Yüreğine dert olmak deyiminin anlamı
* Birine karşı ya da birinin kendine karşı yaptığı bir davranış sonradan kendisi için acı, üzüntü kaynağı olmak.
* Başkasının kendisine ya da kendisinin başkasına karşı yaptığı herhangi bir davranış sonradan kendisi için sürekli bir üzüntü kaynağı durumuna gelmek.
* Yapmak istediği bir şeyi yapamamış olmaktan sürekli üzülmek.
Örnek: Zavallı adam, son nefesinde bir ekmek kadayıfı istediydi alıp yediremedim. O, yüreğime dert oluyor. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Ona yemek vermedim ama yüreğime dert oldu.
Dert ortağı deyiminin anlamı
* Aynı derdi paylaşanlardan her biri.
* Bir derdinin derdini çözmesine yardıma olan kimse.
* Bir kimsenin derdini paylaştığı, anlattığı yakın dostu.
* Sıkıntı ve üzüntüleri bir başkasıyla paylaşmak, başkasının derdi kendi derdiymiş gibi onu anlamaya çalışmak, aynı sıkıntı ile muzdarip olmak, derdi ile dertlenmektir.
Örnek: Onlar yıllar yılı birbirlerinin dert ortağı olarak yaşamışlardı.
Dert yanmak deyiminin anlamı
* Derdini sızlanarak anlatmak.
* Derdi, sıkıntısı olan bir insanın bir başka insana sızlanarak, acısını ağlayarak, sözlerine duygusallık katarak anlatması ve karşısındaki insanın kendini anlamasını sağlamaya çalışmasıdır.
* Dert ve sıkıntılarını sızlanarak anlatmak.
Örnek: Annem her gün arkadaşlarıyla buluşunca onlara dert yanar, benden şikayet ederim.
Örnek 2: Müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik’e dert yanıyorlar. (H. E. Adıvar)
Örnek 3: Bana dert yanacağına adam gibi bir iş bul da çalış.
İçine dert olmak deyiminin anlamı
* Yaptığı bir şeyden ötürü uzun süre üzüntü duymak.
* Yapmak istediği bir şeyi yapamadığı için kaygılanıp üzüntü duymak.
Örnek: Hastahanedeki arkadaşımı ziyarete bir türlü gidemedim, bu da içime dert oldu.
Dert olmak deyiminin anlamı
Bir kimse ya da durum sıkıntı vermek.
Örnek: Matematik dersi bana dert oldu, hiç anlamıyorum.
Örnek 2: İçime dert oldu o son bakışın.
Örnek 3: Daha ödevlerimi yapmadım, içime dert oldu.
Örnek 4: Üst kata taşınanlar başımıza dert oldu.
Dertsiz başını derde sokmak deyiminin anlamı
Bir derdi, sıkıntısı yokken gereksiz yere üzüntü veren bir işe girmek.
Örnek: Hayvancılık işine giriştik; dertsiz başımızı derde soktuk.
Örnek 2: Sen karışma bey, dertsiz başını derde mi sokacaksın?
Dert değil deyiminin anlamı
Önemsemeye, üzülmeye değmez anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Para dert değil, onu hallederiz.
Dert etmek deyiminin anlamı
Bir şeyi ya da durumu üzüntü, stres nedeni yapmak.
Örnek: Annesi zayıf not almasını dert etmiş, sürekli ders çalıştırıyor.
Örnek 2: Hiç parası yok, faturaları da dert etmiyor.
Dert çekmek deyiminin anlamı
Sıkıntı içinde olmak, üzülmek.
Örnek: Uyarılarıma kulak verseydin, bu kadar dert çekmezdin.
Örnek 2: Yüzüm gülmedi, bu zamana kadar çok dert çektim.
Örnek 3: Bu diplomayı alabilmek için çok dert çektim.
Dert küpü deyiminin anlamı
Sorunları, sıkıntıları çok olan kimse.
Örnek: Dertlerimi içime ata ata dert küpü oldum.
Örnek 2: Bizim şirkette çalışanların hepsi dert küpü olmuş.
Dert babası olmak deyiminin anlamı
Herkesin derdini rahatlıkla, çekinmeden, bir çözüm yolu bulabilir ümidiyle anlattığı kişi olmak.
Örnek: Son günlerde iyice dert babası oldum.
Örnek 2: Git amcamla konuş, dert babası olduğu için yardımcı olur.
Dert kesilmek deyiminin anlamı
Bir kimse ya da durum sıkıntı vermek.
Örnek: Matematik dersi bana dert kesildi, hiç anlamıyorum.
Örnek 2: Daha ödevlerimi yapmadım, içime dert kesildi.
Örnek 3: Üst kata taşınanlar başımıza dert kesildi.
Dert edinmek deyiminin anlamı
Bir şeyi ya da durumu üzüntü, stres nedeni yapmak.
Örnek: Annesi zayıf not almasını dert edinmiş, sürekli ders çalıştırıyor.
Örnek 2: Hiç parası yok, faturaları da dert edinmiyor.
Dert anlatmak deyiminin anlamı
Sıkıntılarını ve dertlerini başka birisine anlatmak, derdini dökmek.
Örnek: Onunla akşam konuştuk, bize epey derdini anlattı.
Dert eğirmek deyiminin anlamı
İçinden çıkılması güç bir sorunla uğraşmak zorunda kalmak.
Dert yakınmak deyiminin anlamı
* Derdini sızlanarak anlatmak.
* Bir şeyden şikayet etmek.
Örnek: Dert yakınmakta haklısın, yanlış yapmışlar.
Örnek 2: Bana dert yakınmayı bırak artık, ruhum sıkıldı.
Dert babası deyiminin anlamı
Herkesin derdini rahatlıkla, çekinmeden, bir çözüm yolu bulabilir ümidiyle anlattığı.
Örnek. Son günlerde iyice dert babası oldum.
Örnek 2: Git amcamla konuş, dert babası olduğu için yardımcı olur.
Dert küpü olmak deyiminin anlamı
Sorunları, dertleri, sıkıntıları çok olmak.
Örnek : Dertlerimi içime ata ata dert küpü oldum.
Örnek 2: Bizim şirkette çalışanların hepsi dert küpü olmuş.
Dert yapmak deyiminin anlamı
Bir şeyi ya da durumu üzüntü, stres nedeni saymak, dert etmek.
Örnek: Annesi zayıf not almasını dert yapmış, sürekli ders çalıştırıyor.
Örnek 2: Hiç parası yok, faturaları da dert yapmıyor.
Dertlere düşmek deyiminin anlamı
* Sorunla karşılaşmak.
* Hastalanmak.
Örnek: Bugün hesapta olmayan dertlere düştük, yardımına ihtiyacımız var.
Örnek 2: Çaresiz dertlere düşmüş, Allah yardımcısı osun.