Eski; çok uzun bir zamandan beri var olan, üzerinden çok süre geçmiş bulunan, yeni olmayan, çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş; geçerli olmayan, önceki, sabık demektir. Diğer bir ifade ile eski; Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan ve herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir sözdür. İşte eski kelimesi ile ilgili örnek cümleler.
– Bu eski bir gelenektir.
– Bir arkadaşa rastladım, eski günlerimizi andık.
– Bu kıyafetler eski, artık giymiyecem.
– Cep telefonu kullanmadığım için çoğu kişi bana eski kafalı olduğumu söyler.
– Eski kapıları yenileyip ihraç ediyor, paraya para demiyor.
– Bayan böyle eski moda bir gömlek giymekte ısrar etti.
– Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. (H. Z. Uşaklığil)
– Evde ne kadar eski şeyler varsa hepsini çöpe attı.
– Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? (Nurullah ataç)
– Eski halılar yeni halılardan daha değerlidir.
– O, eski defterleri çoktan kapatmış, Osmanlıya kucağını açmıştı. (Tarık Buğra)
– Almanya’nın eski devlet başkanı vefat etti.
– Bu hükümet gerçekten eskiye dönüş yapıyor.
– Bereket versin, işi kuru gürültüden ileri gitmediği, her şeyin eski hamam eski tas kaldığı çabuk anlaşıldı. (Kemal Tahir)
– Eski defterleri kapatmaya hazırım.
– Bu eski madeni paraları ondan aldım.
– Sınav öncesi eski soruları da çözün, yazılıda faydasını görürsünüz.
– Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor. (Necati Cumalı)
– Madem ki oda için yeni mobilya aldık,neden bu eski, yıpranmış mobilyayı atmıyoruz?
– İnsanlar günümüzde popüler kültüre eskisinden daha çok önem vermekte.
– Anlatışına bakılırsa eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş. (Haldun Taner)
– Bu, son üç yıldır yaşadığımız eski soruna benzerdir.
– Bu eski ayakkabılar uzun yıllar boyu kullanılmış.
– Anlaşılan o eski püskü daire boş.
– Ne yazık ki bilgisayarım eski olduğu için yavaş çalışıyor.
– Bugün mekteplerimiz artık o eski mektepler değildir. (Reşat Nuri Güntekin)
– Eski kıyafetlerini ihtiyacı olan kişilere vermelisin.
– Meryem Hanım’ın eski kocası yine olay çıkardı.
– Eski defterleri karıştırmak için biraz geç kalmadınız mı.
– Futbol eski bir oyundur.
– Evdeki eski eşyaları verip, yerine yeni eşyalar aldık.
– Çarşıda dolanırken eski öğretmenimle karşı karşıya geldik.
– Eski çiçek saksılarını yenileri ile değiştirdik.
– Bunlar çok eski kitaplar, okumanı tavsiye ederim.
– Eski kıyafetlerimi ihtiyaç sahipleri için ayırdım.
– Geçen gün o müdür eskisi ile karşılaştım.
– Eşiyle beraber cadde de yürürken eski sevgilisiyle karşılaştı ve oracıkta donakaldı.