Teşrik sözlükte; doğuya doğru gitmek, eti parçalayıp kayalar üzerine sererek güneşte kurutmak, yüksek sesle tekbir almak, bayram namazını kılmak için musallâya (müşerrak) çıkmak gibi anlamlara gelir. Terim anlamı olarak teşrik; zilhiccenin muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla tekbir getirmek demektir. Teşrik tekbiri ise, Kurban Bayramı günlerinde farz namazlardan sonra getirilen tekbirlerdir. Teşrik tekbirlerini Arefe Günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmi üç farz namazının arkasından birer defa getirmek vaciptir.
Teşrik Tekbiri Ne Zaman ve Nasıl Getirilir?
Kurban Bayramının ilk gününe “yevm-i nahr”, diğer üç güne ise “eyyâmü’t-teşrîk (teşrîk günleri)” denir. Bayramdan bir gün önceki güne de “arefe günü” denir.
Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmiüç farz namazının arkasından birer defa;
الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله والله أكبر الله أكبر ولله الحمد
“Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi’l-hamd” diye tekbir getirilir ki, buna “teşrîk tekbiri” denir.
Teşrik Tekbiri anlamı şöyledir;
“Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah’a mahsustur“.
Tekbirlerin bu şekli Hz. Ali ve Abdullah b. Mes’ûd (r. anhümâ)’ya dayanır.
Teşrîk tekbirlerinin başlangıcı Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etme olayına kadar uzanır. İbrahim (a.s), gördüğü sahih rüya üzerine oğlunu Allah yolunda kurban etmeye karar verir. Kurban hazırlıkları sırasında Cebrail (a.s) gökten buna bedel olarak bir koç getirir. Dünya semasına ulaştığında yetişememe endişesi ile Cebrail (a.s); “Allahu ekber Allahu ekber” diyerek tekbir getirir. İbrahim (a.s) bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun bir koçla geldiğini görünce; “Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber” diye cevap verir. Bu tekbir ve tevhîd kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail (a.s) da; “Allahu ekber velillâhi’l-hamd” der. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur (es-Saffât, 37/102, 107; İsmail” maddesi; el-Mavsılî, el-İhtiyar li Ta’lîli’l-Muhtar, Kahire (t.y), I, 87, 88).
Teşrîk tekbirleri birçok fakihe göre vaciptir. Bazılarına göre ise sünnettir. Hz. Peygamber (s.a.s.)’ in, kurban bayramının arife günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dahil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır.
Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arife günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farz namazın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz kaza edilirken teşrik tekbirleri de kaza edilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri halinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez. Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir.