Tebdil-i kıyafet gezmek deyiminin anlamı
* Gizlenmek amacıyla kıyafet değiştirerek gezmek.
* Değişik bir görüntüye bürünmek.
* Kıyafet değiştirme, eskiden devlet adamlarının tanınmamak için kıyafet değiştirerek halkın İçine girmeleri.
* Belli ve herkesçe bilinen kıyafeti değiştirerek dolaşmak yerinde kullanılan bir tâbirdir. Eskiden beri hükümdarlardan başlamak üzere pek çok devlet adamı, halkın arasına karışarak bu yolla kontrollarda bulunurdu. Çarşı ve pazar esnafının denetlenmesi de keza bazen bu yolla yapılırdı.
Ye kürküm ye deyiminin anlamı
* Gösterilen saygının kişiliğe değil, giyim kuşam düzgünlüğüne olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz.
* Saygının kişiliğe karşı değil, zenginliğe, varlığa, giyim ve kuşama karşı gösterildiğini anlatmak için kullanılır.
Hırkayı başına çekmek deyiminin anlamı
Bir köşeye çekilip çevresiyle ilgisini kesmek.
Örnek: Köşede hırkayı başına çekmiş neler düşünüyorsun?
Örnek 2: Hırkayı başına çekmene izin vermem, sende bizimle oynayacaksın.
Giyinip kuşanmak deyiminin anlamı
Çok güzel bir biçimde, özenle giyinmek.
Örnek: Giyinmiş kuşanmış, benim de giyinip kuşanıp hazır olmamı bekliyor. (A. Ağaoğlu)
Örnek 2: Herkes giyinip kuşanmak ister.
Örnek 3: Düğüne gideceğiz diye giyinip kuşandık, seni bekliyoruz.
Örnek 4: Giyinip kuşanmış, sahnede şarkı söylüyordu.
Kalıbı kıyafeti yerinde deyiminin anlamı
Görünüşü gösterişli olan kimse.
Örnek: Kalıbı kıyafeti yerinde bir adamla gidiyorlardı.
Örnek 2: Benim gibi kalıbı kıyafeti yerinde adamı zor bulursun.
Çorap kaçmak deyiminin anlamı
* Çorabın bir teli kopup örgüsü uzunlamasına açılmak.
* İnce örgülü çorabın bir ya da birkaç teli koparak örgüsü uzunlamasına açılmak.
Ayağını vurmak deyiminin anlamı
(ayakkabı) dar ya da sert gelerek ayağını yara etmek.
Örnek: Yeni pabuç ayağımı vuruyor.
Örnek 2: Yeni ayakkabı ayağımı vurdu, değiştirmem gerekiyor.
Etek takmak (giymek) deyiminin anlamı
Erkek ar, namus, erdem vb. özellikleri bulunmayan duruma düşmek.
Örnek: Sana bu meydanda etek takmazsam namerdim.
Örnek 2: Çok övdüğün arkadaşın Şenol sonunda etek takmış.
Hırtlamba gibi giyinmek deyiminin anlamı
Gereksiz yere üst üste ve gelişigüzel giyinmek.
Örnek: ızım düğüne gidiyoruz, hırtlamba gibi giyinmek de ne böyle?
Bir lokma bir hırka deyiminin anlamı
* Hayatta azla yetinmeyi, dervişçe geçinmeyi anlatan bir söz.
* Dervişçe yetinmeyi, az şeyle geçinmeyi, çok malda gözü olmamayı anlatır.
Örnek: Toplumumuzda sanatçı-edebiyatçının bir lokma bir hırka felsefesi uyarınca yaşaması beklenir. (T. Uyar)
Örnek 2: Şu dünyada bir lokma bir hırka, daha ne istenir
Ceketini alıp çıkmak deyiminin anlamı
* İlişkisini tamamen koparmak.
* Hiçbir şey almadan birlikteliği bitirmek, ortaklıktan ayrılmak.
