Amerika’nın Ohio eyaletindeki Milan kadison kasabasında 1847 yılında doğan Thomas Edison, bugün pratik hayatta kullandığımız bir çok icadın babası, birçok icadın da geliştiricisidir. Bu bakımdan ona “Mucitlerin Kralı” demişlerdir. Telefon için bir hoparlör alıcı yaparak onun kullanılmasını geliştirmiş, bu icadından sonra telefonla çok uzak yerlerle konuşmak mümkün olmuştur. Morrse’un telgrafına ses alıcı bir gereç takarak onu pratik hale getiren de Edison’dur. Bu icatlarından sonra ilk defa insan sesini bir plâğa almayı başarmış,”Fonograf” denilen cihazı icat etmiştir Fonoğraf gramafonun icadına yol açmıştır. Daha sonra elektriği günlük hayatta kullanılır duruma getirmeyi başarmış, ampulü icat etmiş, ilk elektrik santralını çalıştırmıştır. Yalnız elektrikle ilgili icatları Edison’u ölmez insanlar arasında saymamıza yeter. Sayılamayacak kadar çok icatla uğraşmıştır. “Kinetoskop” adını verdiği makine, ilk sinema makinelerinden biridir. Denizcilikte kullanılan birçok icadı vardır. Patentlerini aldığı icatlarının sayısı 1000’i bulur.
Edison, okulda başarılı bir öğrenci olamamıştır. Küçük yaşta acaip deneylerle uğraştığı için öğretmeninden ve komşularından sık sık azar işitmiş, okuldan ayrılmak zorunda kalmış, evde annesi tarafından okutulmuştu. Edison’un kardeşlerinden biri dünyaya gelirken, doktor evdeki ışığın az olduğunu söyleyince Edison lambaların arkasına çeşitli aynalar koyarak ışığın fazlalaşmasını ve annesinin kolay doğum yapmasını sağlamıştı.
Babasının geliri az olduğu için Edison gazete satarak hayatını kazanmaya başlamış, sonra bir yük trenindeki bir vagonda küçük bir matbaa kurmuştu. Bu vagonda deneylerle uğraşırken yangın çıkmış, trenin kondüktörü Edison’ün kulağına bir tokat patlatınca, Edison yarı sağır olmuş, bu acıyı bütün hayatı boyunca duymuştu.
Gazete satıcılığı ve basımcılıktan sonra Edison, telgraf operatörlüğü yapmış, New York’a yerleşmiş, telgraf şeridi üzerinde çalışarak şerit makinesini geliştirmişti. 1869 yılındaki bu icadı ona zenginlik kapılarını açmış, bu tarihten sonra bir müessese kurarak yeni icatlar üzerinde çalışmaya başlamıştı.
FONOGRAFIN İCADI
1877 yılında “Sesi yazan” anlamına gelen “Fonografı icat etti. Halk “Konuşan makine” adını taktığı bu icadı şaşkınlık ve sevinçle karşıladı. Bundan böyle insanlar yakınlarının seslerini, sevdikleri bir şarkıyı bir levhaya kaydedebilecekler ve İstedikleri zaman dinleyebileceklerdi.
Edison fonografı yaparken ince bir kalay levhayı, üzerinde dişler açılmış bir madeni silindire sarmıştı. Silindirin iki yanında birer diyafram vardı. Biri sesleri yazıyor, diğeri dinletiyordu. Ses, diyaframı titretince bu titreyiş, kalay levhaya geçiyordu. İğne başa alınıp silindir ters yöne döndürülünce daha önce yaptığı girinti ve çıkıntılarda yol alan İğne diyaframı titreterek sesi meydana getiriyordu.
Fonoğrafta ses önce kalay levhaya alınıyor, sonra dinleniyordu. Yıllar sonra bir başka mucit, Berliner, sesi ayrı bir plâğa almayı ve bunu bir makinede çalmayı başardı. Gramofon icat edilmişti. 1892 yılında ilk taşınabilir gramofon yapıldı. Ama bu icadın öncüsü şüphesiz Edison’du.
Edison en büyük çalışmasını elektrikle ışık meydana getirebilmek için yaptı. Gerçi daha önce ark lambası icat edilmişti ama elektrik ışığı günlük hayatta kullanılamıyordu. Edison binlerce deneyden sonra havasız bir cam ampul içine kömürleşmiş iplik parçaları yerleştirmeyi ve bunlara elektrik akımı vermeyi başardı. Kendi sözleriyle “Gözlerimiz, nice zamandır görmeyi arzuladığı elektrik ışığına işte o zaman kavuştu.” (1879)
İlk ampul iki gün ışık verdi. Edison ve yardımcıları aylarca çalışarak yeni ampuller ve bu ampullere yerleştirilecek kömürleşmiş lifler yaptılar. Sonra devamlı elektrik akımı sağlayacak bir dinamo meydana getirdiler. 1882 yılında New York’ta ilk elektrik santralını kurdular ve ilk blok apartmanları ışıklandırdılar.
Edison 1931 yılında öldü. Bütün insanlık , sonsuz minnet duyguları beslediği bu büyük mucit için yas tuttu.