Otto Von Bismarck; 1 Nisan 1815 yılında Prusya’da dünyaya gelmiş, Almanya’nın güçlü bir imparatorluğa dönüşmesinde en önemli rolü oynayan ve ilk şansölyesi Alman devlet adamıdır. Tam adı Otto Eduard Leopold von Bismarck-Schönhausen’dir.
Otto Von Bismarck, 19. yüzyılda yaşamış önemli bir Alman devlet adamıdır. Siyasete atıldığında, Almanya ayrı ayrı devletlere bölünmüştü. Bismarck’ın amacı bu devletleri tek bir ulus halinde birleştirerek Avrupa’nın büyük güçlerinden biri yapmaktı. Yeni Almanya’yı “kan ve demir ”le kuracağını söyleyen Bismarck’ın tutumu katı ve acımasızdı. Bu yüzden ona “Demir Şansölye” (başbakan) dendi.
Otto Von Bismarck, Juntcer denilen toprak sahibi, zengin, kuşaklar boyu askerliği meslek edinmiş Prusyalı bir aileden geliyordu. Göttingen ve Berlin üniversitelerinde hukuk okuduktan sonra devlet hizmetine girdi. Uygulanan disiplin ve kurallardan hoşlanmadığı için 25 yaşında işini bıraktı ve babasının mülkünü yönetmeye başladı.
Bu sakin yaşamı çok sürmedi 1847 yılında Prusya Birleşik Meclis’i (parlamento) üyeliğine seçildi. Bu sıralarda tüm Avrupa halkları, eski yönetim biçimlerinin değişmesini istemeye başlamıştı. Krallar ile egemen sınıfı oluşturan soyluların buyruklarını sorgusuz sualsiz uygulamak yerine, yönetimde söz sahibi olmayı ve ülkelerini yönetecek kişileri seçebilmeyi istiyorlardı. Bismarck bu yeni düşüncelere karşıydı; aşırı tutucu olduğu için, ne pahasına olursa olsun eski yönetim biçimini korumaktan yanaydı. Almanya’yı sarsan 1848 Devrimi’ni asker zoruyla bastırmayı savunuyordu.
Otto Von Bismarck, Birleşik Meclis’e girdikten sonra, Almanya’nın siyasal yaşamında etkili oldu. Gerici tutumundan ötürü, bir süre ülkeden uzaklaşmasını sağlamak için, 1859’da Rusya’ya, 1862’de de Fransa’ya büyükelçi olarak atandı. Bu sırada Prusya’nın yeni kralı I. Wilhelm orduyu kralın mı yoksa meclisin mi yönetmesi gerektiği konusunda meclisle çatışmaya girmişti. 1862 yılında kral, Bismarck’ı Prusya başbakanlığına atadı. Bismarck, başbakan olur olmaz vakit kaybetmeden meclisi dağıttı ve ülke yasalarının kendisine, meclise danışmadan orduyu yönetme yetkisini verdiğini ileri sürdü. Bismarck, kral otoritesinin üstünde bir güç tanımamaya kararlıydı. Prusya Almanya’nın önderi, Almanya ise Avrupa’nın en önde gelen ülkesi olacaktı.
Almanya’nın Birliği
Otto Von Bismarck’ın ilk işi, 1864 yılında Danimarka’ya karşı açtığı savaşta Avusturyalılar’ı yanına almak oldu. Sonuçta, önceleri Danimarka kralınca yönetilen Schleswig ve Holstein düklükleri, Prusya ile Avusturya’nın egemenliği altına girdi. 1866 yılında bir anlaşmazlığı bahane eden Bismarck, Avusturya ile de savaşa tutuştu. Yedi hafta süren bu savaştan sonra yenilen Avusturya, Prusya’nın tartışılmaz önderliğindeki Kuzey Alman Konfederasyonu’ndan çıkarıldı.
Bundan sonraki aşama, güneydeki Alman devletlerini de Prusya’nın denetimi altına almaktı. Bunu sağlamak için Bismarck, Fransa ile bir çatışma nedeni yaratmaya çalıştı. Böylelikle, Prusya’nın tüm Alman devletlerinin savunucusu ve önderi durumuna geleceğini umuyordu. Aradığı fırsat 1870 yılında çıktı. Fransa Kral Wilhelm’den, Alman kral ailesi Hohenzollernler’in başı olarak, İspanya tahtı üzerindeki haklarından vazgeçmesini istedi. Kral Wilhelm buna karşı çıktı; böylece Bismarck’ın istediği olmuş, Fransız ve Alman hükümetleri çatışma ortamına sürüklenmişti. Güney Almanya devletlerinin de Prusya’nın yanında yer aldığı savaşta Fransa yenildi. Topraklarının bir bölümünü yitirdikten sonra savaş tazminatı ödemek zorunda kaldı.
