Fotoğraf makinesi göze benzer. Nasıl gözün görebilmesi için ışık gerekliyse, fotoğraf makinesinin çalışması için de gereklidir. Gözde gözbebeğinin gördüğü işi, fotoğraf makinesinde objektif yapar. Gözde cismin hayalinin ters olarak belirdiği ağ tabakanın yerini makinede hassas film alır. Objektiften geçen ışınlar ters olarak bu hassas filme düşer ve orada iz bırakır. Cismin hayalini görüntüsünü ortaya çıkarabilmek için bu hassas filmi, ışığın etkileyemeyeceği karanlık bir odada banyo (develope) etmek gerekir. Böylece resmin negatifi ortaya çıkar. Bu negatif film ışığa hassas fotoğraf kâğıdına geçirilince pozitif film, yani bildiğimiz fotoğraf resmi elde edilir. Kısaca anahatlarını anlattığımız fotoğrafçılık bugün ayrı bir teknik ve sanat kolu olmuştur. Yüzlerce çeşit fotoğraf makinesi yapılmış, fotoğraf filmlerini banyo etmek için kullanılan metodlar çok geliştirilmiştir.
Fotoğraf makinesinin ilk şekli Kamera Obskura denilen karanlık bir odadır. Bir tarafında bir delik olan ve dışardaki cismi ya da manzarayı bir ayna vasıtasıyla içeri düşüren kutu gibi olan karanlık odanın 1500 yıllarında Leonardo da Vinci tarafından icat edildiği sanılmaktadır. Cisimleri optik mercekler ve kimyasal maddelerle bir levha ya da kâğıt üzerine tespit edebilmek İçin bu odanın icadından sonra üç yüzyıldan fazla bir süre geçmesi gerekmiştir. Taş basmacılığından fotoğrafçılığa geçen Fransız Niepce, Kamera Obskurayı geliştirmeyi ve eşyadan yansıyan ışıkları madeni bir levha üzerine düşürmeyi başarmıştır. Bunun için yıllarca çalışmış, kalaydan bir levha yapmış ve bir cismin görüntüsünü bu levhaya düşürebilmek için saatlerce beklemiştir.. Niepce’nin buluşunu yine bir Fransız olan Daguerre geliştirmiştir. Daguerre iyotlu gümüş levhalar kullanmış ve cisimleri tespit etmiştir (1839). Fransız Akademisi Daguerre’İn buluşunu takdirle karşılamıştır. İki yıl sonra Fox Talbot adlı bir İngiliz, madenî levhalar yerine ilâçlı cam ve kâğıt kullanarak daha çabuk ve daha kolay fotoğraf çekmeyi başarmıştır. Bu yeni araca eski Yunancadaki Işık (Fotos) ve yazmak (Grafos) kelimelerini birleştirerek ışıkla yazan anlamında fotoğraf nilmiştir.