Yumurta kapıya dayanmak deyiminin anlamı
* Bir şeyin yapılabileceği son zamana gelmek ya da bu zamana çok az kalmak.
* Yapılması gereken bir iş için zaman daralmış olmak, iş çok sıkışık zamana rastlamak.
* Çok sıkışık zor bir duruma gelmek.
* Aklı başına sonradan gelmek.
Örnek: Sen hep işleri yumurta kapıya gelence mi yaparsın?
Yanlış kapı çalmak deyiminin anlamı
* Yardım istemek için yanlış şeyi ya da kimseyi seçmek.
* İsteğininin yerine gelmesi için, tersini düşünen, yapmayacak olan bir yere başvurmak yani isteğinin yapılamayacağı bir yere başvurmak.
Örnek: Oğlum derdimize derman ararken yanlış kapı çalmışız demek.
Örnek: Meğer biz yanlış kapı çalmışız.
Yağlı kapıya konmak deyiminin anlamı
* Geçimini başkasının üzerine yığmak.
* Rahat, sıkıntısız bir yere girmek.
Örnek: Kondu, namussuz, yağlı kapıya, diye, hasedini belli ediyordu. (H. Taner)
Örnek 2: Herkese nasip olmaz öyle yağlı kapıya konmak.
Kapı açmak deyiminin anlamı
* İmkân sağlamak, yardım etmek, başlamak.
* Bir işte birilerine örnek olmak.
Örnek: Dilin anlatım olanaklarının sınırlarını genişleterek okurlarına yeni dünyaların kapılarını açar.
Örnek 2: Açık artırmada kapı bir milyon liradan açıldı.
Kapı kapı dolaşmak deyiminin anlamı
* Yardım istemek amacıyla birçok yere gitmek.
* İş aramak için her yere başvurmak.
* Ev ev gezmek, her eve uğramak.
Örnek: Kapı kapı dolaştı, ne var ki bir iş bulamadı.
Örnek 2: Yardım kuruluşlarına kurban eti toplamak için kapı kapı gezdim ve hayır işledim.
Kapı komşu deyiminin anlamı
* Bir evin kapısından bakıldığında görülebilen komşular.
* Bitişikte oturan komşu, evleri yan yana olan ailelerden her biri.
Örnek: Kapı komşum öyle iyi bir insan ki.
Kapısında büyümek deyiminin anlamı
* Yanında büyüyüp yetişmek.
* Birinin evinde eğitim görüp yetişmek.
Örnek: Onun kapısında büyümüştü, ona bu kötülüğü nasıl yapmıştı aklı almıyordu.
Kapısını aşındırmak deyiminin anlamı
* Bir kimseye sürekli gitmek.
* İstediğini elde edinceye kadar birinin yanına çok sık gidip gelmek.
Örnek: Sabahtan akşama kadar belki kapısını aşındıranlar elli altmışı bulur.
Ekmek kapısı deyiminin anlamı
* Çalışıp para kazanılan, geçim sağlayan iş yeri.
* Kazanç, geçinmek için kazanılan para.
Örnek: Ekmek parası kolay kolay kazanılmıyor.
Örnek 2: O dükkân benim ekmek kapım, asla satmam, satamam onu!
Örnek 3: Banka tıkır tıkır işlemekte, üstelik kasabanın yeni yetmelerine ekmek kapısı olmaktadır. (T. Buğra)
Dış kapının mandalı deyiminin anlamı
* Çok uzak akraba.
* Önemsiz, değersiz.
* Genelde bu deyim değersiz görülen, pek önem verilmeyen bir kimse için kullanılır. Bir başka anlamı ise uzak olan akrabaları belirtmek için de kullanılan bir deyimdir.
Örnek: Bırak o dış kapının mandalını.
Örnek 2: Kim takar senin gibi dış kapının mandalını.
Hükümet kapısı deyiminin anlamı
* Devlete bağlı kurum.
* Devlet dairesi, resmi iş yeri.
Örnek: Hükümet kapıları halka açık kılınmalıdır.
Açık kapı bırakmak deyiminin anlamı
* Kesin söz vermemek, zaman içinde değişikliklere uğra vabilecek şekilde bir karar vermek.
* Bir konuda kesin ve katı kararlar almamak. İstenenin tam tersinin gerçekleşmesini de mümkün kılmak.
* Gerektiğinde bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak, ileriyi düşünerek ılımlı davranmak.
* Sorunlar görüşülürken kestirip atmadan, ilerde anlaşma olabilecek sözler söylemek, son sözü söylememek.
* Tartışılan, görüşülen bir konuda son sözü seylememek.
* Bir konu hakkında kesin bir karar ve hükme varmamak ve her türlü görüş ve düşüncelerin yeniden değerlendirilebileceğini anlatan bir deyimdir.
Örnek: Bu kadar kesin konuşmayalım, açık kapı bırakalım da iyi düşünebilme fırsatları olsun.
Örnek 2: Onunla asla barışmayacağını söylese de aslında açık kapı bıraktı.
Arka kapıdan çıkmak deyiminin anlamı
* Bir kurumdan hiçbir başarı gösteremeden ayrılmak.
* Özellikle bir eğitim kurumundan, bir iş yerinden hiçbir varlık gösteremeden, bir şey öğrenemeden ayrılmak.
Örnek: Övünüp durma, bilgine bakılırsa sen o okulun arka kapısından çıkmışsın.
At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak deyiminin anlamı
* Zarar gördükten sonra tedbir almak.
* İş işten geçtikten sonra önlem almaya kalkışmak.
* Zarara uğradıktan, iş işten geçtikten sonra tedbir almak.
* Olan olduktan sonra tedbir almak.
* Bazı konularda iş işten geçtikten sonra önlem almanın faydasız olduğu anlamına gelmektedir.
Örnek: Çocuk düştükten sonra masayı ortadan kaldırıyorsun. At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapatsan ne fayda.
Bir kapıya çıkmak deyiminin anlamı
Aynı sonuca varmak.
Arka kapıdan çıkmak deyiminin anlamı
* Okuldan başarısızlık nedeniyle ayrılmak.
* Özellikle bir eğitim kurumundan, bir iş yerinden hiçbir varlık gösteremeden, bir şey öğrenemeden ayrılmak.
Örnek: Övünüp durma, bilgine bakılırsa sen o okulun arka kapısından çıkmışsın.
Kapı almak deyiminin anlamı
Tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul getirmek ve o hanenin karşı oyuncu tarafından kullanılmasını engellemek.
Örnek: Altı bir geldi mi köşeyi kapacaksın, kapıları almayı asla unutmayacaksın. (T. Uyar)
Örnek 2: Tüm kapıları aldıktan sonra oyunu kazanması zor olmadı.
Aynı kapıya çıkmak deyiminin anlamı
Sonuç bakımından fark etmemek, aynı sonuca varmak.
Örnek: Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından, sonuç aynı kapıya çıkardı. (E. Şafak)
Örnek 2: Böyle yapsak bile iş aynı kapıya çıkacaktır.
Örnek 3: Sağdan da gitseniz, soldan da gitseniz aynı kapıya çıkar.
Kapı aralamak deyiminin anlamı
* Bir konuya giriş yapmak, karşısındakini hazırlamak.
* Yapılabileceği, ele alınabileceği işaretini vermek.
Örnek: Böyle davranmak kötülüklere kapı aralamak olur
Örnek 2: İlk görüşmemizde bir kapı aralamaya çalıştık.
Örnek 3: Tarihin gerçeklerine uzanan bir kapı araladık.
Örnek 4: Bu gece çok hayırlı bir oluşuma kapı araladık.
Kapısını çalmak deyiminin anlamı
Birine başvurmak.
Örnek: İskele memurluğu isteyen işçiler hep benim kapımı çalıyorlar. (M. Ş. Esendal)
Örnek 2: İşin içinden çıkamayınca babasının kapısını çalmaya karar verdiler.
Örnek 3: Yanlış insanın kapısını çalmamaya dikkat edin.
Çat orada, çat burada, çat kapı arkasında deyiminin anlamı
* Çok çabuk yer değiştiren bir şeyin durumunu anlatan bir söz.
* Sürekli bir yerde zaman geçirmez, çok yer değiştirir; her yere yetişir, her yerde hazır bulunur.
