Müdavim; bir yere sürekli olarak gidip gelen, bir işletmenin sürekli müşterisi olmak, devam eden, devamlılık gösteren, düzenli ve aralıksız çalışan anlamlarına gelir. İşte müdavim kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Her kanepenin önünde ayrı ayrı durarak parkta müdavimleri selamlarlar. (R. Nuri Güntekin)
– Vakit ikindiye dayanmıştı. Müdavim cemaat her zamanki gibi erken gelmiş, avluda bekleşiyordu. (Ali Şanverdi)
– Kıraathanenin müdavimleri, çoğunlukla hep okumuş emeklilerdi.
– İkincisi, böyle davrandığında, açık açık küçümsediği bir dizinin müdavimi hâline gelmekten duyduğu gizli rahatsızlık azalıyordu. (E. Şafak)
– Ben müdavim olmak istiyorsam, geriye kalanın iki katı kadar çok çalışmak zorundayım.
– Mesciddeki ders, sohbet ve zikir meclislerinin müdâvimi olan, bekâr ve evsiz sahâbîlerin barınma yeri de yine mescidin suffesiydi.
– İstanbul’un Selatin camileri’nde verdiği vaazlar, müdavim dinleyicileri tarafından kaset olarak da çoğaltılmış ve hala elden ele dolaşmaktadır.
– Turizmciler bu yıl yeni müşteri yerine ‘müdavim müşteri’ye odaklandı.
– Araplar o AVM’nin en büyük müdavimi!
– Ashâb-ı Suffe, dînin menbaına en yakın, Rasûlullâh’ın meclisine en müdâvim insanlardı.
– O dikkate değer salonun yegâne çocuk müdâvimi ben olmuştum (Hâlide E. Adıvar)