Aliterasyon; bir dize (beyit), bir cümlede aynı ya da yakın sesli ünsüzlerin, benzer hecelerin yinelenmesiyle sağlanan uyumun ve bu sanat ustalığının adıdır. Diğer bir ifade ile Aliterasyon edebi sanat türüdür. Şiir ya da düzyazıda bir uyum yaratmak amacıyla, aynı sesin veya hecenin tekrarlanmasına aliterasyon denir. Aliterasyon, şiirde art arda gelen mısralarda ünsüz seslerinin tekrarlanmasına denir. Latinceden Fransızcaya geçen sözcük bir edebiyat terimi olarak Türkçede de kullanılır. Nazımda ölçü (vezin), uyak (kafiye) yedek (redif) gibi uyum sağlayıcı öğelerle yetinmeyen ya da günümüz sanatçıları gibi bu klasik değerlere değer vermez görünen nice şair ve yazar, daha çok ünsüz harflerin ustaca yinelenmesiyle sağlanan ses etkisine önem verirler. Böylece şiirde ve düz yazıda, uyaklar gibi hep aynı yerde, dize sonunda bulunan ses benzerlikleri yerine, dizeye, koşaya, cümleye dağıldığı için ilk anda ayırt edilmeyen aliterasyon kullanımı yeğlerler. Dede Korkut kitabının nazma benzeyen konuşma bölümlerinde -belki de ölçü ve uyak kaybolduğu için açık aliterasyon örnekleri iyice belirgindir; her satırın baş harflerinin aynı ünsüz olmasına özellikle dikkat edilmiştir. Fırtınalı bir denizin kıyıda yarattığı etkiyi Tevfik Fikret Balıkçılar’ da şu iki dizeyle anlatır(r’ler):
Dışarda gürleyerek kükremiş bir ordu gibi
Döverdi sahili binlerce dalgalar asabi.
Yahya Kemal Beyatlı’dan tek dize (ç’ler):
Çini bir kâsede bir çin çayı içmekteydi.
Batı dünyasının edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatı’nda ve folklor ürünlerinde güzel ve etkili aliterasyon örneklerine çok rastlanır. Bu kullanım, şair ve yazarın özgün buluşlarını, dikkatli emeğini, dile egemen olma yeteneğini yansıtır.
Aliterasyon (Ses Yinelemesi) Örnekler
– Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında.
– cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm kulaklarım gördü
vapur kudurdu, kuduz gibi böğürdü
hiçbiriniz orda yoktunuz.
– Salkım salkım tan yelleri estiğinde.
– Dest bûsı arzûsiyle ölürsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su. (Fuzuli )
– Sev seni seveni hâk ile yeksân ise
Sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultân ise.
– Eylülde melûl oldu gönül soldu da lâle
Bir kâküle meyletti gönül geldi bu hâle.
– Seherlerde seyre koyuldum semayı, deryayı. (Tevfik Fikret )
– Karşı yatan karlı kara dağlar karayıptır, otu bitmez. (Dede Korkut)
– Aşkın sesi sen, bestesi sen, nağmesi sensin. (Hasan Sami Bolak )
– Kim o deme boşuna benim ben
Öyle bir ben ki gelen kapına baştan başa sen. (Özdemir Asaf)
– Çözülen bir demetten indiler birer birer (Ziya Osman Saba)
– Çok çay iç ki çareler çarçur olmasın.
– Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında (N. Fazıl Kısakürek)
– Mahmur mutlu mutluluğun tüm melekleri
Mehtaba maviden menevişlerle yüksel