Botanik ya da bitkibilim, biyolojinin bitkileri inceleyen dalıdır. Batanik Bahçe, canlı bitkilerin yetiştiği ve insanlara sergilendiği alanlar demektir. Botanik Bahçeleri, yalnızca çevreyi güzelleştirmek amacıyla düzenlenmediği için öbür bahçe ve parklardan oldukça farklıdır. Bu bahçeler, bir yörenin yerli bitkileri ile o iklimde yetişmeyen bitki örneklerini bir araya derleyip özel bakım altında iklime uyum sağlamalarını amaçlayan zengin bir bitki koleksiyonudur. Bahçenin görünümünü güzelleştirmek için bazen aralarına ağaç ve çalılar dikilse de, bitkilerin yerleşme düzeninde mutlaka bilimsel sınıflandırma gözetilir; yani aynı familya, cins ve türden bitkilerin bir arada bulunmasına özen gösterilir. Böylece hem aranan bitki kolayca bulunabilir, hem de türler arasındaki yapısal benzerlikler ön plana çıkar. Her bitki örneğinin yanına ya da üstüne de anayurdu, halk arasında bilinen adı ve Latince adı yazılır.
Botanik bahçelerindeki bitki örnekleri çoğu kez coğrafya bölgelerine ya da doğal ortamlarına göre de gruplandırılır. Örneğin tropik bitkiler ya da su bitkileri için genellikle ayrı bölümler vardır. Açık havada yetiştirilen bitki türleri, botanik bahçesinin bulunduğu bölgenin iklim koşullarıyla sınırlıdır. Bu nedenle, o iklimde yaşamayan bitkiler için gerekli sıcaklık, ışık ve nem koşullarını sağlayarak bahçedeki tür sayısını artırmak amacıyla seralar düzenlenir. Örneğin seralarda yan gölgeli tropik yağmur ormanları ya da rüzgârlı yüksek dağ etekleri gibi özel çevre koşulları yaratılabilir.
Botanik bahçelerinin yalnız ağaç, çalı ve odunsu bitki örneklerini içeren bölümüne arboretum, kurutulmuş otsu bitki koleksiyonlarına da herbaryum denir.
Botanik Baçeleri Öğrenim Merkezleri
İlk botanik bahçeleri bütün ilaçların bitkilerden elde edildiği çağlarda kurulmuştur. Bir zamanlar Avrupa’daki manastırlarda hastâlıkların tedavisinde kullanmak için şifalı bitkiler yetiştirilirdi. Bu bilgi ve deneyimlerin ortaçağdaki öğrenim kurumlarına aktarılması, üniversitelerde botanik bahçeleri kurma düşüncesine esin kaynağı oldu. Böylece ilk botanik bahçesi 1545 yılında İtalya’nın Padova kentinde, üniversitenin çalışmalarına yardımcı olmak amacıyla kuruldu. Bunu Hollanda ve Almanya’nın Leiden, Leipzig ve Heidelberg üniversitelerindeki botanik bahçeleri izledi.
Başlangıçta yalnız şifalı bitkilere ayrılmış olan bu bahçelerin kapsamı giderek genişledi ve 16. yüzyılın ünlü botanikçilerinden Carolus Clusius, Leiden’deki botanik bahçesinde büyük bir soğanlı bitki koleksiyonu oluşturdu. Bugün Hollanda’nın dünya çapında ünlü olan laleleri ve bir sanayi dalına dönüşmüş olan soğanlı bitki üretimi Clusius’un bu çalışmalarından doğmuştur. Zengin bitki örnekleriyle dünyanın sayılı botanik bahçeleri arasında anılan Kew Krallık Botanik Bahçesi de 1759 yılında Londra yakınlarındaki Kew’da kurulmuştur. Bu bahçenin yöneticilerinden Sir Joseph Banks ile Sir William Hooker, bitki örnekleri toplamak için dünyanın dört bucağına keşif gezileri düzenlediler. Böylece Avrupa’da hiç tanınmayan bitki türleriyle zenginleşen bu bahçe, 1800’lerin ortalarında, yeni bahçe bitkilerini üreten, besin, ilaç, kozmetik ve parfüm sanayilerine hammadde sağlayan önemli bir merkez olarak tanındı. Kew Botanik Bahçesi bugün 25 bin canlı bitki türü ile 6 milyon kurutulmuş bitki örneğini içerir. 1935 yılında Süleymaniye’de 27 bin metre karelik bir alanda kurulmuş olan İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi’nde 3.000 kadar yerli ve yabancı bitki türü, dokuz sera, herbaryumunda da 37 bin kurutulmuş bitki örneği bulunur. Ayrıca Ege ve Dicle üniversiteleri fen fakülteleri ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesinin birer herbaryumu, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin de zengin bir arboretumu vardır.
20. yüzyılda, şifalı bitkiler yetiştirmek ve tıp öğrencilerini eğitmek için kurulan botanik bahçelerinin sayısı giderek azaldı. Bunların yerini üniversitelerin araştırma merkezleri ve sanayi kuruluşlarına bağlı özel birimler aldı. Gene de bugün dünyanın hemen her ülkesinde büyük botanik bahçeleri vardır. Bilimsel araştırma ve inceleme merkezi olma görevini sürdüren bu bahçelerin çoğu, bitkiler âlemini tanıtmak ve doğa sevgisini aşılamak için halka da açılmıştır.