtulmaya çalışıyoruz.
Örnek 2: Dikkatli ol, kedi ile çuvala girme.
Kediye peynir ısmarlamak deyiminin anlamı
Güvenilmeyecek birine saklaması için bir şey bırakmak.
Örnek: Kediye peynir ısmarlamışsın, sen o paranın üstüne bir bardak soğuk su iç.
Örnek 2: Dikkatli ol, kediye peynir ısmarlama.
Kedi kabahatini örter gibi deyiminin anlamı
Yapılan bir hatayı kimseye göstermeden acele bir şekilde gizlemeye çalışmak.
Kedi yetişemediği ciğere pis dermiş deyiminin anlamı
Elde edemedikleri şeyi hor göstermeye kalkışanlar için söylenir.
Kedinin ciğere baktığı gibi bakmak deyiminin anlamı
İmrenerek, iştahla, ele geçirme isteği ile bakmak.
Örnek: Kızarmış tavuklara, kedinin ciğere baktığı gibi bakıyordu.
Örnek 2: Fiyatları görünce tırstım, mağazada kedinin ciğere baktığı gibi bakıyorum.
Örnek 3: Duygularımı söylemekten çekiniyorum, yazdığı mesajlara kedinin ciğere baktığı gibi bakıyorum.
Örnek 4: Dolarımız olmadığından, dolar bozduranlara kedinin ciğere baktığı gibi bakıyoruz.