Bismarck’ın, Prusya egemenliğinde güçlü bir Almanya kurma düşü tümüyle gerçekleşti, Prusya Kralı Wilhelm, 1871 yılında Alman imparatoru olarak taç giydi. Bismarck başbakanlığa getirildi ve kendisine prens unvanı verildi.
Bismarck, artık savaşmak istemiyordu. Var gücüyle yeni Almanya’yı güçlendirmeye ve zenginleştirmeye girişti. Almanya, Avusturya ve Rusya arasında, Üç İmparator Birliği diye bilinen anlaşmayla barışı korumaya çalıştı. Bu girişimin, Fransa’yı Almanya’dan öç alma savaşına girmekten caydıracağını ve Avusturya ile Rusya’nın çatışmasını önleyeceğini umuyordu. Tüm çabalarına karşın, büyük güçler arasında tartışmalar ve sorunlar sürdü; yeni bir savaş çıkmadıysa da, Rusya ve Avrupa’nın öbür ülkeleri gittikçe Almanya’ya güvensizlik duymaya başladılar. 1882’de Bismarck Prusya’yı, Avusturya ve İtalya ile Üçlü İttifak’ta birleştirdi.
Ülke içinde, Bismarck siyasi partileri birbirlerine düşürerek, güçlerini kralın egemenliğine karşı birleştirmelerine engel oldu ve imparatorun egemenliğini sürdürmesini sağladı. Aynı zamanda, bazı yeni kazanımlar sağlayarak halkın hoşnutsuzluğunu gidermeye çalıştı. Örneğin, işçilere hastalanıp işe gidemediklerinde ödeme yapılmasını öngören bir sağlık sigortası sistemi başlattı, ama hükümette söz sahibi olmalarına asla izin vermedi. Almanya’yı güçlü bir devlet yapma amacında ise başarılı oldu. Almanya’nın ticareti ve sanayisi gelişti; güçlü bir ordu kuruldu.
1890’da yeni İmparator II. Wilhelm, gerek iç gerek dış siyasette Bismarck’ı çok tedbirli bulduğu için istifa etmeye zorladı ve Bismarck görevinden ayrıldı. Otto Von Bismarck, 30 Temmuz 1898 yılında öldü.
Otto von Bismarck Sözleri
– Ahmaklar, sarhoşlar ve amerika için özel bir ilahi adalet var.
– Sevdiklerimiz, bizi aldattıkları zaman onları bağışlarız. Aslında en az bağışlanması gereken kişiler onlardır.
– Dünyayı aldatmak istiyorsanız, doğruyu söyleyin.
– İnsanları kandırmak istiyorsan hakikati şöyle.
– Yarın ne olacağını bilsem, devlet adamı değil kahin olurdum.
– Sabrınızı hiçbir zaman kaybetmeyin, çünkü kapıyı açabilmek için son anahtardır.
– Okulları olan bir ulusun geleceği güvence altındadır.
– Ya muhammed! Sana muasır olamadığımdan, çok müteessirim. Beşeriyet, senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş badema göremeyecektir. Binaenalyh, senin huzurunda kemal-i hürmet ile eğilirim.
– Okulları olan milletlerin istikbali vardır.
– Politika tam olarak bir bilim olmasada.. Bir sanattır.
– Bir kimsenin beni yüzüme karşı medhetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkid etmeye de hakkı olması lazım.
– Kral hükmeder, yönetmez.
– Savaş bilimi pek az kişi tarafından bilinen gizemli bir sırdır.
– Gençliğe üç öğüdüm var: çalışın, çalışın, çalışın.
– En zayıf olduğunuz an bütün herkes tarafından desteklenir gibi göründüğünüz andır. aslında hiç kimse desteklememektedir sizi; size verilen evet sadece bir bekleyişi dile getirmektedir, ve o evetin ardında daima fırtınalı bir gün yatar.
– Siyasette resmilesene kadar hiç birşeye inanmayınız.
– Savaşta silah yerine öğretmen kullansaydık, zafer mutlaka bizim olurdu.
– Sizin afrika haritanız gerçekten çok güzel. Fakat benim afrika haritam biraz farklı. Burası rusya, ve burası.. Burası fransa, ve biz tam ortadayız – işte benim afrika haritam.
– Dünyanın aklının yüzde doksansekizi ıı. Abdülhamidde yüzde biri bende geri kalan yüzde biri ise diğer insanlardadır.