örnek: Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır. (O. C. Kaygılı)
Doksan kapının ipini çekmek deyiminin anlamı
İçinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok yere uğramak.
Kapı aramak deyiminin anlamı
Ev ziyareti yapmak istemek.
Kapı kapı aramak deyiminin anlamı
Aramadık hiçbir yer, ev bırakmamak.
Örnek: Polisler kapı kapı aramış, onu bulamamıştı.
Örnek 2: Çocuğunu kapı kapı aramış, sonunda bir parkta oynarken bulmuştu.
Kapı baca açık deyiminin anlamı
Korunmaya alınmamış, hiçbir korunma önlemi yok, korunmasız.
Örnek: Kapı baca açık, evdekiler nereye gitmiş acaba.
Örnek 2: Bir yere giderken kapı baca açık mı diye bakmalısın.
Kapı dışarı etmek deyiminin anlamı
Kovmak, dışarı atmak.
Örnek: Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok. (M. İzgü)
Örnek 2: Ben de bu evin insanıyım, beni kapı dışarı edemezsiniz!
Kapı gibi deyiminin anlamı
* İri vücutlu (kimse).
* Dayanak noktası güçlü, sağlam olan.
Örnek: İçlerinden biri atından inerek celladın burnuna kapı gibi bir fermanı dayadı. (İ. O. Anar)
Kapı kadar deyiminin anlamı
Çok enli ve uzun olan.
Örnek: Yeni evinin pencereleri kapı kadar büyüktü.
Örnek 2: Karşımızda kapı kadar bir adam belirdi.
Kapı yapmak deyiminin anlamı
* Bir şey istemek veya söylemek için karşısındakini önceden başka sözlerle hazırlamak.
* Ev gezmesi yapmak.
* Kapı almak.
Örnek: Rumeli’de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü. İşlere geçti. (Ö. Seyfettin)
Kapıyı büyük açmak deyiminin anlamı
Çok masraflı bir işe girişmek veya hesapsız harcamak.
Kapıda kalmak deyiminin anlamı
İçeri girememek.
Örnek: Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar. (M. Ş. Esendal)
Kapıdan çevirmek deyiminin anlamı
Geri döndürmek, kabul etmemek.
Örnek: Fakat görücüleri de kapıdan çevirmeyi doğru bulmuyordu. (H. E. Adıvar)
Kapıdan kovsan bacadan düşer deyiminin anlamı
Yüzsüz, arsız kimseler için söylenen bir söz.
Kapılar yüzüne (üstüne) kapanmak deyiminin anlamı
İstenilen şeye ulaşma imkânı verilmemek.
Kapıyı açmak deyiminin anlamı
* Bir işe veya bir konuya öncelikli olarak başlamak.
* Bir işte başkalarına örnek olmak.
Kapıyı göstermek deyiminin anlamı
Kovmak, uzaklaştırmak.
Seksen kapının ipini çekmek deyiminin anlamı
İçinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok yere uğramak.
Örnek: Ama şimdi, bir çift lastik için seksen kapının ipini çekiyoruz. (R. Enis)
Şöhret kapısı açılmak deyiminin anlamı
Meşhur olmaya başlamak.
O kapı senin bu kapı benim deyiminin anlamı
Sürekli gezip dolaşmayı anlatan bir söz.
Örnek: O kapı senin bu kapı benim, akşamı eder.
Örnek 2: O kapı senin bu kapı benim bir şeyler satmaya çalışıyoruz.
Masraf kapısı açmak deyiminin anlamı
Para harcamayı gerektiren bir işe girişmek.
Örnek: Durup dururken kendimize masraf kapısı açtık.
Kendini kapının dışında bulmak deyiminin anlamı
Kovulmak, işten atılmak, bir yerden istenmeden uzaklaştırılmak.
Örnek: Bir gazeteci gelsin de bizden bir haber alsın. Haberi veren ertesi günü kendini kapının dışında bulurdu. (M. Ş. Esendal)
Örnek: Muhalif yazılar yazınca, kendini kapının dışında buldu.
Örnek 2: Böyle davranmaya devam ederse, kendini yakında kapının dışında bulur.
Örnek 3: Kendini kapının dışında bulmamak için aldığı paranın hakkını vermeli.