Ölümüne susamak deyiminin anlamı
* Hayatını riske atacak şekilde bir şeyler yapmak.
* Yapmakta olduğu tehlikeli işte ölümü kendi üzerine çekecek davranışta bulunmak.
Örnek : Ölümüne mi susadın, çekil şu arabanın önünden!
Örnek 2: Kardeşim Ölümüne mi susadın, makina böyle çalıştırılmaz.
Ölü mevsim deyiminin anlamı
* İşlerin en düşük seviyede olduğu dönem.
* İşin veya alışverişin az olduğu, durgun geçtiği zaman dilimi.
Örnek: Bizim iş en ölü mevsimini yaşıyor.
Ölü fiyatına deyiminin anlamı
* Çok düşük bir fiyata, alınabilecek en düşük fiyata, yok pahasına.
* Değerinden pek çok ucuza.
Örnek: Adam malını ölü fiyatına satıp gitti.
Örnek 2: Arsaları ölü fiyatına satmak zorunda kaldık.
Ölür müsün öldürür müsün deyiminin anlamı
* Çok kızılacak bir durum karşısında söylenen bir söz.
* Öyle ters bir iş yaptı ki ona mı ceza vermeliyim kendime mi anlamında kullanılır.
Ölüp ölüp dirilmek deyiminin anlamı
* Heyecan ya da kaygı ile yerinde duramamak.
* Acı çekmek veya çok ağır hastalık geçirmek, (birkaç kez umutsuz bir evreye girmiş olan ağır bir hastalıktan kurtulmak).
* Sonunda geçmiş olan, pek sıkıntılı ve acı verici durumlara üst üste düşmek.
* Çok üzücü ve sıkıntılı durumlara düşmek. Defalarca ölümle burun buruna gelmek.
Örnek : Öyle çok korktuk ki, ölüp ölüp dirildik.
Eceliyle ölmek deyiminin anlamı
* Olağan sayılan herhangi bir biçimde ölmek.
* Yaşamı doğal bir ölümle sona ermek.
Örnek: Kaza sonucu değil, eceliyle öldü.
Meraktan ölmek deyiminin anlamı
Çok kaygılanmak.
Örnek: Bir saattir kapıyı çalıyorum, açmayınca meraktan öldüm oğlum.
Örnek 2: Çok şükür gelebildin, bir saattir meraktan öldüm burada.
Acından ölmek deyiminin anlamı
* Çok acıkmak.
* Açlıktan ölmek.
* Aşırı derecede yoksul, fakir halde olmak.
Örnek: Acından ölmesine karşın, bir iş bulup çalışmıyorsun.
Örnek 2: Acından ölse de bu çocuk bu yemeği yemez.
Ölümün soluğunu ensesinde duymak deyiminin anlamı
Her an öleceğini beklemek, ölüm korkusu ile dolu olmak.
Örnek: Yüz yaşından daha çok insan ne kadar yaşar ki ölümün soluğunu ensemde duyuyorum. (Y. Kemal)
Örnek 2: O karlı dağlarda mahsur kaldık, bir ara ölümün soluğunu ensemizde duyduk.
Örnek 3: Hastalık ilerlemeye başlayınca, ölümün soluğunu ensesinde duymaya başladı.
Zaman öldürmek deyiminin anlamı
* Zamanını boşa harcamak, boş şeylerle zaman geçirmek.
* Kimi şeylerle uğraşarak belli bir zamanın geçmesini sağlamak, boş şeylerle vakit geçirmek.
Örnek: Burda beklemekle zaman öldürüyoruz beyler.
Ölüsü ortada kalmak deyiminin anlamı
Cenazesini kaldıracak kimse bulunmamak.
Örnek: Cenazesini kimse gelip almayınca, ölüsü ortada kaldı.
Ölü gözü gibi deyiminin anlamı
Sönük, güçsüz, zayıf, fersiz (ışık).
Örnek: Ölü gözü gibi, bu ne biçim ampul böyle.
Ölüm gibi deyiminin anlamı
Çok büyük sıkıntı, üzüntü.
Örnek: Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Senden ayrı yaşamak, ölüm gibi geliyor bana.
Örnek 3: Şirketin iflası, ölüm gibi çöktü üstümüze.
Ölümü gör deyiminin anlamı
Bir konuda karşısındakini ikna etmek için kullanılan yemin sözü.
