Bizmut, hafif kızıla çalan gümüş beyazlığında, parlak ve oldukça gevrek bir metaldir. Dövülerek kolayca toz haline getirilebilir. 271°C’de eriyen ve 1.560°C’de kaynayan bu katı elementin kimyasal simgesi Bi, atom numarası 83, atom ağırlığı 208,980’dir.
Bizmuttan ilk kez 16. yüzyılda Alman mineraloji bilgini Georgius Agricola söz etmiştir. Elementin adı da “beyaz madde” anlamındaki Eski Almanca Weissmuth sözcüğünden türetilmiştir. Çünkü, bizmut triklorür gibi bir bizmut tuzu çözeltisine su eklendiğinde beyaz bir madde oluşur.
Dünya bizmut üretiminde ön sıralan Peru, Kanada, Meksika ve bazı Avrupa ülkeleri alır. Bu element doğada ender olarak serbest halde bulunur; en önemli cevherleri bizmut sülfür yapısındaki bizmutinit ile bizmut oksit yapısındaki bizmit mineralleridir. Çoğu kez kalay, kurşun ve bakır cevherleriyle birlikte bulunan bizmut, bu cevherler arıtılırken bir yan ürün olarak da elde edilir.
Bizmut, kalay, kurşun, demir ve kadmiyum gibi metallerle birleşerek, düşük sıcaklıklarda kolayca eriyen alaşımlar oluşturur. Bu alaşımlardan bazıları, örneğin Rose metali ile Wood metali otomatik yangın söndürme araçlarının ve yangına karşı güvenlik sistemlerinin yapımında kullanılır. Yangın başladığında bizmut alaşımı eriyerek ya otomatik püskürtmeli yangın söndürme aygıtını çalıştırır ya da yangının yayılmasını önlemek üzere özel çelik kapıların kapanmasını sağlar. Bizmut bileşikleri ayrıca kozmetik sanayisinde oje, dudak boyası ve göz farlarına sedef parlaklığı kazandırmak için, tıpta da sindirim bozukluklarının tedavisinde kullanılır.
Bizmut Tarihçesi
Bizmutun antik çağda Asya, Mısır, Roma ve Çin’de kullanıldığına dair bazı bilgiler var. İnkalar da bronz alaşımlarıyla bıçak yapımında kullanmış. Ancak ilk olarak 1450 yılında Alman keşiş Basil Valentine tarafından tanımlanmıştır. İlk bulunduğu yıllarda kurşun ve kalay ile karıştırılmıştır. 1753 yılında Claude François Geoffroy tarafından kalaydan daha ağır bir metal olduğu ve kurşun formu olmadığı tespit edilmiştir. Eski Almancada bizmut için “beyaz kütle”, “beyaz madde” anlamındaki “wissmuth” kelimesi kullanılmış. Daha sonra bu kelimeden Latince “bisemutum” kelimesi türetilmiş.