Hava parası, bir gayr-i menkulün kiralanmasında, kira bedelinden farklı olarak ve geri ödenmemek üzere elinde bulundurduğu gayrimenkulün kullanma hakkını devretme karşılılığında yeni kiracının eski kiracıya ödediği para veya bedeldir. Diğer bir ifade ile hava parası, kiralanmış bir yerin boşaltılması karşılığında çıkan kiracıya örf olarak ödenen para veya bedel demektir. Başka bir ifade ile hava parası; bir dükkan veya işyerini kira ile tutacak kimseden, kira bedeli dışında karşılıksız olarak alınan bedel demektir.
Bazı durumlarda kiracıyla mal sahibi de birbirlerine hava parası verebilirler. Yani bir yeri kiralamak isteyen bir kimse, söz konusu yerin sahibine hava parası ödeyebileceği gibi, kiracının kiraladığı yeri boşaltması için mal sahibi de ona hava parası verebilir. İsminden de anlaşılacağı üzere, aslında hava parasında ortada alınıp satılan bir mal yoktur. Genellikle ticaret için elverişli ve meşhur olan, aynı zamanda müşterisinin de çok olduğu bir muhitte bulunan kiralık gayrimenkulün talibi çok olduğundan, oranın sahibi veya kiracısı, bu durumdan istifade etmek için yeni kiracıdan hava parası talep etmektedir. Yani gayrimenkulü kiralayan kimse, daha sonra oradan kazanacağı kazancı hesaba katarak, daha baştan böyle bir ücret ödemektedir.
Hava Parasının Hükmü
Hava parasında ortada alınıp-satılan bir mal yoktur. Çünkü hava parası, kira bedelinden farklı bir maldır. Yani hava parası veren kiracı, bu parayı kiraladığı maldan elde ettiği fayda karşılığında vermemektedir. O halde, ortada satışı yapılan bir mal bulunmadığından yani hava parasının verildiği bir akit, madumun (yokun) satışı olduğundan dolayı hava parasına İslam hukuku açısından cevaz vermek mümkün değildir.
Öte yandan hava parası karşılıksız bir kazançtır. İslam hukukuna göre karşılıksız kazanç ise haramdır. Zira Yüce Allah,
وَأَنْ لَيْسَ لِلْإِنْسَانِ إِلَّا مَا سَعَى
“İnsan için ancak çalıştığının semeresi vardır.” (Necm Sûresi, 53/39) beyan-ı sübhanisiyle, insanın ancak çalıştığının karşılığını alabileceğini bildirmiştir.
Buna göre şayet hava parası, kiracıyla mal sahibi arasında cereyan ediyorsa, mal sahibi haksız kazanç elde ediyor demektir. Çünkü o, kiraya verdiği yerin ücretini zaten kira bedeli olarak almaktadır. Eğer eski kiracı, yeni kiracıdan veya mal sahibinden hava parası alıyorsa, onun aldığı da karşılıksız bir kazançtır. Çünkü eski kiracının kira müddeti dolduktan sonra kiraladığı yer üzerinde hiçbir hakkı kalmaz. Ona düşen bir an önce kiraladığı yeri boşaltarak sahibine teslim etmektir.
Hava parası için, kiralanan gayrimenkulün iyi bir muhitte bulunmasının gerekçe gösterilmesi de doğru değildir. Çünkü gayrimenkulün bulunduğu muhit ve sahip oldukları özellikler onun kirasına yansıyacaktır. Yani çok değerli bir yer kiralanıyorsa zaten onun kirası da yüksek olacaktır. Dolayısıyla bunu kullanarak mal sahibinin veya kiracının yeni kiracıdan hava parası talep etmeleri hem dini hem de ahlâkî açıdan uygun değildir.
Hava Parasının Caiz Olan Şekli
İslâm Konferansı Teşkilâtı’na bağlı İslâm Fıkıh Akademisi, 1988 yılında Cidde’de düzenlediği 4. dönem toplantısında, hava parası hakkındaki şu iki uygulamanın caiz olduğunu karara bağlamıştır;
1- Kiracının, kira süresi dolmadan önce gayrimenkulü boşaltması karşılığında, mal sahibinden belli bir miktar hava parası almak üzere anlaşması.
Bu para, kiracının mal sahibinden satın aldığı yararlanma hakkından kendi rızasıyla vazgeçmesinin bir karşılığı olarak görülmüştür. Çünkü mal sahibinin, kira sözleşmesi bitmeden önce, kiracıdan kiraladığı yeri boşaltmasını talep etme hakkı yoktur. Dolayısıyla kira süresi bitmeden önce kiraladığı yeri boşaltmama hakkına sahip olan kiracı, hava parası almak suretiyle bu hakkını mal sahibine satmaktadır.
Öte yandan alınan bu paranın, kiracının belirlenen süreden önce kiraladığı yeri boşaltmasının kendisine bir zarar verme ihtimalinin bulunduğunu, bu sebeple de, aldığı hava parasının bu zararın bir nevi tazmini sayılabileceğini söyleyenler de olmuştur.
2- Eski kiracının kira müddeti devam ederken hakkından vazgeçmesi karşılığında yeni kiracıya hava parası ödenmesi. Bu para, eski kiracının devam eden kira hakkından vazgeçmesinin bir karşılığı olarak görülmüştür. Böyle bir uygulamanın caiz olması için mal sahibinin rızasının bulunması gerektiği şart koşanlar olmuştur.
Fakat burada Hanefi mezhebinin farklı bir nokta-i nazarı vardır. Hanefilere göre normal şartlarda kiracının kiraladığı yeri, bir başkasına daha fazla bir bedelle kiraya vermesi caiz değildir. Onlar, eski kiracının, yeni kiracıdan aldığı fazla kira ücretini tasadduk etmesi gerektiğini söylemişlerdir. Ancak kiracı, kiraladığı gayrimenkule bakım ve onarım gibi bir ekstra bir masraf yaptıysa, bu takdirde kira bedelinden daha fazla bir ücrete orayı bir başkasına kiraya verebilir.