Örnek: Sevim, Beyhan’ın ölümü öp diye ısrarla getirdiği pastasından bir dilim yedi. (H. Taner)
Örnek 2: Akşama davete gelmezsen ölümü gör tamam mı?
Örnek 3: Bu sırrımızı birine anlatırsan ölümü gör.
Açlığını öldürmek deyiminin anlamı
* Açlık duygusunu yatıştırmak.
* Az miktarda yiyecek veya içecek tüketerek açlığını gidermek.
* Gıda dışı bir şeye olan açlık duygusunu yatıştırmak.
Örnek: Kaldırılmış harman yerlerinden buğday toplayıp açlığımızı öldürdük. (O. Kemal)
Örnek 2: Açlığını öldürmek için iki kurabiye atıştırdı.
Örnek 3: Sen bu kafayla asla para açlığını öldüremezsin.
Üzerine ölü toprağı serpilmek deyiminin anlamı
Hiçbir davranışı, tepkisi görülmemek.
Örnek: Toplumun üzerine ölü toprağı serpilmişti sanki, kimsede bir tepki yoktu.
Örnek 2: Aldım eve getirdim kuşu. Başka zaman olsa üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi uyurdum. Gece uyku girmedi gözüme. Arada bir uyanıp kuşa baktım. (T. Dursun K.)
Vakit öldürmek deyiminin anlamı
Zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek.
Örnek: Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı. (S. F. Abasıyanık)
Örnek 2: Kahvehanede vakit öldüreceğine işin ucundan tutsan daha iyi olmaz mı?
Örnek 3: Bilgisayar başında vakit öldüreceğine git biraz ders çalış.
Ölüm sessizliği çökmek deyiminin anlamı
Yoğun ve derin bir sessizlik kaplamak.
Örnek: Masanın başına oturduğum zaman ortalığa gerçekten ölüm sessizliği çöktü. (R. N. Güntekin)
İt ölüsü gibi deyiminin anlamı
Çok ağır.
Örnek: İt ölüsü gibi, bu çuvalı ben taşıyamam.
Ölüme koşmak deyiminin anlamı
Kendisini bile bile tehlikeye atmak.
Örnek: Kahramanlar, ölüme koşmak da tereddüt etmediler.
Gün öldürmek deyiminin anlamı
Boş şeylerle vakit geçirmek.
Örnek: Üniversite sınavların var, böyle gün öldürmen doğru mu?
Örnek 2: Bu şekilde gün öldürmekle bir şey kazanamazsın.
Üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi deyiminin anlamı
* Tmbel, uyuşuk, cansız, miskin.
* Çok derin bir biçimde.
Örnek: Üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi, burada saatlerdir yatıyorsun.
Örnek 2: Üstüne ölü toprağı serpilmiş gibisin, nedir problem?
Açlıktan ölmeyecek kadar deyiminin anlamı
(yemek, içmek için) pek az bir şey (yemek), gereğinden az (yemek).
Örnek: Açlıktan ölmeyecek kadar yiyor ama sağlığı iyi.
Örnek 2: Açlıktan ölmeyecek kadar yiyeceğimiz var çok şükür.
Kör itin öldüğü yer deyiminin anlamı
Çok uzakta olan yer.
Örnek: Sabah sabah kör itin öldüğü yerlerde işim yok. (O. Kemal)
Örnek 2: Kör itin öldüğü yer orası, yürüyerek gidemem.
Örnek 3: Sen de gidip, kör itin öldüğü yerden ev almışsın.
Ört ki ölem deyiminin anlamı
Çok önemli şeyleri elde edemeyen kişilerce “Nasıl yaşarım?” anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Bu yaşa geldim, hala şu barakadan kurtulamadık. Ört ki ölem dayı.
Hazır mezarın ölüsü deyiminin anlamı
* Şaka her hizmeti başkalarından bekleyen tembeller için söylenen bir söz.
* Her işi başkalarından bekleyen tembeller için şaka yollu söylenir.
* Hep hazıra konmak isteyen tembel kimseler için kullanılır.
Açlıktan ölmek deyiminin anlamı
Dayanılmaz derecede acıkmak, çok acıkmak.
Örnek: Bu saate değin bir lokma yemedim, açlıktan ölüyorum.
Gâvur ölüsü gibi deyiminin anlamı
Çok ağır ve hantal.
