Ver elindeki sapı, git dolan kapı kapı
Elinde, avucunda ne varsa şuna buna dağıtan kişiler, bir süre sonra bunları başkalarından istemek zorunda kalır. Bilinçsizce hareketlerinden dolayı pişman olurlar.
Rüşvet kapıdan girince iman bacadan çıkar
* Rüşvet, yaptırılmak istenilen bir işte kolaylık sağlanması için bir kimseye mal ve para olarak sağlanan çıkardır. Dinimiz olan İslâm rüşvet alıp vermeyi haram kılmış, haksız bir kazanç olarak görmüştür. Eğer inananlardan biri, Yüce Allah`ın buyruğuna uymayıp bu yasağı çiğnerse, büyük haksızlık etmiş olur; dolayısıyla imanını da kaybeder.
* Doğru yoldan ayrılan ve şerefini rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek gerekmektedir.
* Rüşver, toplumları çürüten, devletleri çökerten bir sosyal hastalıktır. Peygamberimiz, “rüşveti alanda verende melundur” buyurmuştur. Rüşvet alan kamu görevlisi; hak, adalet, insaf duygularından sıyrılır. Yetkisini rüşvet verenden yana, kötüye kullanır.
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
* Mart ayı şiddetli soğukların olduğu bir aydır. Zaman zaman güneş görünse ve havalar ısınıyor gibi olsa da soğuklar şiddetini azaltmaz. Çoklukla bugünlerde yakacak tükenir, insanlar zor durumda kalırlar, evde bulunan kazma-kürek saplarını bile yakmak zorunda kalırlar.
* Mart ayında sıcaklara aldanılmaması gerektiğini, bu ayın ilkbahardan çok kışa yakın olduğunu” belirtir.
* Kış, giderayak şiddetli geçer. Bundan dolayı mart ayında şiddetli soğuklar olur. İnsanlar dışarı çıkamaz. Kışın sonuna gelindiğinden odun, kömürde azaldığı için kazma, kürek saplarını yakacak duruma düşülür.
* Zor durumlar için alınacak önlemleri iyi hesaplamalı. Kış ayının soğuklarından korunmak için herkes zamanında gerekli önlemleri alır. Giyecek, yakacak ve barınma ihtiyaçlarını giderir. Bu ihtiyaçlar karşılanırken, her ihtimale karşı fazlasını düşünmek gerekir. Kılı kılma hesaplanan ihtiyaçlar, beklenmeyen durumlar karşısında bizi zor durumlarda bırakabilir. Mart ayının kararsızlığı, yakacağını tüketeni kazma – küreğin sapını yakmak zorunda bırakabilir. Yalnız kış ihtiyaçlarını karşılamada değil, kişi bütün ihtiyaçlarını karşılamada her zaman beklenmedik durumların payını da hesaba katmalıdır.
Köpek ekmek veren kapıyı tanır
* Şurası unutulmamalıdır ki, köpek bile kendisini besleyen yeri bilir; o yerin insanına karşı bunu iyi davranışlarıyla belli eder. O hâlde insan bunu görmeli ve bunun çok ötesinde olmalıdır. Kendisine iyilik eden, yardımcı olan kimselere karşı gerekli saygıyı göstermeli, nankörlük etmemeli ve kendisine uzanan şefkatli elleri unutmamalıdır.
* İyiliğe iyilikle karşılık vermek ve bize iyilik yapana hiç değilse güleryüz göstermek insan olmanın zorunlu bir sonucudur. Yapılan iyilikleri unutmak vefasızlık göstermek çirkin bir davranıştır. Köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygularını belli eder. İnsan bundan ders almalı, gördüğü iyiliği unutmamalıdır.
Kakma el kapısını el ucuyla, iterler kapını var (olanca) gücüyle
Başka kişilere rahatsızlık ve zarar verirsen, an gelir onlar da intikam için sana zarar ve sıkıntı verirler.
Gelin ata binmişde gör ki kimin kapıya inmiş
* Bir gelin damadın evine götürülmek üzere ata bindirilir. Ama bakalım oraya ulaşacak ve evlenme gerçekleşecek mi? Yoldayken ölüm gibi, gelini başkasının kaçırması gibi engeller çıkabilir. Oldu-bitti sandığımız her şey bu durumdadır. Kesin sonuca ulaşmadan hiçbir şeye gerçekleşti gözüyle bakılmamalıdır.
* İnsanlar bir sonuç için bir yola girdiklerinde sonlarının ne olacağı kestirseler bile tam olarak bilemezler. Bu gibi durumlarda işimizi şansa bırakmaktan öte hiçbir şey yapamayız.
* Herşeyi doğru yaptıktan sonra hayırlısı ne ise onu beklemekten başka yapacak pek birşey kalmaz.
