Münhasır; bir kimse ya da bir şey için ayrılmış olan, hasredilmiş, sınırlanmış, sınırlı, ayrılmış, bir şeye veya bir kimseye mahsus, tek bir şeye âit olan, özgü, has, kuşatılmış gibi anlamlara gelir. İşte münhasır kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde, veremliden son derece çekinirdi. (R. N. Güntekin)
– Misâfirperverlik, ancak vesâit-i münâkaleden mahrum köylerde kaldığı gibi ecânibe iltifat, gördüğümüz bin türlü âsâr-ı küfrâna rağmen bize münhasırdır (Cenap Şahâbeddin)
– Peygamberler ise geçici bir zaman için ve bâzıları da münhasıran bir kavme gönderilmişlerdir. Bu bakımdan her peygamberin mûcizesi kendi zamânına münhasırken, Hz Muhammed (sav)’in mûcizeleri bütün zamanlara şâmildir.
– Tüm bu nedenlerden dolayı alınan yaptırım kararının sadece bu konuya münhasır olarak hazırlanmasını sağlamışlar…
– Geçinmem hemen yalnız aylığıma mühnasır kalıyordu (Reşat N. Güntekin)
– Geçmiş milletlerin ve peygamberlerin târihinden, kıyâmet gününden, cennet ve cehennemden bahsettiği duyulmamıştı. Yalnız kendi şahsına münhasır yüksek bir ahlâk ile nezih bir hayat yaşıyordu. Lâkin Hirâ Mağarası’ndan ilâhî tâlimât ile döndüğünde, tamâmen değişmişti.
– Harp yalnız Avrupa’ya münhasır kalmadı.
– Genetik ilminde yapılan yeni keşifler de, her insanın nev’-i şahsına münhasır bir başka şifresi daha olduğu gerçeğini ortaya koymuştur.
– Bir kafeste hapsedilmiş münhasır aslan gibi… (M. F. Baki)
– Bizler, sâdece O’nun şahsına münhasır olan ulvî fazîletlerde O’nu örnek almakla mükellef değiliz. Zaten böylesi yüksek hâl ve davranışlar, bir nevî yıldızlardaki ölçülerdir ve bu tip davranışlar sergilemeye tâkat getiremeyiz.
– Aileye münhasır bir toplantı.” Münhasırdır sözlerim evsâfına / Muntazırdır gözlerim eltâfına (Ziyâ Paşa)
– Peygamberlerde ümmetlerine örneklik esas olmakla berâber, bu tür husûsiyetleri, Allâh Rasûlü’nün şahsına münhasır olduğu için, ümmete örnekliğin dışında kalmaktadırlar.
Şahsına münhasır: Kendine has, kişiye özel, diğerlerinden belirgin ve az rastlanır bir farkla ayrılan.
Örnek: Onun sözlerinin tamamı yeni ve şahsına münhasır bir üsluptadır.
Nevi şahsına münhasır: Kendine özgü davranış ve karakteri olan (kimse).
Örnek: Tanışmadan da öte he hafta müdavimiydik. Kendisi nevi şahsına münhasır, enteresan bir Osmanlı efendisiydi. (Zeynep Uluant)