Örnek: Ne haliniz varsa görün, ben ceketimi alıp çıkıyorum.
Örnek 2: Ne haliniz varsa görün, ben ceketimi alıp çıkıyorum.
Taç giymek deyiminin anlamı
* Tahta çıkmak, hükümdar olmak.
* Kral veya kraliçe seçilmek.
Örnek: eni kraliçe için gösterişli bir taç giyme töreni yapıldı.
Örnek 2: Türkiye güzellik yarışmasında taç giymesinden sonra şansı değişti.
Aba gibi deyiminin anlamı
Kaba ve kalın (kumaş).
Örnek: Bana aba gibi bir kaban almış.
Örnek 2: Bu sıcakta, aba gibi şeyler giymene gerek yoktu.
Giydiği yakışırken eller bakışırken deyiminin anlamı
Gençken, güzelken anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: İnsan, giydiği yakışırken, eller bakışırken ne oldum der de ne olacağım demez.
Örnek 2: Giydiği yakışırken eller bakışırken, tüm taliplerini geri çevirmiş.
Kılık kıyafeti düzmek deyiminin anlamı
Giysilerini yenilemek.
Örnek: Parayı aldığımıza ilk işimiz, kılık kıyafetimizi düzmek.
Örnek 2: Yarın ikimiz de kılık kıyafeti düzmeyi düşünüyoruz.
Şapka çıkarmak deyiminin anlamı
Bir söz veya durum karşısında söyleyecek sözü kalmamak ve takdir etmek.
Örnek: Çevreye duyarlı bir birey olarak, söylediklerine şapka çıkarıyorum.
Şapkasını giymek (taşımak) deyiminin anlamı
Kendi kimliğinin veya düşüncelerinin dışında başka birinin kimliğini geçici olarak taşımak veya onun düşünceleriyle ortaya çıkmak.
Başına çorap örmek deyiminin anlamı
Bir kimseye, haberi olmadan, kötü duruma sokucu davranışta bulunmak, alt etmek için gizlice plân kurmak.
Örnek: Ya başına bir çorap ördürürse? (O. Kemal)
Örnek 2: Onun başına bir çorap örecekler diye korkuyorum.
Örnek 3: Benim de başıma çorap öreceğini biliyordum.
Al giymedim ki alınayım deyiminin anlamı
Bu işle hiçbir ilgim olmadığı için söylenen sözleri kendi üzerime almadım anlamında kullanılan bir söz.
Çorap söküğü gibi gitmek deyiminin anlamı
* Başlayan bir iş veya birbirine bağlı birçok iş arka arkaya ve kolayca sürüp gitmek.
* Başlayan bir işin birbirine bağlı diğer bölümlerinin kolaylıkla halledilmesi.
Örnek 2: Hele bir başla sen, bak nasıl çorap söküğü gibi gidecek iş.
Örnek 3: Çorap söküğü gibi gidiyor, sonuca ulaşmaya az kaldı.
Ayakkabılarını çevirmek deyiminin anlamı
* Konuk ayakkabılarını gidiş yönüne doğru düzgün bir biçimde sıralamak.
* Bazı davranışlarla konuğu gitmeye zorlamak.
Ayağının pabucunu başına giymek deyiminin anlamı
* Dengi olmayan bir kimseyle evlenmek.
* Değersiz bir kimseyi üstün bir yere geçirmek.
* Ters iş yapmak.
Sağlam pabuç değil deyiminin anlamı
* Bir kimsenin güvenilmez olduğunu belirten bir söz.
* Doğruluğuna, namusluluğuna güvenilmez; kişiliği kuşku veren.
Örnek: Nasıl aldattı beni meğer sağlam ayakkabı değilmiş. (P. Safa)
Örnek 2: O mu? Hiç de sağlam pabuç değil.
Örnek 3: O sağlam pabuç değil, çıkarıp da o kadar parayı ona veremem.