Deveci ile konuşan (görüşen) kapısını büyük açar (açmalı)
* Büyük ve zengin kimselerle dostluk kuran, beraber olan kişi, kendi yaşayışını onlarınkine uydurmak ve onları ağırlayabilecek bir düzen kurmak zorundadır.
* Varlıklı kimselerle dost olan kendisini onların hayatına göre hazırlamalı. Ona göre bir düzen kurmalıdır.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını
* Kişi hayatında bilerek ve isteyerek kimseye kötülük yapmamalıdır. Böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde, günün birinde benzer olumsuzlukları yaşaması muhtemeldir.
* Kimseye kötülük yapma. Yoksa aynı kötülüğü onlar da sana yaparlar.
* İnsanlara kötülük yapmayı kararlaştırmadan önce iyi düşünmelidir. Kötülük, kötülüğü doğurur. Bundan dolayı kimseye kötülük yapılmamalıdır. Yoksa aynı kötülüğü onlarda sana yaparlar.
* Kötülük yapan karşılığında kötülük bulur.
* Başkalarıyla olan ilişkilerde kişinin davranışlarının önemi büyüktür. Davranışlar da düşünceleri yansıtır. Kişi başkası hakkında nasıl düşünürse, aynı düşünceden kaynaklanan davranışı beklemelidir. Çünkü kişinin bekleyişi yaptıklarıyla orantılıdır. Sürekli başkalarının kötülüğünü isteyen bir kişinin iyi davranışlar beklemesi düşünülemez. İyi davranış beklemek için mutlaka iyi davranmak gerekir. Kötülük görmek istemiyorsak, biz de hiç kimseye kötülük yapmamalı hatta hiç kimse hakkında kötü düşünmemeliyiz.
Cennetin kapısını cömertler açar
* Cömert kimse, para ve malını esirgemeden veren, eli açık olan, yardım seven, muhtaç kimseleri gözeten kimsedir. İslâm dini böyle kimseleri över ve onları cömert olmaya davet eder. Eğer böyle davranırlarsa; yetime, kimsesize, yolda kalmışa, düşküne yardım ederlerse sevap işleyecekler ve öbür dünyada yaptıklarının karşılığını kat kat fazlasıyla göreceklerdir.
* Cimrilik insanlar için ne kadar sevimsiz birşey ise, cömertlikte o kadar sevimli birşeydir. İnsanların sevdiği bu güzel hasleti Allah’ta sever. Bundan dolayı cömert insanlar, iyiler için hazırlanan cennete girmeyi hakederler.
Borçtan korkan kapısını geniş (büyük) açmaz
* Alacaklının yanında yüzü yerde olmak istemeyen, borç etmekten korkan kimse tedbirli olur; masraflarını kısar, gelişi güzel harcamalar yapmaktan kaçınır, kendine uygun bir yol seçip ona buna ziyafet vermekten uzak durur.
* Borç etmek istemeyen fazla açılmaz; şuna buna ziyafet çekmez. Giderlerini kısar; kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.
* Borçtan korkan, borcunu ödeyememekten çekinen kişi harcamalarına dikkat eder. Mümkün olduğunca harcamalarını kısmaya çalışır. Fuzuli harcamalardan, keyfi harcamalardan kaçınır. İnsanlar normalde de keyfi harcamalardan kaçınmalıdırlar. Nasıl olsa öderim deyip harcama yaparsanız, borcunuzu ödeme zamanında sıkıntı çekebilirsiniz. Bugün için kredi kartı kullananların büyük bölümü borçlarını ödeyememektedirler. Nasıl olsa taksitli, nasıl olsa öderim dediğinizde ve bir sıkıntı ile karşılaştığınızda borcunuzu ödeyemez duruma düşebilir, daha da kötü günler geçirebilirsiniz. En iyisi harcamalarınıza dikkat etmeniz, bütçenizde dengeyi bozmamanızdır.
Avrat malı kapı mandalı
* Bir erkek, eşinin mal varlığına güvenerek iş yapmayı, geçimini sağlamayı düşünmemelidir.
* Bir erkek karısının malından yararlanmayı düşünmemelidir. Yoksa durum, eve-girerken, çıkarken, kapı mandalı gibi, başa kakılır.
Altın anahtar her kapıyı açar
* Para güçlü bir araçtır. Paranın halledemeyeceği, ortadan kaldıramayacağı engel ya da mesele yok gibidir. Çünkü insanlar çıkarlarına, nefislerine düşkündürler. Bu düşkünlük onları zayıf bırakır. Para da bu zayıf insanları kolayca elde eder. Dolayısıyla karşılığını para ile ödediğinizde, insanlar pek çok engeli önünüzden kaldırır; istediğiniz şeyi kolayca elde edersiniz.
* Para ile bütün engeller ortadan kaldırılır; bütün güçlükler yenilir; istenilen birçok şey elde edilebilir.
Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar
* İşleri kötü giden kişi Allah`tan umut kesmemelidir. Rahmeti bol olan Yüce Allah, kimseyi rızksız koymaz. Allah`ın bir sebeple bizi içine düştüğümüz kötü durumdan çıkarıp, daha iyi ve güzel bir duruma kavuşturacağına inancımız tam olmalıdır.
* İşi bozulan kişi umutsuzluğa düşmemelidir. Allah’ın onu eskisinden daha iyi bir işe kavuşturacağına inanmalıdır.
* Ele geçen önemli bir fırsatı kaçırmış olabilirsiniz. Fakat böyle bir durum karşısında ümitsizliğe kapılmamalı, üzerimize düşeni yapmaya devam etmeliyiz. Bu kararlılık ve ümitle, kaçırdığımız fırsattan daha önemlisini karşımızda buluruz.
Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar
* Zorbalığın hüküm sürdüğü yerde din, yasa buyrukları yürümez.
* Bir konuda zor kullanılırsa, orada kuraldan, yasadan söz edilemez. Zorbalığın egemen olduğu bir yerde, hak ve hukuk bulunmaz. Her şey kaba kuvvetle halledilir. Haydutluğun ve zorbalığın hüküm sürdüğü yerlerde kanunlar olsun, şeriat hükümleri olsun pek dinlenmez.
* Zorbalığın, kanunsuzluğun hüküm sürdüğü yerde ne din, nede yasa emirleri yürür. Bir ülkede zorba bir yönetim iş başına gelirse, o ülkede daha önce yürürlükte olan yasalar ortadan kalkar; zorbalığın hükümleri yürürlüğe girer.
Allah bir kapıyı kapatırsa ötekini açar
* İşi büsbütün bozulan, bir çıkmaza düşen insan karamsarlığa kapılıp Yüce Allah`tan umut kesmemelidir. Çünkü Allah rahmetini esirgemez, O`nun rahmeti boldur. Allah hiç umulmadık bir anda bir sebep yaratır ve çare gösterir, bize iyi imkânlar sunar. Yeter ki O`na inanıp güvenelim, O`ndan umut kesmeyelim.
* Dünya hayatında insan imtihan edilmektedir ve kulunu imtihan eden Allah’tır. Bir işte yada girişimde başarısız olunca hemen ümitsizliğe kapılmamalı, bir başka işe koyulmalıdır. Rızık kapısı çoktur, biri açılmaz ise diğeri açılır. İnsan rızkını aramalıdır.
Acemi katır kapı önünde yük indirir
* Elinden yeterince iş gelmeyen kimseler, kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde yapamazlar veya yarım bırakıp kaçarlar.
* Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi, kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; daha başlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir.
* Beceriksiz, sabırsız, anlayışsız kimseler, kendilerine verilmiş olan işleri bitirmeden, yarıda, yüzüstü bırakıp giderler. Yani önemli işlerimizi acemi ve yeteneksiz kişilere yaptırmamalıyız.
Sitteisevir kapıyı çevirir
Kötü havalarda dışarı çıkmamayı öğütleyen bir söz.
Tembele dediler kapını ört, dedi yel eser örter
* Tembel, kapısının örtülmesini bile rüzgârdan bekler.
* Kapının örtülmesini bile rüzgardan bekleyen tembel kişi, her şeyi başkalarından bekler. Tembel olan kişiler iş yapmamak için olmadık şeyleri söylerler.
Yersen kap açık, yemezsen kapı açık
* Sabırlı ol, katlan ve kararını ona göre ver.
* Elimizdeki imkanlar bunlar, beğenirsen bizim imkanlarımızı kullanabilirsin. Beğenmezsen kapı ardına kadar açık, dilersen de gidebilirsin.
Deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız
Her nesnenin kendisine özgü nitelikleri, kendisinden ayrılmayan özellikleri vardır.
Kapı arkası bile gurbet
Bir insan evinden pek uzağa gitmese bile evden ayrıldıktan sonra kendini gurbete çıkmış gibi hisseder.
Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası
* Eve gelin geldikten sonra oğlanın anası kapı dışarı edilecek kadar fazla görülür ama kızın anası başköşeye oturtulur.
* Bir eve yeni gelin gelen kişi, kaynanasını her an evden gidecekmiş gibi görür, onu evde pek istemez, yüz vermez. Ancak kendi annesini koruyup kollar, baş köşeye oturtur.
Ölüm bir kara devedir ki herkesin kapısına çöker
* Her eve gelin girmeyebilir ama ölüm kesinlikle girer.
* Her canlı gibi insan da yaşar ve ölür. Her insanın da Yüce Allah tarafından takdir edilmiş bir ömrü vardır. İnsan bunu ne uzatabilir ne de kısaltabilir. Ecel saati gelen kimse bir nedenle ölür.