Zekât sözlükte “bereket, artış ve güzel zikir” demektir. Dinimizde ise bir malın belirli bir miktarını belirli bir zamandan sonra bir kısım hak sahibi müslümanlara Allah rızası için tamamen mülk kılmaktır. Diğer bir ifade ile Zekat; Ölçülere göre zengin olan (Nisab miktarına ulaşmış) müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir.
Zekât, bununla mükellef olanlar için farzdır ve islamın beş şartından biridir. Peygamber Efendimiz (sav) hicretinin ikinci senesinde oruçtan önce farz kılınmıştır. Yüce Rabbimiz Kuranı Kerim’de şöyle buyuruyor;
“Namazı dosdoğru kılın. Zekâtı verin ve Peygambere (sallâllâhu aleyhi ve sellem) itaat edin ki, kurtuluşa eresiniz.”(en-Nûr, 56)
Nisap miktarı, dinin koyduğu bir ölçüdür ki, bu da kişinin borcundan, evinden, binek arabasından ve zorunlu eşyalarından başka, 80,18 gr altına veya bunun değerinde paraya sahip olmasıdır.
Zekât verilecek malın üzerinden bir sene geçmesi gerekmektedir. Yani nisap miktarı mala sahip olduktan bir sene sonra, o maldan zekât verilir. Zekât, malın sigortasıdır; malı bütün belalardan korur, bereketlendirir.