Mühezzibüddin Ali, Selçuklu döneminin ünlü âlim ve devlet adamlarımdandır. Aslen Horasanlı veya Deylemli olduğu rivayet edilir. İbn-i Bibi Deylemli olduğunu belirtir. Ailesiyle birlikte Moğol istilâsından kaçarak Konya’ya gelmiştir. Muhammed adında bir zatın oğlu, Selçuklu Devlet adamlarından Müineddin Süleyman Pervane’nin de babasıdır.
Mühezzibüddin Ali, 1239 yılında Sadettin Köpek öldürülünce, onun yerine vezir oldu. Selçuklu Ordusu’nu yeniden derleyip güçlendirmeye çalıştıysa da başaramadı. Moğol Orduları 1241 yılında Baycu Noyan komutasında Erzurum’u yağmaladılar. Ali Mühezzibüddin, Sultan II. Gıyasettin Keyhüsrev’e Selçuklu Ordusu’nu Moğol saldırıların önleyebilmesi için savunma uygulaması gerektiğini söylediyse de bu düşüncesini kabul ettiremedi. 1243 yılında 30 bin kişilik Moğol Ordusu 80 bin kişilik Selçuklu Ordusu’nu Kösedağ’da bozguna uğrattı. II. Gıyasettin Keyhüsrev Antalya’ya kaçmak zorunda kaldı. Kayseri, Moğol saldırısına bir süre direndiyse de bu direniş kırıldı. Moğollar kenti yağmalayıp kent halkından çok sayıda kişiyi öldürdüler. Baycu Noyan Erzurum’a çekildi.
Vezir Ali Mühezzibüddin, Amasya kadısıyla birlikte Erzurum’a giderek Baycu Noyan ile barış görüşmesine oturdu. Moğol komutanını Anadolu’daki birçok Selçuklu kalesinin güçlü durumda olduğuna inandırarak, yalnızca yıllık vergi ödemek koşuluyla barış antlaşması imzaladı. Böylece Selçuklu Devleti herhangi bir toprak kaybına uğramamış oldu. Bu başarısından ötürü II. Gıyasettin Keyhüsrev, Ali Mühezzibüddin’e altın işlemeli bir kılıçla vezirlik diviti armağan etti.
Selçuklu döneminin en karışık günlerinde görev yapan bu devlet adamının 1244-1245 yıllarında vefat ettiği tahmin edilmektedir.