İstanbul, Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra siyasi varlığını sürdüren Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun başkenti idi. Ortodoks mezhebinin merkezi olan patrikhanenin bulunduğu şehir Hıristiyan dünyasının Osmanlılara bir başka ifade ile Türk- İslam dünyasına karşı son ve en güçlü kalesi durumundaydı.
İstanbul’da halkın çoğunluğunu Ortodoks Rumlar oluşturuyordu. Rumların yanı sıra Yahudiler, Araplar, Türkler, Venedik ve Cenevizlilerde yaşamaktaydı. Şehirde yaşayan insanların çeşitliliği şehrin her dönemde önemli ticaret ve kültür merkezi olmasından kaynaklanmaktadır.
İstanbul tarih boyunca Müslüman ve Türk devletlerinde içinde bulunduğu birçok devlet tarafından kuşatılmış fakat alınamamıştır. Osmanlı Devleti döneminde ise Yıldırım Bayezit ve II. Murat tarafından kuşatılmış ama fetih gerçekleşmemiştir. II. Mehmet’in tahta çıktığı yıllarda İstanbul, Osmanlı topraklarının ortasında kalmış küçük bir devlet konumundaydı. Fakat siyasi etkinliği çok fazlaydı.
İstanbul’un fethedilmek istenmesinin nedenleri;
1. Bizans’ın fırsat buldukça Osmanlı şehzadelerini kışkırtması ve Osmanlı’da taht kavgalarına neden olması.
2. Bizans’ın zor durumda kaldığı zamanlarda Avrupa’dan yardım istemesi, buna karşılık Osmanlı üzerine Haçlı ordularının gelmesini sağlaması.
3. Bizans’ın Anadolu ve Rumeli’de bulunan Osmanlı toprakları arasında kalması ve Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü bozması.
4. Osmanlı Devletinin Balkanlar ve Anadolu topraklarının güvenliğini sağlamak istemesi.
5. Kara ve deniz açısından önemli bir bölgede yer alması ve ticaret gelirlerinin ele geçirilmek istenmesi.
6. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (sav)’in İstanbul’un fetih olunacağını müjdelemesi ve fethi gerçekleştiren komutan ve askerlerin övüldüğü hadisi şerife laik olabilme isteği.
Osmanlı Deyleti’nin yaptığı hazırlıklar;
1. Karadeniz’den gelebilecek yardımlara engel olabilmek amacıyla Anadolu Hisarının karşısına Rumeli Hisarı (Boğazkesen) yaptırılmıştır.
2. Kalın ve sağlam surları yıkabilmek amacıyla Şahi adı verilen büyük toplar döktürülmüştür.
3. Balkanlardan gelecek yardımı engellemek amacıyla bazı devletler ile ittifak yapılmış, Mora üzerine kuvvet gönderilmiştir.
4. Bizans ile anlaşarak kuşatmayı tehlikeye atabilecek olan Karamanoğulları üzerine sefere çıkılarak anlaşma imzalanmıştır.
5. Yüksek kale duvarlarına yaklaşabilmek amacıyla tekerlekli kuleler yaptırılmıştır.
6. 400 parçalık büyük bir donanma hazırlanarak asker sayısı artırılmıştır.
7. Saray ve Vize kaleleri alınmıştır.
Bizans’ın yaptığı hazırlıklar;
1. Surlar güçlendirildi ve tamir edildi.
2. Papadan ve Avrupa’dan yardım istendi.
3. Haliç’in girişi zincirle kapatıldı.
4. Grejuva (Rum Ateşi) adı verilen suda yanabilen ateş geliştirildi.
Osmanlı Devleti yapılan hazırlıklardan sonra 6 Nisan 1453’te şehri kuşatmıştır. Kuşatma 53 gün sürmüş ve nihayet 29 Mayıs 1453 yılında İstanbul fethedilmiştir. Kuşatmanın başarılı olmasında 70 kadar geminin karadan yürütülerek Haliç’e indirilmesinin ve saldırının zayıf olan bu alandan yapılması çok etkili olmuştur. Bizans’ın kuşatma esnasında Avrupa’dan yardım alamaması, ordusunun ve donanmasının zayıf olması fethi kolaylaştırmıştır. Fetihten sonra II. Mehmet dönemin şartlarına göre kuşatma savaşından sonra askerler tarafından şehrin yağmalanmasına izin vermemiştir. Ayrıca padişah yayınladığı fermanla şehirde yaşayan gayrimüslimlere din ve vicdan özgürlüğü vererek Osmanlı hoşgörüsünü göstermiştir.
Tarihçiler İstanbul’un fethinin sonuçlarını Türk ve dünya tarihi açısından iki başlık altında ele almaktadır.
Türk Tarihi açısından sonuçları;
1. Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğü sağlanmıştır.
2. İpek yolu ve Karadeniz ticaret yolunun önemli bir bölümünün kontrolü Osmanlı Devletine geçmiştir.
3. İstanbul, Osmanlı Devletinin başkenti olmuştur.
4. Osmanlı Devleti için yükselme döneminin başlangıcı kabul edilmektedir.
5. II. Mehmet’e fetih yapan anlamında “Fatih” unvanı verildi.
6. Osmanlıların Türk- İslam dünyasındaki otoritesi artmıştır.
Dünya Tarihi açısından sonuçları;
1. Ortaçağ sona erdi, Yeniçağ başladı.
2. Fener Rum Patrikhanesinin Osmanlı kontrolüne girmesiyle Ortodoksların koruyuculuğunu Osmanlı Devleti üstlenmiş oldu.
3. Ticaret yollarının Osmanlıların eline geçmeye başlamasıyla Avrupalılar yeni yollar aramaya başladılar. Böylece Coğrafi Keşiflere zemin hazırlandı.
4. Surların yıkılmasında kullanılan büyük topları örnek alan Avrupalı krallar derebeylerin şatolarını yıkarak derebeylik rejiminin yıkılış sürecini hızlandırmıştır.
5. İstanbulldan ayrılarak İtalya’ya giden bilim adamları Rönesans’ın başlamasında etkili olmuşlardır.