Örnek: Gâvur ölüsü gibi yemek masası, ona benzer büfe, kasvetli. (E. Işınsu)
Örnek 2: Bu valizde ne var? Gâvur ölüsü gibi mübarek.
Örnek 3: Bu dolap gâvur ölüsü gibi, yalnız başıma çekemem.
Vur dediyse öldür demedi deyiminin anlamı
Bir dileği yerine getirirken aşırılığa düşen için söylenen bir söz.
Örnek: Bu saçların hali ne abi, vur dediyse öldür demedi ya!
Kahrından ölmek deyiminin anlamı
* Çok üzülmek.
* Aşırı üzüntü, ölümüne neden olmak.
Örnek: Uzatma dakikalarında penaltıyı kaçırınca kahrından öldü.
Örnek 2: Eşinin ölümünden sonra, yaşlı kadın da kahrından öldü.
Ölüm kalım meselesi deyiminin anlamı
Yok olmamak amacıyla mücadeleye girişmek.
Örnek: Kurtuluş Savaşı’nda bir ölüm kalım savaşı içinde idik. (H. Taner)
Ölüyü güldürmek deyiminin anlamı
Çok güldürmek.
Örnek: Nadide Hanım, ilahi kadın nereden de bulur? Vallahi ölüyü güldürür, derdi. (R. N. Güntekin)
Ölü gözünden yaş ummak deyiminin anlamı
Hiç olmayacak yerden, mümkün olmayan durumda yardım veya destek beklemek.
Örnek: Beni sevmeni beklemek, ölü gözünden yaş ummaya benziyor.
Örnek 2: Senden sınav kazanmanı beklemek, ölü gözünden yaş ummaya benziyor.
Ölümle burun buruna gelmek deyiminin anlamı
Ölümle sonuçlanabilecek çok büyük bir tehlike ile karşılaşmak.
Ölüsü bile yetmek deyiminin anlamı
En zayıf olduğu durumda bile başarılı olmak.
Örnek: Bu maçı kazanmaya onun ölüsü bile yeter.
Öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak deyiminin anlamı
Onun sözünden çıkmamak.
Örnek: Abisinin öl dediği yerde ölür, kal dediği yerde kalır.
Ölü gözü kadar deyiminin anlamı
Çok az.
Örnek: Üç yıldır bizim oralarda kuraklık var. Hele bu yıl ölü gözü kadar rahmet görmedik. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Ölü gözü kadar yardımı olsa sevineceğim.
Ölümle pençeleşmek deyiminin anlamı
Can çekişmek.
Örnek: Adam ölümle pençeleşiyor, polis ise bilgi almaya çalışıyordu.
Kürünü öldürmek deyiminin anlamı
Gururunu kırmak, güçsüzlüğünü kabul etmek.
Örnek: Kürünü öldürüp, bizden özür dilemeni bekliyoruz.
Ölüm Allah’ın emri deyiminin anlamı
* Herkes ölecek, ölmek kaçınılmazdır” anlamında kullanılan bir söz.
* Tehlikeli bir karar verme durumunda “ölümden korkmuyorum, ölümü bile göze alıyorum” anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Ölüm Allah’ın emri, bu işi yapacağım.
Ölümü göze almak deyiminin anlamı
Elde etmek istediği sonuç uğruna ölüm de dâhil her türlü tehlikeye açık olmak.
Örnek: Daha İstanbul’da iken buna ahdetmiş, bu yolda ölümü göze alarak Anadolu’ya çıkmıştı. (E. C. Güney)
Ölüevi gibi deyiminin anlamı
Üzüntülü, sessiz.
Örnek: Çocuklar gidince ölüevi gibi oldu burası.
Ölüm döşeğinde olmak deyiminin anlamı
Son anlarını yaşamak.
Örnek: Avrupa medeniyeti de ölüm döşeğindedir ama bu ölüme bir türlü katlanamaz yazarın gönlü. (C. Meriç)
Örnek 2: Almanya’dan, ölüm döşeğinde olan babasını görmek için geliyor.
Ölü gibi deyiminin anlamı
* Hiç kımıldamadan, hareketsiz.
Örnek: Arkadaşlarım ölü gibi uyuklarken, ben sabahlara kadar dans ediyordum. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Dün gece sabaha kadar işteydi, şimdi ölü gibi yatıyor.
Örnek 3: Ön bahçede biri var, ölü gibi yerde yatıyor.