Vakıflar, akd-i lazım mıdır, vakıftan dönmek mümkün müdür konusunda, müctehidler arasında ihtilaf vardır. Ancak Hanefî imamlar şu dört yoldan biriyle yapılan vakfın lazım olduğu konusunda ittifak etmişlerdir:
1. Bir mal, usulüne uygun olarak bir tarafa vakfedildikten sonra, yetkili bir hâkim bunun lazım olduğuna hüküm verirse, bu lazım bir vakıf olur.
2. Bir mal, vasiyet yoluyla bir tarafa vakfedilip de miras bırakanın terekesinin üçte biri buna müsaitse bu da lazım bir vakıf olur.
3. Bir kimse, “Şu malımı hayatımda ve vefatımdan sonra falan tarafa ebediyen vakfettim” deyip de bundan dönmeden vefat etse terekesinin üçte birinden muteber olmak üzere bir lazım vakıf olur.
4. Bir kimse, bir yeri mesrid olmak üzere vakfetse ve yolunu da ayırıp içinde namaz kılınması için insanlara izin verse, insanlar da burada ezan okuyup, kamet getirip cemaatle bir kere bile olsa namaz kılsa burası da bir lazım vakıf olur, artık bundan dönülemez.